Dün itibariyle, okullar açıldı. 2022-2023 Eğitim- Öğretim yılı başladı.


Dün itibariyle, okullar açıldı. 2022-2023 Eğitim- Öğretim yılı başladı. Eğitim bizim için olmazsa olmazımız gerçeklik, bence son yıllarda bunu çok iyi anladık. Neden mi, çünkü sadece bir gerçeklik değil yüzümüze eksiklikleri vuran bir tokat aynı zamanda, son dönemde eğitimimiz ile ilgili toplumumuzun her kesiminden büyük sorgulamalar yapılıyor. Neden mi, işin aslı şu Türkiye’de kimse istediği eğitimi tam anlamıyla alamıyor. Örneğin Türkiye’de fırsat eşitliği kim ne derse desin yok. Eğitim ücretsiz sözleri sloganik laflar ve mecburiyet dışa vurumları, Şimdi arkadaşlar özetle şöyle açıklayayım, Bir öğrencinin günlük gideri okulda sadece yol ücreti, beslenmesi ile sadece 30 TL, ben diğer ek harcamaları söylemiyorum bile örneğin, kırtasiye ürünleri, kıyafet yok, Eğitim ücretsiz değil, Maliyetli hem de büyük bir maliyetli, gelelim diğer başlıklara fırsat eşitliği, kimse özel okula giden biri ile köy okuluna giden birisi eşit demesin, çünkü değil sadece sınav eşitliği var, iki öğrenci de, lise giriş sınavına LGS’ye, Üniversite giriş sınavına YKS’ye giriyor. Ama özel okuldaki öğrenci, özel kolej de ek derslere, etütlere, hızlandırılmış derslere, ve yıllık 10 farklı deneme sınavına giriyor. Birde üstüne işte bizm köy okulundaki aynı yaştaki aynı adaşı Mehmet ile Özel Kolej'deki Mehmet aynı sınava giriyor. Ve şartlar eşit olması bekleniyor, gelde gülme , neyse 10 binde değil belki 100 binde ve 1 milyonda bir köydeki Mehmetlerden biri kolejdeki Mehmet'i geçiyor. Ve biz gazeteciler haber bulma sevinci; ‘’Çoban Mehmet tam puan aldı’’, ‘’Büyük Başarı’’, ‘’Her Türlü Yokluğa Rağmen’’ başlıklı haberleri görüyoruz. Bu dediğimiz istisna ama biz genel gibi davranıyoruz. Normalleştiriyoruz, haber oldu tabi diyoruz. Eğitim sisteminde en başta bakış işte böyle problemli, o köyde o şartlarda 100 çocuk var 1,si böyle o ilçede 1000çocuk var sadece birisi üniversiteye iyi bir bölüme gidiyor. Ortalama tam bir fecaat ama biz bir örnekle ya yoklukla da olabiliyor diyoruz. Olamaz olmadığını herkeste biliyor. Olsa eğer sistem üzerine yorum yapanlar gidip kendi çocuklarını o kolejlerde okutmazlar. Gelelim diğer en büyük farklı probleme, tamamlayıcı ders, bizim ülkede toplumsal olarak zayıf olan derse çocuk endekslenir. Zayıf ders matematik ise hele direkt zekasal eleştiriler duymaya meyilli olur. Sevmeme, ilgilenmeme düşünülmez, eksik zayıf olan derse yoğunlaşılır. Düşünsenize çocuğun matematiği kötü, ama tam bir Edebiyat canavarı, ilgisi var, yaşıtlarından ve kuşaklarından daha iyi ama biz onun matematiği kötü diye hak ettiği üniversitede ki Edebiyat Fakültesinde göremiyoruz. Bunu anlamak bu sistemi anlamak zor. Bu başarılı çocuğun eksiklikleri görülüyor. O çocuk Nobel edebiyat ödülü alsa yine fen dersleri veya sosyal dersleri görülmez, benim de benzer durumlar başıma gelmişti. Sosyal bilgilere ilgim vardı, liseyle birlikte ise Tarih ve Biyoloji ilgilim oluştu, çok farklı puanlar aldım. Hocalarım bu alanlara yöneltmeye bile çalıştı. Ama evde her zaman gündem Fizik ve Matematiğin orta olmasıydı en azından iyi olmalı sözleri beğendiğim ilgilendiğim alanları dersleri görmediler. Hala bunu yapan velileri görüyoruz. Acısı Sistem bunu istiyor, ve biz aileler bunu norma gibi karşılık veriliyor.