MURAT FİRİDİNOĞLU (2)
Allah rahmet eylesin bu abimiz çok çabuk kızar, çok çabukta kızgınlığı geçerdi ve o zamanlar onların birde arkadaş grubu vardı.
Başta Reşat Tabak, Bakkal Kemal Saygı, Fuat Gökhan, Hakkı Ar, Değirmenci Ali, Orhan Araş, irfan Araş, Mehmet Sürgit, Hayati Öncü, Haşan Tanguser, Fevzi Yanyalı, Rıfat Gökhan, Muzaffer Erkek, daha vardır ama hatırlayabildiklerim şimdilik bu kadar.
Emanetçi Mustafa tavla hastasıdır hep de Hakkı Hoca (Ar) ile kapışırlar maçın yapıldığı yerde Bahri Sefit gazinosudur.
Yalıdaki Tavla maçı öğlen bir başlar ki masanın etrafından en az otuz kişi olur maç bitinceye kadar kimse lavaboya bile gidemez.
Zarlar fincanla atılır, pullar toplanırken çalınmasın diye herkes nezaret eder.
Girilen iddiada Yalova'da balıklı rakı ziyafetidir maçın içinde bağırmalar, itirazlar birbirlerini kızdırmalar, Allah ne isterseniz var.
Tavla Emanetçi Mustafa abide kaldığı zaman onu kızdırmak için bütün kahve o bastırır onunda ağzı köpürür onlara küfür ederken.
Yalnız akşam ziyafet masasından kalkarken orda olanlar hepsi ellerini cebine atar hesabı bölüşürler. İşte okurlarım o zamanlarda böyle vakit geçiriyorlardı insanlarımız size yine tatlı bir anımı aktarmak istiyorum.
Çanakkale’den İstanbul'a Fenerbahçe - Galatasaray maçlarına gitmek bir mesele gidipte girmek hele bilet bulmak daha büyük mesele.
Onun için böyle büyük bir maça gitmek için Bakkal Kemal, Emanetçi Mustafa Ağbiye Mustafa vapur denk geliyor, bu bize FB - GS maçından on tane bilet alıver” diyor.
O da peki deyip İstanbul'a gidiyor iki gün, son acente Orhan Araş kendisi Alemdar otelden arayıp beş bilet olmasını söylüyor.
Bizimkiler buradan vapura binip İstanbul'a gidiyorlar, tam gemi gala rıhtımına yanaşacak Bakkal Kemal;” diğerlerine gelin saklanalım emanetçiyi biraz Acente Orhan Araş'ta kaptana tembih eder sorarsa onlar gelmedi dersin diye.
Gemi yanaşır Emanetçi Mustafa abi bakar gemiden son yolcuda iner bakar biletleri ne almaya gelen var ne arayan o kadar beklediğine mi yansın onbeş bilet elinde kalacak.
Mustafa abi tabii ki kızgın kırgın ve ne kadar bildiği küfürler varsa başlamış sıralamaya.
Bakkal Kemal bakmış olacak gibi değil arkadaşlarına dönmüş;” ulen bu zaten delidir, şimdi bu hırsla biletleride yırtar piç gibi ortada kalırız” der ve arkasından seslenirler.
İşte bundan sonra sen tutabilirsen Emanetçi Mustafa’yı tut, neyse maçtan sonra seni Beyoğlu’nda Çiçek pasajına götüreceğiz filan sözü verirler ancak ondan sonra biletleri onlara verir, iş tatlıya bağlanır.
Başta Reşat Tabak, Bakkal Kemal Saygı, Fuat Gökhan, Hakkı Ar, Değirmenci Ali, Orhan Araş, irfan Araş, Mehmet Sürgit, Hayati Öncü, Haşan Tanguser, Fevzi Yanyalı, Rıfat Gökhan, Muzaffer Erkek, daha vardır ama hatırlayabildiklerim şimdilik bu kadar.
Emanetçi Mustafa tavla hastasıdır hep de Hakkı Hoca (Ar) ile kapışırlar maçın yapıldığı yerde Bahri Sefit gazinosudur.
Yalıdaki Tavla maçı öğlen bir başlar ki masanın etrafından en az otuz kişi olur maç bitinceye kadar kimse lavaboya bile gidemez.
Zarlar fincanla atılır, pullar toplanırken çalınmasın diye herkes nezaret eder.
Girilen iddiada Yalova'da balıklı rakı ziyafetidir maçın içinde bağırmalar, itirazlar birbirlerini kızdırmalar, Allah ne isterseniz var.
Tavla Emanetçi Mustafa abide kaldığı zaman onu kızdırmak için bütün kahve o bastırır onunda ağzı köpürür onlara küfür ederken.
Yalnız akşam ziyafet masasından kalkarken orda olanlar hepsi ellerini cebine atar hesabı bölüşürler. İşte okurlarım o zamanlarda böyle vakit geçiriyorlardı insanlarımız size yine tatlı bir anımı aktarmak istiyorum.
Çanakkale’den İstanbul'a Fenerbahçe - Galatasaray maçlarına gitmek bir mesele gidipte girmek hele bilet bulmak daha büyük mesele.
Onun için böyle büyük bir maça gitmek için Bakkal Kemal, Emanetçi Mustafa Ağbiye Mustafa vapur denk geliyor, bu bize FB - GS maçından on tane bilet alıver” diyor.
O da peki deyip İstanbul'a gidiyor iki gün, son acente Orhan Araş kendisi Alemdar otelden arayıp beş bilet olmasını söylüyor.
Bizimkiler buradan vapura binip İstanbul'a gidiyorlar, tam gemi gala rıhtımına yanaşacak Bakkal Kemal;” diğerlerine gelin saklanalım emanetçiyi biraz Acente Orhan Araş'ta kaptana tembih eder sorarsa onlar gelmedi dersin diye.
Gemi yanaşır Emanetçi Mustafa abi bakar gemiden son yolcuda iner bakar biletleri ne almaya gelen var ne arayan o kadar beklediğine mi yansın onbeş bilet elinde kalacak.
Mustafa abi tabii ki kızgın kırgın ve ne kadar bildiği küfürler varsa başlamış sıralamaya.
Bakkal Kemal bakmış olacak gibi değil arkadaşlarına dönmüş;” ulen bu zaten delidir, şimdi bu hırsla biletleride yırtar piç gibi ortada kalırız” der ve arkasından seslenirler.
İşte bundan sonra sen tutabilirsen Emanetçi Mustafa’yı tut, neyse maçtan sonra seni Beyoğlu’nda Çiçek pasajına götüreceğiz filan sözü verirler ancak ondan sonra biletleri onlara verir, iş tatlıya bağlanır.
Devamı Edecek...