Bir kaç hafta önceki yazımda da Kızıldenize dikkat edilmesi konusunda kendi çapımda uyarılarda bulunmuştum.
Malesef korkularım gerçekleşmeye başladı. İsrail-Hamas savaşının patlak vermesinden bu yana, Yemen'in bir bölümünü kontrol eden İran destekli isyancı grup Husiler tarafından Kızıldeniz'de düzenlenen bir dizi insansız hava aracı ve roket saldırısı, Avrupa'ya yönelik ticaret akışını ciddi şekilde sekteye uğratmaya başladı. Saldırılar üzerine birçok büyük nakliye firması, küresel ticaretin yüzde 12'sinin ve küresel konteyner trafiğinin yüzde 30'unun geçtiği bu bölgeden geçici olarak kaçınmaya başladı. Buna karşın AB ülkeleri, aralık ayında Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde oluşturulan deniz misyonu Refah Muhafızı Operasyonu'nu (OPG-Operation Prosperity Guardian ) destekleme fikir birliğine varamadılar. Operasyon başlangıçta sadece altı AB üyesi ülkenin desteğini almış, daha sonra bu ülkelerden üçü destek vermedi.
Danimarka'ya ait bir gemiye sabotaj girişiminde bulunan on Husi militanının öldürülmesiyle gerilim tırmandı. Bu da İranın bölgeye fırkateyn göndermesi ile sonuçlandı.
Amerikan ve İngiliz güçleri, Hollanda'nın da desteğiyle, Yemen'de Husilerin kontrolündeki bölgelere füze saldırılarını düzenledi. Danimarka, Çek Cumhuriyeti, Hollanda ve Almanya bu saldırıları desteklediğini beyan etti.
Türkiye Rusya ve İran, Yemen'de Husileri hedef alan hava saldırılarına tepki gösterirken, Suudi Arabistan, taraflara "itidal" çağrısı yaptı.
ABD'nin öncülüğünde düzenlenen saldırılar ABD kongre üyeleri tarafından destekle karşılandı. Cumhuriyetçi temsilcilerin çoğu saldırı kararının yerinde olduğunu savunurken, Demokrat temsilciler daha ılıman yaklaşarak Amerikanın ortadoğuda bir maceraya ve krize dahil olması istemediklerini belirttiler.
Saldırılarda ABD'nin yanında yer alan İngiltere'de genel olarak saldırılara olumlu bakıyor. Başbakan "Birleşik Krallık her zaman seyrüsefer özgürlüğünü ve ticaretin serbest akışını savunacaktır. Bu nedenle meşru müdafaa kapsamında sınırlı, gerekli ve orantılı adımlar attık." dedi. Ana muhalefetteki İşçi Partisi Yemen'deki askeri operasyonunu desteklediklerini ifade etti.
Yemendeki Husilerin lideri Abdülmelik el Husi ise yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi kararına tepki göstererek, başında bulunduğu hareketin, "Siyonist bağlantılı gemilere" yönelik saldırılarına devam edeceğini ifade etti.
İran da saldırıyı, Yemen'in egemenliği ve toprak bütünlüğü ile uluslararası yasaların ihlali olarak adlandırdığı saldırıyı şiddetle kınadı.
İran destekli Hizbulah da "Amerikan saldırganlığı, ABD'nin Gazze'de ve bölgede Siyonist düşman tarafından işlenen trajedi ve katliamların tam ortağı olduğunu bir kez daha teyit etmektedir." şeklinde açıklama yaptı.
Rusya,, Yemen'e yönelik askeri saldırıları nedeniyle ABD ve İngiltere'ye sert tepki gösterdi. Saldırıların Orta Doğu'da gerilimi tırmandırdığını ve uluslararası hukuku tamamen hiçe saydığını belirten Rusya, konuyu görüşmek üzere cuma günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı.
Saldırıların ardından Suudi Arabistan tarafından yapılan açıklamada "itidal" ve "gerilimin tırmandırılmaması" çağrısında bulunuldu.
Irak Başbakanığı'ndan yapılan açıklamada, "Batı'nın İsrail ve Hamas arasındaki çatışmaları bölgeye yaydığı" değerlendirmesinde bulunuldu.
Hollanda'nın Başbakanı yaptığı açıklamada, "ABD-İngiliz harekâtı meşru müdafaa hakkına dayanmakta, serbest geçişi korumayı amaçlamakta ve gerilimi azaltmaya odaklanmaktadır. Dedi.
İtalya, ABD ve İngiltere'nin Husilere karşı gece boyunca düzenlediği saldırılara katılmayı reddettiğini ve Roma'nın Kızıldeniz'de daha "sakin" bir politika izlemeyi tercih ettiğini söyledi.
Avustralya Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Richard Marles, ABD ve İngiltere'nin askeri operasyonuna destek verdiklerini açıkladı.
Avustralya'nın yanı sıra Hollande Bahreyn ve Kanada da saldırılara destek verdi.
Türkiye ise hava saldırılarını orantısız güç kullanımı olarak eleştirdi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ABD ve İngiltere'yi Kızıldeniz'i "kan gölüne" çevirmekle suçladı.
Aman dikkat diyorum İsrail, Hamas, Filistin, İngiltere, Amerika, Yemen Ortadoğuyu ve Kızıldenizi kan gölüne çevirmek için elinden geleni yapıyor. Başta kendi ülkemin yöneticileri olmak üzere diğer ülkenin yöneticilerine seslenmek istiyorum. Lütfen savaşı bitirmek için elinizden geleni yapın diyorum. Atamızın dediği gibi '' YURTTA SULH CİHANDA SULH''