Şibumi, uzakdoğu’nun mistik felsefesini özümseyebileceğiniz kitaplara en iyi örneklerden biri.
Şibumi, uzakdoğu’nun mistik felsefesini özümseyebileceğiniz kitaplara en iyi örneklerden biri. konusu, kurgusu, yazımı ile sıkılmadan, merakla bir solukta okuyabileceğiniz güzel bir roman. gelelim kitabın içeriğine: "nicholia hel,yarı rus yarı alman asıllı koyu bir amerikan düşmanı.şanghay'da doğmuş, bir japon general tarafından büyütülmüş ve 'go'oyununu ögrenmiş. bask dili dahil yedi dili ana dili gibi konuşuyor. üstün düzeydeki 'yakın algılama' yeteneği sayesinde fotoğrafı bile çekilemeyen bu yenilmez savaşçı günün birinde emekli olarak yaşadıgı şatosundan amansız ve acımasız bir dövüşe katılmak üzere çıkıyor..." arka kapak yazısıyla başlamak istedim incelememe ve aslında kitabın ortalarına gelinceye kadar da bu arka kapak yazısı bana pek bir şey ifade etmiyordu. aldığım hiçbir kitabı da arka kapak yazısına bakarak almadım. seçeneklerim dahilinde değil, her neyse. kitabı henüz okumamış arkadaşlarım için de yukarıdaki satırlar bir şey ifade etmeyebilir lakin şibumi kitabımızdaki kahramanımız hel'den bahseden bu satırları biraz açıklamak istiyorum sizlere. üzerine eklemek istediklerim var. çünkü ben kitabın kurgusundan çok hel'in karakteristik özelliklerine, şibumi felsefesini yaşamasına, başına gelen olaylardan kurtulma çabalarına daha bir ilgiyle yaklaştım. şibumi, japon felsefesinde ve kültürunde erdemli insan olarak geçmekte. nicholai hel şibumi'yi bir hayat felsefesi olarak görmüş bütün yaşamında uygulamak istemiştir lakin hayatı hel'in düşündüğü kadar sakin geçmemektedir. japon general tarafından yetiştirilen hel aynı zamanda iyi bir go oyuncusudur. ilk oyunlarını generalin yanında oynarken daha sonra başka bir öğreticinin yanında bu oyun yeteneğini geliştirmiştir. yakını algılama yeteneğine sahiptir. bunun nasıl bir yetenek olduğunu anlatacak olursam; yakını algılama, kendisine metrelerce uzakta birinin o an neler hissederek yaklaşmakta olduğunu sezebilen, çoğunlukla kim olduğunu tahmin edebilen bir algı yeteneği. öyle ki çok uzaktan kendisini fotoğraflamak isteyen objektiflere asla poz yakalatmamayı başarmış. bu yeteneğini düşmanları karşısında ve yapmakta olduğu mağaracılık sporunda iyi bir şekilde kullanabilmiş. hel'in diğer bir özelliği ise elle cinayet işleme sanatı ustası olması. bunun teknikleri kitapta elbette açıklanmamış, tehlike arz edebileceği icin. ama anladığım kadarıyla hel bir tarak, bir kart veya plastik bir bardakla insanları öldürebilme kapasitesine sahip. özellikle babası yerine koyduğu japon generalin ölüm anının yazıldığı sayfalar çok etkileyiciydi. hel'in bu özelliklerinin yanı sıra kitap kurgusu ile ilginizi çekebilecek okuyan herkesin beğenisini alan bir eser. yazarın harika dili, yazım tarzı, üslubu, betimlemeleri ve özellikle karakterlerden le cagot’un mizacına hayran kaldım. mükemmel ötesinde bir düşünme sürecinin ardından, kısa bir konuşmayla okurunu kahkahalarla boğması iki karakteri de dost edinmenize olanak sağlıyor. benim için biraz polisiye, biraz felsefe, biraz yakın tarih ve doğa konularını barındıran naçizane bir içerikti.