Ekoturizm, genellikle ailelerin işlettiği küçük tesislerde, geleneksel mimarinin ve yerel kaynakların kullanımıyla olur.

Ekoturizm amacına uygun gerçekleştirilmesi halinde, hassas ekosistemlerin korunması ve bu bölgelerin içerisinde ve çevresinde yaşayan nüfusun sosyo-ekonomik gelişmesi için kaynak yaratabilen bir araçtır. Ekoturizme elverişli olan dağlık ve ormanlık gibi bakir bölgelerdeki köylerde yaşayan halkın ekonomisine ve kültürüne pozitif faydaları vardır. Bu faydaların yanı sıra çevre bilincini geliştirir, yerel kültürü öğretir, ekonomik olarak bölgedeki halkın daha çok faydalanmasını sağlar.

Ekoturizm, maalesef ki bölgemizde imar rantına açılan bir kapı yani EKORANTİZM olarak görülmekte. Havası, Doğası ve Tarihiyle cazibe merkezi haline gelen Çanakkale bölgesi, Çarpık yapılaşma planları, “ekoturizm” adı altında yapılmaya başladı. Özellikle Ayvacık ve Bayramiç te Ekoturizm tesisi patlaması yaşanıyor.

 Eko-turizm Alanları: Doğal kaynakların sürdürülebilirliğini güvence altına alarak; yayla turizmi, ornitoloji (kuş gözleme) turizmi, foto safari, akarsu sporları (kano-rafting), çiftlik turizmi, botanik (bitki inceleme) turizmi, bisiklet turları, atlı doğa yürüyüşü, kamp-karavan turizmi, mağara turizmi ve dağ turizmi gibi doğal çevreyi ve biyo çeşitliliği koruyan, yöre haklının refahını ve yöre kültürünü gözeten turizm faaliyetlerinin gerçekleştirildiği alanlardır. Özel Hükümler: Eko-turizm alanları 8.16.1 Planlama bölgesinin doğal ve kültürel kaynak zenginliği nedeniyle.  Agro  (çiftlik) turizm, klimatizm etkinliği, at ile gezinti etkinliği, dağ bisikleti etkinliği, dağcılık etkinliği, doğada serbest yürüyüş, kamping/çadırlı kamp, kayak, kuş gözlemciliği, mağaracılık, dağ yürüyüşü, yamaç paraşütü etkinlikleri için uygun alanlar bilimsel yöntemlerle belirlenecek ve çevreye olumsuz etki yapmayacak şekilde planlanması için gerekli çalışmalar yapılacaktır. Bu alanlarda aile işletmeciliği şeklinde pansiyonlar, çiftlik evleri, dağ evleri vb. Konaklama kullanımları, yeme-içme tesisleri ile yöresel ürünlerin satış üniteleri yer alabilir. Geleneksel mimarinin ve doğal yapının korunması esastır. Yerel kaynakların kullanımı sağlanacaktır. Bu kapsamdaki uygulamalarda turizm tesislerinin belgelendirilmesine ve niteliklerine ilişkin yönetmelik hükümlerine uyulması zorunludur.

Son zamanda ülkemizde birçok kıyı alanında olduğu gibi Çanakkale kıyılarında da başlayan ve “ekoturizm” adı altında yürütülen projeler karşısında endişeliyiz. Çünkü bu uygulamaların uluslararası sahada kabul gören ekoturizm ilke ve amaçları ile ve hatta mevzuatlar çeliştiğini açıkça ve üzülerek görüyoruz. 

Birçok arazinin el değiştirmesi sonucu bölge halkı yaşadığı yerden uzaklaştı. Yerel aile işletmelerinin yerlerini bölge dışından gelen ve bölgeye yabancı olan büyük işletmeciler alıyor ve bölgenin sosyal dokusu bozuluyor. Bazı gayrimenkul pazarlama firmalarınca “ekoturizm imarlı proje alanı” tanıtımlarının yapılması sonucu, bölge karakterine uymayan ve birbirine bakarak çoğalan imar faaliyetleri teşvik ediliyor.  İmar planı ile doğal alanların bütünselliği bozuluyor. Proje alanlarının az bir kısmında yapılaşma olacak gibi görünse de pek çok örnekte alanın tamamı yeni yerleşim niyetinde olanların ihtiyaçlarına göre toplu konut siteleri olarak tasarlanıyor. Bu projelerin ne eko boyutu ne de turizm boyutu vardır. Düpedüz SİTE KONUT inşaatlarıdır. Ekoturizm göstermelik bir sıfattan ibarettir. Emlak ticareti yapan firmalar şimdilik müşterilerine konut tapusu değil, kurdukları sözde turizm firmasının hisselerini vaat etmektedirler.

 2019 dan beri Çanakkale'nin kabusu olan EKO TURİZM Tüm siyasetçiler, yetkili makamlar, sivil toplum kuruluşları ve yerel halk Ekoturizmi gerçek amacıyla uygulamak ve uygulatmak hepimizin görevi olmalıdır.