Halk oyunları  “iç politikasının” öncelikli görevi ; Halk oyunlarının genç nesillere aktarılarak, oluşabilecek tahribatın ve sömürülmesinin önlenmesi olacaktır.

Halk oyunları “iç politikasının” öncelikli görevi ; Halk oyunlarının genç nesillere aktarılarak, oluşabilecek tahribatın ve sömürülmesinin önlenmesi olacaktır. Bu aynı zamanda da Halk Oyunlarının uygun çalışma koşullarını, hiç olmazsa en temel düzeyde sosyal birlikteliği ve daha iyi eğitim fırsatları sunacak bir Halk oyunları “sosyal politikasını” da gerektirecektir. Halk oyunları faaliyetlerinin ülkemizde tartışmasız bir başarıya ulaşması, bu halk kültürü ürününün dizginsizce, kontrolsüzce sürdürülebileceği anlamına gelmemelidir.
Halk oyunlarının öğrenim gören binlerce kişiye aktarılmasını belirleyen en önemli unsur, bu konudaki sergilenen davranışlardır. Bu davranış biçimleri geçmişte sıkça olduğu gibi, saldırgan ve düşmanca olmadan, bundan sonra daha işbirlikçi, barışçı anlamda dostane ve kültürel Platformda olmalıdır. Bu ümidin gerçekleşmesi için konu ile ilgilenen herkese, kültürel ve medeni koşulların bilincinde olmanın öğretilmesi gerekmektedir ki; bunlar sayesinde rengarenk ve yalnızca toplumsal bir halk oyunları dünyasının oluşması ve bu kültürel öğenin genç kuşaklara aktarılması amacı gerçekleştirilmelidir.
Bu nedenle günümüzde eşit işbirliğine, farklı düşüncelere ve yaşam biçimlerine duyulan saygıya ve genç çocuklarımızın haklarının temel alındığı, tüm ülke ile uyumlu halk kültürü konusunda bilgilendirilmiş, medeni bir ortak kimlik içinde gençlik oluşturmaya şiddetle ihtiyaç vardır. Ayrıca birlikte faaliyet yada yan yana hizmetleri yürütmek için karşılıklı saygı ve güvenin ancak uzun bir süreç sonunda oluşabildiği unutulmamalıdır. Bunun için, çeşitli nedenlere dayanan, çatışmalara pek fırsat vermeyen, ortak sorunlar çerçevesinde çözüm üreten, kendi kültürel değerlerine sahip çıkan gençlerimizin olması daha anlamlıdır.
Halk oyunlarımızın öğretilip, gelecek kuşaklara aktarılmasında ortak noktaların tespiti için yakınlaşmaya, diyaloga ihtiyaç vardır. Fakat bunun amacı ötekini kendine benzetmek değil, birlikte olmayı bilmektir. Çünkü hepimiz korkuları ve kuşkuları besleyip büyütürüz. Bizim bugünkü yükümlülüğümüz aynı olayları ve sevinçleri, aynı kaygıları paylaşmayı bilmek olmalıdır. Zira dünya küçülmekte, küresel küçük bir köy haline gelmektedir. Çünkü insanlar kendilerine ait dünyalarda, birbirleriyle kesişmeyen ortamlarda yaşamaktadır. Ancak günümüze gelindiğinde üç milyonu aşan gençliğin dansa olan sempatisi tüm gurupların ilgisini çekmektedir. Etkileme çalışmaları önümüzdeki çeyrek yüz yılın içinde olması kaçınılmazdır. Halk oyunlarının kültürel, birleştirici harç olarak yararlanılması, bu sayede gençler arasında diyalog kurularak ve birbirine saygı duyarak birlikteliğin yerine getirilmesi, yapılması mümkün olan bu çalışmaların başarıya ulaşması için Devlet, kurumlar ve konuya hizmet edenler tarafından desteklenmesi gerekmektedir.