Çatışmaların araştırılması, anlaşmazlıkların psikoanalitik incelenmesine gerektiriyor. Halk Oyunlarında Politika ve Psikolojinin bağı nedir? Sürtüşmelerde arabuluculuk yapıyorsunuz.
Çatışmaların araştırılması, anlaşmazlıkların psikoanalitik incelenmesine gerektiriyor. Halk Oyunlarında Politika ve Psikolojinin bağı nedir? Sürtüşmelerde arabuluculuk yapıyorsunuz. Eski Halk Oyuncularda olduğu kadar, beklentileri karşılanmamış ve hayal kırıklığına uğramış gençlerle de aynı masaya oturuyorsunuz. Sorun sizce nedir?Halk Kültürünün oluştuğu bütün büyük insan topluluklarında, yani binlerce insanı kapsayan gruplarda muhalif gruplar ortaya çıkıyor. Bunlar kişisel menfaatleriyle şekil kazanıyor.
Son çeyrek yüz yıla genel bir bakış atıldığında çatışmaların yüzyılı gibi duruyor. Ama ben bunun yeniliğe açık yeni bir anlayış dönemi olacağı düşüncesindeyim. Bugün gruplar arasında çatışmaya dönüşen sorunlar ön planda. Bunun iki önemli nedeni var. Menfaatçi güçler, halk oyunları faaliyetlerinin önemli bir bölümünü terk etti. Örneğin Anadolu da daha önceleri bir çok grubun yönetiminde farklı gruplar birbirinden kopuk faaliyet içinde yaşıyorlardı. Yeni dönemde ülke içindeki bu grupların büyük kentlerde uzantıları vardı. Bu nedenle bu çatışmalar ortaya çıkarılıyordu.Ayrıca Halk Oyunlarına hizmet eden kimi insanlar eski yaraları hatırlıyor ve bugün kim olduklarını sorguluyor. Eğer ortada bir sürtüşme yoksa Halk Oyuncular kendilerine bu soruları sormuyor.
Hizmet etme olgusu kurgulanmış olmamasına rağmen son derece güçlü birer unsur haline gelebiliyor. Sorunlar kimi çevrelerden, dışarıdan geliyor. Halk oyuncularda bireysel kimliğin yanı sıra bir de grubu etkileyen bir kimlik oluşur. Halk Oyuncular kendi düşüncelerine ait bir söylemi, bir konuyu, bir parçayı sevebilirler.Bunlar çok erken çağda Halk Oyunlarının parçası olurlar. Bu nedenle Halk Oyuncuları sarıldığı düşünceler bunu tam midelerinde hisseder. Bu nedenle de baskı altında ilk duygulara geri dönülür.
Sorunlar tehdit altında gruplarda daha etkili görülür. Ama bu gruplar kendini güçlü görüyor ve kendini koruyabiliyorsa, mesele yoktur. Ama çaresizliğini hissediyorsa ve bunu kaldıramıyorsa, bir tepki geçekleştiriyor.Bu tür grupların geçmişe ait duyguları bugün yaşananlarla iç içe geçiyor. Grup önderleri ise toplumda izler bırakmış olan bazı unsurları kullanıyor.
Halk Oyunları camiasını iyi ve kötü diye ikiye ayırıyorlar. Genelde biz ve düşman arasında ayrım yapılır. Bu ayrım mutlak bir şey olarak getirilir. Ama insanı, insanlık dışı diye tanımlamak için gerçekte bir neden olamaz. Bizim asıl sormamız gereken soru, bu gruplara eleştriyel boyutları artırma noktasına gelmek için nelerin olduğunu anlamaktır. Çünkü bu insanlar yaptıklarını aptallık içinde yapmıyorlar, duyguları raydan çıktığı için yapıyorlar. Bu nedenle aşırılıklara set çekmeye çalışmalıyız. Ama bunun öncesinde, harcıalem biz ve onlar ayrımını aşabilmek için 21. yüzyıla özgü bir diplomasiye ihtiyaç olduğunu unutmamalıyız.