Halk Danslarını izlerken sizi neler etkiler? Renk, oyun ve sahneleme.. Biraz daha ayrıntıcı bir seyirciyseniz düzenlenen oyunun kalitesi, sahnelemenin düzgünlüğü, oyunların repertuar uygunluğu..
Halk Danslarını izlerken sizi neler etkiler? Renk, oyun ve sahneleme.. Biraz daha ayrıntıcı bir seyirciyseniz düzenlenen oyunun kalitesi, sahnelemenin düzgünlüğü, oyunların repertuar olarak uygunluğu v.s.
Halk Danslarını izlerken sizi neler etkiler? Renk, oyun ve sahneleme.. Biraz daha ayrıntıcı bir seyirciyseniz düzenlenen oyunun kalitesi, sahnelemenin düzgünlüğü, oyunların repertuar olarak uygunluğu v.s.
Peki ya ahlaklı üretilmiş olması? Yani geleneksel adımların kullanılması, gelişen tekniklerden de yararlanarak üretilmesi, göze ve kulağı kirleten oyun yerine, size daha Etik ve geleneksel çizgilere uygun bir gösterinin ulaştırılması?
Cevabınız hayırsa Anadolu’nun yeni ve yükselen trendi “etik tüketim”in dışında kalmışsınız demektir. Çünkü artık tüketimde vicdanlı dönem başladı!
Hayatımıza ekolojik tarımla giren çevre dostu, sürdürülebilir bir dünya öngören, sonraki kuşaklara bırakılacak dünya mirasına saygı duyan bakış açısı, halk kültürü faaliyetlerinde de kendini gösterdi. Ve eko-kültür denilen gösteriler seyirciye ulaştı. Küçük bir kesim olan eko-tüketiciler bu kavramı yaygın ve etkin kılmak amaçlı olarak gösterilerini sunuyor. Halk kültürü seyircilerine saygılı repertuarının tüketildiği başarı öykülerini başardılar.
Örneğin Anadolu Ateşi İstanbul’da ve yurt dışındaki gösterilerine yoğun ilgi olduğu bildiriliyor.Girişimciler tarafından İstanbul’da oluşturulan grupların özelliği; adil ticaret anlaşmalarına ve yönetmeliklere uygun gösterilerini yapması, tüm bunlar marka haline gelen toplulukların sosyal vicdanlı versiyonu olarak, Dünya’da hizmetlerini sürdürülebilir topluluklar olma iddiasındalar.
Dünya’da en çok taklit edilen gösteri sanatları tüketim markalarından olan topluluklar bu trende uygun oluşumlarda artık çevreyi daha az kirleten bir gösteri yapıyorlar, taklit yapınca çevreye zarar verirsiniz inancını yaymaya çalışıyorlar. Aslında bu bir bakıma, ünlü grupların taklitçilikle savaşı. Diğer bir açıdan da toplulukların kalite yoksunu topluluklara karşı son kozlarıdır.
Ortaya çıkan bu tablo oldukça sıkıntılı aslında,eldeki verilere göre büyük topluluklar tüketicisine şimdiye kadar sundukları kaliteli gösterilerin dışında bir şeyler verme telaşında. Artık topluluklar kaliteli gösterilerini çevreye gürültü vermeyen, geleneksel kültürü yok etmeyen, halk kültürü kaynakları tüketmeyen bir anlayışla karşımızdalar.
Yani işinize gelirse.. pahalı gösterileri organize etmenin verdiği suçluluk duygusuna, bir de geleneksel kültürü kirletmenin gelecek kuşakların mirasından yemenin ve Anadolu kültürünü yok etmenin suçluluğunu da eklemeyi göze alan buyursun buradan yaksın. Oluştursun yeni topluluklarını.
Halk Danslarını izlerken sizi neler etkiler? Renk, oyun ve sahneleme.. Biraz daha ayrıntıcı bir seyirciyseniz düzenlenen oyunun kalitesi, sahnelemenin düzgünlüğü, oyunların repertuar olarak uygunluğu v.s.
Peki ya ahlaklı üretilmiş olması? Yani geleneksel adımların kullanılması, gelişen tekniklerden de yararlanarak üretilmesi, göze ve kulağı kirleten oyun yerine, size daha Etik ve geleneksel çizgilere uygun bir gösterinin ulaştırılması?
Cevabınız hayırsa Anadolu’nun yeni ve yükselen trendi “etik tüketim”in dışında kalmışsınız demektir. Çünkü artık tüketimde vicdanlı dönem başladı!
Hayatımıza ekolojik tarımla giren çevre dostu, sürdürülebilir bir dünya öngören, sonraki kuşaklara bırakılacak dünya mirasına saygı duyan bakış açısı, halk kültürü faaliyetlerinde de kendini gösterdi. Ve eko-kültür denilen gösteriler seyirciye ulaştı. Küçük bir kesim olan eko-tüketiciler bu kavramı yaygın ve etkin kılmak amaçlı olarak gösterilerini sunuyor. Halk kültürü seyircilerine saygılı repertuarının tüketildiği başarı öykülerini başardılar.
Örneğin Anadolu Ateşi İstanbul’da ve yurt dışındaki gösterilerine yoğun ilgi olduğu bildiriliyor.Girişimciler tarafından İstanbul’da oluşturulan grupların özelliği; adil ticaret anlaşmalarına ve yönetmeliklere uygun gösterilerini yapması, tüm bunlar marka haline gelen toplulukların sosyal vicdanlı versiyonu olarak, Dünya’da hizmetlerini sürdürülebilir topluluklar olma iddiasındalar.
Dünya’da en çok taklit edilen gösteri sanatları tüketim markalarından olan topluluklar bu trende uygun oluşumlarda artık çevreyi daha az kirleten bir gösteri yapıyorlar, taklit yapınca çevreye zarar verirsiniz inancını yaymaya çalışıyorlar. Aslında bu bir bakıma, ünlü grupların taklitçilikle savaşı. Diğer bir açıdan da toplulukların kalite yoksunu topluluklara karşı son kozlarıdır.
Ortaya çıkan bu tablo oldukça sıkıntılı aslında,eldeki verilere göre büyük topluluklar tüketicisine şimdiye kadar sundukları kaliteli gösterilerin dışında bir şeyler verme telaşında. Artık topluluklar kaliteli gösterilerini çevreye gürültü vermeyen, geleneksel kültürü yok etmeyen, halk kültürü kaynakları tüketmeyen bir anlayışla karşımızdalar.
Yani işinize gelirse.. pahalı gösterileri organize etmenin verdiği suçluluk duygusuna, bir de geleneksel kültürü kirletmenin gelecek kuşakların mirasından yemenin ve Anadolu kültürünü yok etmenin suçluluğunu da eklemeyi göze alan buyursun buradan yaksın. Oluştursun yeni topluluklarını.
