Güney Afrika, İsrail'in 7 Ekim'den itibaren Gazze'de yaptığı ve neden olduğu tüm faliyetlerin,
1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanında 'soykırım davası' açtı. "İsrail'in eylem ve ihmallerinin soykırım niteliği taşıdığı", zira bu eylemlerin Filistin ulusal, ırksal ve etnik grubunun bir parçası olan "Gazze'deki Filistinlileri yok etmek" amacıyla gerçekleştirildiği belirtildi. Başvuruda İsrail'in Gazze'deki eylemlerine ilişkin, "hususi soykırım niyetiyle işlenmiştir" ifadelerine yer verildi. Ayrıca Lahey merkezli Mahkeme'den İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarını derhal askıya alması için geçici bir emir çıkarması talep edildi.
Soykırım Sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca, bir devletin sözleşmenin maddelerini ihlal etmiş olması durumunda, sözleşmeye taraf herhangi bir devlet, ihlal eden devlet aleyhine ICJ'de dava açabiliyor. ICJ, aciliyet gerektiren durumlarda ihtiyati tedbir kararına hükmederek, söz konusu ihlallerin dava süreci sonlanana kadar durdurulmasına hükmedebiliyor.
Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanlığı Sözcüsü Clayson Monyela, yaptığı açıklamada, davanın ilk duruşmasının 11-12 Ocak'ta Lahey'de olduğunu ve avukatların bu yönde hazırlıklarını sürdürdüğünü belirtti.
Güney Afrika'nın Filistinlilere soykırım yapmakla suçladığı İsrail, Birleşmiş Milletler'in en üst mahkemesi önünde kendisini savunacağını duyurdu. İsrail başbakanlık ofisinden Eylon Levy, "İsrail devleti, Güney Afrika'nın saçma sapan kan iftirasını çürütmek için Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önüne çıkacak" diyerek davayı boykot etmeyeceklerini açıkladı. İsrail'de mahkemede savunma yapmak üzere Adalet ve dışişleri bakanlıkları, Ulusal Güvenlik Konseyi ve Savunma Kuvvetleri'nden üst düzey hukukçulardan oluşan bir ekip kurulmakta olduğu belirtildi.
Bu ekip ülkenin pozisyonunu savunmak için hangi stratejiler ve hukuki mazaretler sunabilir?
İsrail egemenlik ve ulusal güvenlik hakkını savunabilir. Bazı eylemlerin nüfusu ve bölgeyi korumak için gerekli olduğunu savunmayı içerebilir.
İsrail BM Şartı'nın 51. Maddesi uyarınca meşru müdafaa hakkını kullanabilir. Savnmanın bir parçası olarak, İsrail'in avukatları 7 Ekim'de Hamas tarafından saldırıyı kesin bir şekilde detaylandırmaları söz konusu olacak. Hamasın savaşma biçimi nedeniyle - Gazzelilerin arkasına saklanarak, sivillerin arasına karışarak savaşmalarını savunacak.
İsrail, diplomatik çabaları ve barış görüşmeleri girişimlerini öne sürebilir. Siyasi çözümlerin devam ettiği de savunabilir.
İsrail, sınırlarının meşruiyeti lehine tarihi, hukuki ve siyasi argümanlar sunarak toprak iddialarının geçerliliğini savunabilir.
Uluslararası Adalet Divanı (UAD) dava usulüne göre, davacı ve davalı ülkeler, 15 hakimden oluşan panele birer hakim ekleme hakkına sahip. Ayrıca, davalı İsrail, duruşmada 4 avukat tarafından temsil edilebilir ve destekçisi ülkelerin temsilcileri tarafından yazılmış mektupları mahkemeye sunabilir.