Çanakkale günlerdir rüzgâra teslim.

Çanakkale günlerdir rüzgâra teslim.
Sadece Çanakkale’de değil, Marmara ve Ege kıyılarında şiddetli bir rüzgâr söz konusu.
Herhalde havadan olsa gerek.
Bu sabah oldukça ilginç bir görüntüyle karşılaştım.
Belki çok da ilginç değil elbette ama tam ortasında kalınca beni büyüledi diyebilirim.
Çanakkale Çayı üzerinde ve yanında çok sayıda kuş türü vardı.
Ben bu konuda bilirkişi sayılmadığım için karga ve martıları seçebildiğimi söyleyebilirim.
Öylece duruyorlardı.
Burada da öyle Amsterdam’daki gibi değil, kuşlar korkuyor bizden. Yanlarından geçerken geri geri kaçıyorlardı. Hemen akabinde, az ilerideki köprüden ekmek parçaları atmaya başladı bisikletli biri. Kuşlar ise kendilerine has o sesler ile ekmek parçalarını kapışmaya başladı.
Tabii bunu yapmak için beni aşmaları gerektiği için, ortalarında kaldım.

Kuşlar oldukça ilginç ve bir o kadar da büyüleyici canlılar.
Büyük mücadeleler sonucu birkaç ekmek parçası yiyenler,
Aerodinamikleriyle bir kaç tur attılar, yine benim çapım içerisinde.

Sonra, tüm bu anları şahit olan ben, usta yönetmen Hitchcock’u andım.
Yönetmenin 1963 yapımı, korku gerilim türünde şahane bir filmi vardır: Kuşlar.
Başrollerinde Tippi Hedren ve Rod Taylor'ın oynadığı film, Kuzey Kalifoniya'da tatil yapan Hitchcock'un o bölgede kuşların insanlara saldırdığına dair bir gazete haberi okumasıyla ortaya çıkmıştır. Film; kasaba ve çevresindeki kuşların tuhaf davranmaya ve sebepsiz bir şekilde insanlara saldırmaya başlamasını anlatır. Kuşların saldırıları kısa bir süre içinde ölümcül olmaya, insanlara yaptıkları saldırılar ise sertleşmeye başlar.

Kuşların yönetmeni nasıl bu kadar etkilediğini de uygulamalı olarak, o rüzgârlı havada deneyimlemiş oldum.