Troas bölgesi, antik dönemde popüler olan bölgelerden biridir ve günümüzde Biga yarımadası olarak da anılan, Çanakkale ilinin, doğu uç kesimi hariç hemen hemen tümünü kapsamaktadır.

Troas bölgesi, antik dönemde popüler olan bölgelerden biridir ve günümüzde Biga yarımadası olarak da anılan, Çanakkale ilinin, doğu uç kesimi hariç hemen hemen tümünü kapsamaktadır. Troas bölgesi engebeli bir yapıdadır ve en etkileyicisi ise güneydoğusundaki 1774 metre yüksekliğindeki, bin pınarlı diye nitelenen İda (Kaz) dağıdır. Homeros, bu dağın en yüksek doruğuna Gargaros demektedir ve baş tanrı Zeus’un Troia savaşını buradan izlediğini aktarır. Troas bölgesinin merkezini kuzeyde Bida Dağları ve güneyde Kaz Dağının batı uzantıları ile sınırlanan, içinden Skamandros (Menderes) nehrinin aktığı oldukça bereketli vadi oluşturmaktadır ve buraya genel olarak Troia Ovası denilmektedir.

İsmini antik dönemin en ünlü kentlerinden biri olan Troia’dan almaktadır ve yörede Dardenler denilen çok eski bir halk topluluğunun yaşadığına inanılıyordu. Bu isim ise Troia krallarını sülalesinin kurucusu olarak kabul gören Dardanos’tan gelmektedir. Antik çağ yazarları Dardanos’u Zeus ve Elektra’nın oğlu olarak gösterirler ve Yunanistan ya da İtalya’dan önce Semadirek Adasına geldiğini ve oradan da İda Dağı eteklerinde Dardania adında bir kent kurduğunu yazmaktadırlar. Dardonos ve Dardenler’in kökeninin Illyria’ya dayandıkları anlaşılmaktadır. Bölgede yaşayan diğer bir halkın ismi Teukri’dir ve Avrupa’lı bir halk olan Paionlar da kökenlerini Teukroslar’a dayandırmaktadırlar. Homeros, Makedonia Thrakları’ndan Paionlar’ın Troia savaşında, Troia kralı Priamos’un yanında savaştıklarını aktarır. Ayrıca Homeros, Troas’ta yaşayan Lykialılar’dan da bahsetmektedir.

M.Ö.3.binyıldan itibaren Troia’da yaşayan yerli idarecilerin yönetiminde olan Troas, ilk kez M.Ö.1200’lerde Kıta Yunanistan’dan gelen Akalar tarafından ele geçirildi. Yine M.Ö.1200’lerden sonra Balkanlardan gelen Thrak boylarının göçlerine sahne oldu. M.Ö.7.yüzyılın ilk yarısında Lydia Krallığı’nın yönetimi altına girdi. M.Ö.6.yüzyılın ortalarında ise Pers egemenliği başladı ve M.Ö.5.yüzyıl sonları ile M.Ö.4.yüzyıl başlarında Daskyleion satraplığına (valiliği) bağlı kaldı ve Zenis isimli Dardanos’lu bir bey taradından yönetildi. M.Ö.334 yılında Büyük İskender’in Perslere karşı kazandığı Granikos zaferiyle Makedonia toprağı sayıldı ve onun ölümüyle generali önce Antigonos, sonra Lysimakhos’a bağlandı. M.Ö.281-188 arasında ise Seleukos Krallığı’na dahil oldu. M.Ö.190 yılında Roalılar, Seleukos kralını yenince, kendilerine yardımcı olan Pergamon (Bergama) krallığına bağışladılar. M.Ö.133’te Pergamon kralı III.Attalos, krallığını vasiyetname ile Roma’ya bırakınca, Troas bölgesi Roma eyalet sistemine dahil oldu ve Asia Eyaleti’ne bağlandı.

Daha önceki yazılarda belirttiğimiz gibi, Troia, Assos (Behramkale), Alexandria Troas, Smintheion (Gülpınar), Parion (Biga/Kemer köyü) de dahil olmak üzere birçok antik dönem kent ve kasabalarına ev sahipliği yapan bir bölgedir. Etnik ve siyasi bir anlam taşımayan Troas bölgesi, doğuda Mysia bölgesi, batı ve güneyde Ege denizi, kuzeyde ise Hellespontos (Çanakkale Boğazı) ve Propontis (Marmara Denizi) ile sınırlanmaktadır. Bölgenin sınırları biraz tartışmalı olsa da, kabaca bu şekildedir ve antik yazar Strabon’da Homeros’a dayanarak, sınırları tarif etmektedir.
Devrim Demir (26.05.2021)