13 EYLÜL 2024  ne kadar zor, ne kadar duygu ve empati dolu bir günde anıla anılar geldiler-gittiler…

1963 yılından itibaren ANILARIMIN iç-içe girdiği “hatıra“ kelimesinin yaşayan Türkçe’de etken olup “anı” kelimesinin çok zayıf kaldığı bir gün oldu benim için !?..

Şebinkarahisar’ın Efe-siz Efelerinden ve EFENDİLERİNDEN biriydi, Ataman !?..

Ergen gençliğin heyecanı içinde olup yersiz münakaşa (tartışma) bilmeyen, kabadayılık ve kofalaklıktan (Yörükçe kovalaklık) uzak, kavgaların genci olmayıp kendi halimizde iki sakin, bulunduğu yere huzur veren, paylaşımcı, anne bağlamlı yetişmiş, vefa duygusu ağır basan, verilen işi mutlaka yapan kişilerdik, o başak, ben boğa burcunun insanlarıydık; her ikimizde VENÜS grubunun etkisi altında olduğumuz için temiz giyinmeyi sever, estetik yapıyı önemserdik…

Yeteneğimizde dengeli ve ölçülü olmak, özelliğimizde saygı ve zariflik, hedefimizde  olgunluk ve düzeyli dostluk kurmak vardı dersek; astrolojiyle de bağlantı kurmuş oluruz ki  bu da arkadaşlığımızın  UYUMLU olduğunu veriyordu, demek daha doğru söylemdir ...

Ataman’da aşırı titizlik, bende aşırı yayılmacılık esas da olsa, aramızda kavga -tartışma olmaz, sakinlik içinde çözüm üretebilirdik…

Derslerimizde orta ölçekli çalışkan tiplerdik… Bol bol cadde turlar, arada bir birbirimizin evlerine de gider-gelir, iki tarafta da annelerimiz bizi birbirimizden ayrı görmezdi…

Atama’nın 1960-1961 arası babası Şemsi amcamıza Yıldız Mahallesindeki evlerinden öğlen yemeğini sefertası elinde sakin sakin yürüyüşüyle O ESKİ Ortaokul binasının önünden yokuşu çıkarak, babasının fırınına SARAÇLAR Otelinin altına götürüşü, benin anılarım arasına girmiş…

Ataman, bazı bayramlarda “yavrukurt” da olmuştu, diğer arkadaşlarımız gibi !?.. Biz olamazdık, çünkü o yıllarda “yavrukurdu görmediğimiz gibi asıl-asil kurtdan” haberimiz de yoktu !?!..

Ataman: Ata kişi, başkan kişi, önder anlamına gelir.  Bazen atalığı tutar, dediğim dedik gibi davransa da karşısındaki dikkate almayınca, yapacak bir şeyi olmadığından iddiasından vazgeçerdi !..

1964-1965 öğretim yılında ben, Yozgat Kız İlköğretmen Okulu’na girdim, Ataman memleketimizdeki liseye devam etti. 1967-1968 Öğretim yılında Şebinkarahisar Ovacık Köyünde İlkokul öğretmenliğine başladım.  Atatman da sanırım o yıllarda Giresun Öğretmen Okulu’nda fark derslerini vererek, öğretmenliğe Kocaeli’nde başlayıp sonraları Şebinkarahisar’da görev aldı.

Ailesinden annesi ile ablalarından Şengül ve Söyleşen ablalarla tanışıklığımız vardı, Şengül ablamız Bayhasan’da ben, Ovacık’ta olduğumuzdan haftasonu ve haftabaşı zaman zaman yol arkadaşlığımız olurdu, her ikisine ve genel aileye saygım-sevgim daimdi… Onlara da buradan başsağlığı mesajımı gönderiyorum…

Dostluğumuz bizleri, onları İstanbul’daki evlerinde ve Silivri’deki yazlıklarında buluşturdu, onlar da bizi Çanakkale’de ziyarete gelmişlerdi. Bizler evlendikten sonra da ilişkilerimiz; Ataman’ın eşi Neriman kardeşimizin nezaketi, benim eşim Mebrure Hanımın zarafetiyle buluşunca, gidip-gelmeler ailece görüşmeye dönüştü, güzel dostluğumuz çocuklarımızın tanışmalarına da vesile oldu…

Kızlarımızla iki yılda bir de olsa Şebinkarahisar’a gider, kültürel yapımızı yaşar, geliriz… Bir seferinde Atamanlar’da sabah kahvaltısının güzelliğinde buluştuk, rahmetli kardeşimizi son görmemiz bu oldu; lâkin telefonla görüşmelerimiz devam ederdi.

Eşi Neriman kardeşimizin, Ataman’ın hastalanması sonrasındaki “ciddi-dikkatli, samimi ve vefalı” bakımı, devamlı takibi bir olarak, bir anne olarak, takdire şayandır; Türk kadın kimliğinin özelliğini sergilemesi açısından da önemlidir, kendisini buradan kutluyorum…

Ölüm sonrası eşi Neriman hanıma feysbukta yazdığım, başsağlığı ve haber paylaşımlarımla yazımızı sonlandırıyorum...

“ Ergen-gençlik yıllarımızdan başlayan ve bu yıla kadar devam eden arkadaşlık-dostluk ile aile bağlarımız olan bir kardeşime bu duygusal sözlerimiz yetersiz kalır... Sizi de eşi olarak, hastalığındaki duyarlılığınızdan, vefanızdan, kibar ve zarif davranışınızdan dolayı kutluyor, örnek buluyorum...Tekrar hakkımı helâl ediyorum, dualarımız daimdir... Kendisine ruh huzuru, sizlere sağlık diliyorum...”    

EFELENMESİ OLMAYAN

ATAMAN EFE !?...

13 EYLÜL 2024

Şebinkarahisar’ın EFE-LE-N-ME-y-EN, Efelerinden ve EFENDİLERİNDEN biriydi.

1961'den beri GENÇLİK arkadaşım, 63 YILLIK dostum Ataman !?..

Bugün HAK'KA yürüdü, Hak helâlliğimi gönderiyor;

RAHMET içinde RUH HUZURU diliyor, EFE ailesinin ACISINI yüreğimde hissediyorum...

ANILARIMIZA SELÂM OLSUN !...

Aramızdan ayrılan Şebinkarahisarlı arkadaş-dost kardeşlerimiz ile EFE ve ÖZGÜN ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Afyon / Sandıklı’da çok söylenen mezarlıktaki defin sonrası;

“EL HÜKM-İ LİLLÂH” (hüküm Allah’ın veya Allah’ın hükmü) sözüyle, SEVGİLER…

                                                                                23,09.2024

                                                                      Dr. Hayrettin Parlakyıldız

                                                                      Akademisyen – Araştırmacı - Köşeyazarı

1965-1967 arası Şebinkarahisar eski Ortaokul Bahçe duvarı.