Türkiye’de en çok konuşulan konu başlıklarından birisi ekonomi olunca, bu konularda yazmaya ve konuşmaya daha çok devam edeceğiz.

Öncelikle bugün kendi kurguladığım bir tanımı yazacağım, Ekonomik İrtica, ben buldum şaka değil, herkes kendince bir model bir isim bir kavram buluyor, bende bu kavramı tanımlamak istiyorum. Öncelikle, İrtica nedir tanımlayarak başlayalım, İrtica, eskiye geri dönüş, gericilik, geri kafalılık veya reaksiyonizm önceki koşullara dönüşü isteyen, aşırı tutucu ve ilerlemelere karşıt olan, herhangi bir toplumsal ya da siyasi hareket ve buna bağlı eylemler. Genel olarak böyle tanımlanabilir. Peki ama ekonomik irtica ne demek, ben bu kavramı ekonomide geri gitmeyi normal gören kafa olarak tanımlıyorum, her ne kadar irtica sosyal yönde sınırlandırılsa da, bence bu mantıksız, Ekonomide irticayı şu anda yaşıyoruz. Hemen örnekler ile başlayalım, Dünya artık ulusların yer aldığı bir köy haline geldiği ve bunun globalleşme olarak tanımlandığı bir çağda, her köydeki evin yani bunlar ülkeler diyebiliriz. Ülkelerin yaptığı kararlar yapısı bizi derinden etkiyor. Şimdi bizim hane başına düşün gelirimizin ulusal para birimleri ve altın üstünden azalması bizim uluslararası ticarette alım gücümüzü düşürüyor. Bunun sürekli ve devamlı olduğunu hesaba katılınca, amiyane tabir ile her gün her saat her dakika bir öncekinden daha geriye gidiyoruz. Zaman ilerledikçe paramız ve değerlerimiz düşüyor. İşte resmen yaptığımız şey bu, ekonomik irtica ediyoruz. Bu irtica bizim köydeki komşularımız ile ilişkilerimizi de bozuyor. Vatandaşların diğer ülke vatandaşlarına imrenmesine kıskanmasına bu da koşullu ve sürdürülür mutsuzluğuna sebep oluyor. Bu zamanları yaşadığımız diğer krizler olduğu hatırlayınca bunun irtica olduğunu daha da anlamak mümkün, bundan 5 yıl evvel kimse marketlerde bu kadar ürün tartışması yapmaz iken şimdi 20 yıl evvele benzer yorumlar ve kuyrukları yaşıyoruz. Onun için yeni modelin ismini bilmem, bakalım olacak mı? onu da bilmem, ama bu zamanın ismi Ekonomik İrtica onu biliyorum.