Türkiye’de doğurganlık hızı düşmeye başladı.
Türkiye’de nüfus artışı 2022 yılında AB ortalamasının üstündeydi fakat 2023 yılında AB ortalamasınınbile altına düştü. Türkiye’de yıllık nüfus artış hızı 2022 yılında binde 7,1 iken, 2023 yılında binde 1,1 e düştü. 2023 yılındaki düşüşte Türkiye’de ikamet eden yabancı nüfusun bir önceki yıla göre 253 bin azalarak 1 milyon 571 bin kişi olmasının da etkisi var. Türkiye de 2023 yılına gelince kadar pandemi yılları haricinde nüfus artış hızı binde 10’un altına düşmemişti.
AB genelinde 2022’de yıllık nüfus artış hızı binde 6,1 gerçekleşirken, AB’de en yüksek nüfus artış hızı binde 41,2 ile Malta’da. Avusturya, Almanya, Hollanda, İspanya ve Belçika gibi Avrupa’nın önde gelen ülkelerinde nüfus artış hızı hem Türkiye hem de AB ortalamasının üstünde gerçekleşti.
Ülkemizin doğurganlık ortalamasının düşme nedenlerini şöyle özetleyebiliriz. Ülkemizdeki eğitimin yetersiz olması insanların birçok problemler yaşamasına neden olmaktadır. Bu durum özellikle büyükşehirlerde yaşam süren insanların geçim sıkıntısı yaşamamak adına çocuk yapmamasına neden olmakta ve bu durumda nüfus artış hızını düşürücü yönde etkilemektedir. Buna iş imkânlarının yetersiz olması ve her geçen gün yaşam sıkıntısının artmasını da ekleyebiliriz. Yeni iş sahalarının oluşturulmaması durumunda ilerleyen yıllarda Türkiye’nin nüfus artış hızının daha da azalmasına neden olacaktır. Yaşdığımız siyasi veya ekonomik durumlardan dolayı yaşanan olumsuzluklardan dolayı yaşanan iç ve dış göçlerde nüfüs hızının azalması nedenlerinden.
Nüfus artışının düşmesine asıl en büyük neden insanların daha konforlu bir yaşam sürmek istemesidir. Ailede yer alan birey sayısı arttıkça kişi başına düşen gelir azaldığından dolayı insanlar çocuk yapmayı tercih etmektediği gözlenmektedir. Eğer ki insanlarımız yarınlar için dahada rahat yaşayabilmek adına veya yaşadıkları olumsuzlukları gelecekteti kuşaklarına yaşatmamak adına daha da radikal planlar yapmaya başlarsa nüfustaki bu azalma durma noktasına bile gelebilir.
Nüfus artış hızının azalması, bazı açılardan olumlu bir durum olarak değerlendirilebilir. Daha düşük nüfus artış hızı, kaynakların daha dengeli kullanılmasını sağlayabilir ve sosyal hizmetlerin daha etkin bir şekilde sunulmasına olanak tanıyabilir. Çevre üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir. Daha düşük nüfus artış hızı, doğal kaynakların daha sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını sağlayabilir ve çevre kirliliğini azaltabilir.
Nüfus artış hızının azalması, bazı sorunlara da yol açabilir. Özellikle yaşlanan nüfus ve azalan işgücü potansiyeli gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu durum, sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülebilirliği açısından önemli bir sorun olarak değerlendirilebilir. Sosyal güvenlik sistemini etkileyebilir. Artan yaşlı nüfus ve azalan işgücü potansiyeli, sosyal güvenlik harcamalarını artırabilir ve sistem üzerinde baskı oluşturabilir.
İranlı sosyolog Ali Şeriati'nin sözüyle bitirelim.
''Kur'an kurslarında Kur'an'ın ne dediğini değil de Arapça harflerin nasıl okunduğunu öğretmeye devam ettiğimiz sürece kimse gelişmiş, erdemli, ahlaklı bir toplum beklemesin''