Mayıs 1265’de Floransa'da doğan İtalyan yazar Dante Alighieri'ye ait İlahi Komedya şiirinin çok sevdiğim bölümüdür bugün yazdığım.
Başı havada, açlıktan kudurmuş gibibir aslan, üstüme geliyordu sanki,
öyle ki, havaya bile korku sinmişti.
Ve cılızlığı bin bir istek dolu,
çok kişiye neler çektirdiği
besbelli bir kurt, üstelik dişi,
görünce beni, kapıldığım korku
öyle kesti ki elimi ayağımı,
kalmadı artık tepeye tırmanma umudu.
Bu yerinde duramayan hayvan,
güle oynaya kazandıklarını
gün gelip yitirince, durmadan
ağlayıp inleyenlere benzetti beni,
üstüme gelip yavaş yavaş güneşin battığı
yere doğru sürüklerken.
Aşağılara doğru inerken,
gözlerimin önünde biri belirdi,
çoktandır konuşmamıştı, kısılmıştı sesi.
Bu büyük çölde görünce onu,
"Acı bana" diye bağırdım o an,
"kim olursan ol, ister gölge, ister gerçek insan! "
Yanıt verdi: "İnsan değilim, bir zamanlar insandım,
anam babam Lombardia'lı,
ikisi de öz be öz Mantova'li.
Oldukça geç geldim dünyaya, Iulius döneminde,
Roma'da yaşadım büyük Augustus yönetiminde
sahte ve yalancı tanrılar döneminde.
? iir yazdım o güzel İlion yandığında,
Ankhises'in doğrucu oğluna
övgüler düzdüm Troya'dan geldiğinde.
Peki sen niye sokuyorsun başını derde?
Niçin çıkmıyorsun her sevincin hem nedeni,
hem kökeni mutluluklar dağına? "
"Yoksa Vergilius musun sen, konuşunca
ağzından ırmaklar çağlayan? "
diye yanıt verdim, alnımda utancımla.
"Ey beni yazdıklarının peşinde koşturan,
emeğimi, sevgimi coşturan
bütün ozanların onuru, önderi.
Ustamsın, kalemimsin,
bana onurlar katan
o güzel biçemi veren sensin.
Yolumu kesen şu hayvan
damarlarımdaki kanı ürpertti,
yardımcı ol bana ünlü bilge."
"Daha iyi edersin başka yoldan gidersen,
kurtulmak için bu yabanıl yöreden"
diye yanıt verdi, ağladığımı görüncü;
"çünkü seni bağırtan bu hayvan,
kimsenin geçmesine izin vermez yolundan,
karşısına dikilip, er geç parçalar onu;