Arada sırada hastanelerin önündeki otobüs duraklarına, akşam saatlerinde pazar kaldırıldıktan sonra pazaryerine bir gidin. Fildişi kuleden görüldüğü gibi değil yaşam.

Arada sırada hastanelerin önündeki otobüs duraklarına, akşam saatlerinde pazar kaldırıldıktan sonra pazaryerine bir gidin. Fildişi kuleden görüldüğü gibi değil yaşam.
Bizim gençlerimizde; elektrikli sukutırından, ayfonundan ve tasarım tişörtünden gözünü kaldırırsa bir şeyler anlatmak isterim onlara.
Avrupa hayali de Avrupa hayali…
Magazinden zamanımız kalırsa konuşalım, Avrupa’dan çıkan insan haklarını… Mesela Yunanistan’ı.
Geçtiğimiz günlerde Sahil Güvenlik Komutanlığı; Marmaris açıklarında, Yunanistan unsurlarının geri ittiği 73 düzensiz göçmeni kurtardı. Komutanlık tarafından ayrıca; 2 bebek, 3 çocuk ve 1 kadın cesedi de buldu. Kayıp olduğu tahmin edilen 2’si bebek toplam 5 düzensiz göçmeni arama çalışmaları devam ediyor.
İnanabiliyor musunuz yaşanan can pazarına! Yok, instagrama benzemiyor gerçekte hayat. Aylan bebek vardı hatırlar mısınız? 2015’te batan fiber teknenin ardından hayatını kaybetmiş, henüz 3 yaşındaki cansız bedeni Fenerburnu sahiline vurmuştu. Eminim güzel postlar da atılıyordur bugün o sahilden.
****
Sosyal konut projesi, uzun zamandır detayları açıklanması bekleniyordu.
Bir ülkede asgari ücret zorunluluğunun olması yeterince kötü değil mi? ‘Emekçiye en az bu kadar para verebilirsin’ dayatmasının zorunlu olması benim canımı sıkıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, katıldığı canlı yayında, 'Asgari ücretliler, konut kredisini nasıl ödeyecek?' sorusuna şöyle cevap verdi: “5 bin 500 lira alıyor. Hem kira ödeyecek hem konut kredisi taksiti ödeyecek hem de evini geçindirecek. Tabii bunu yapabilmesi için ilave mesai ve kazanç sağlaması gerekiyor. Bunun için vatandaşımız biraz dişini sıkarak, biraz eşinden, dostundan borç alarak, biraz ek mesai yaparak bu bedeli karşılayabilir.”
Aylık taksitin 3 bin 187 TL olduğunu hatırlayalım.
Şimdi şöyle bir düşündüm. Bilgisayar almak için asgari ücretin 4 katını ödemek zorunda kaldığımızı ve hiçbir ödeme kolaylığının yapılmadığı detayını… Günümüzde herhangi bir iş için zorunlu olan bilgisayardan bahsediyoruz. Asgari ücretli birinin bilgisayar alması imkânsız değil tabii ki ancak aldıktan sonra başına gelecekleri kestiremeyebilir. Her gün gelen banka aramaları, ödeme kolaysızlığı ve ekmek dahi alacak parası kalmayan ama bilgisayarı olan kişi, çıkış yolu olarak, dişini sıkabilir, eşinden- dostundan borç alabilir, biraz ek mesai yapabilir elbette.
Zaten bu ülkede, asgari ücretliye ek mesai ücreti veriliyor. Birkaç ay ekmek yemese de olur. Böyle böyle bırakın bilgisayarı, ev bile alır!