Masal gibi öyle değil mi insan hayatı.

Çocukluğumuzda büyüklerimiz anlatırdı bizler de büyük bir hayranlık ve merakla dinlerdik acaba masalın sonunda ne olacak diye...
Bazen kocaman dev masalları, bazen bir çoban ve zengin kız masalları, bazen Keloğlan masalları anlatılagelirdi...
Bir çoğunun sonu mutlu biterdi. "Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine" diyerek...
Bazen de "Gökten üç elma" düşerdi biri masal kahramanlarının başına, biri masalı anlatanın başına biri de masalı dinleyenlerin başına...
Sonra yıllar geçti bizler büyüdük büyüklerimiz sonsuzluğa uğurlandı, ne kerevet kaldı ne de gökten düşen üç elma... Bizlere sadece mazinin soluk izleri ve bir yapbozun kayıp parçaları gibi üç beş boynu bükük hatırı kırık cümle kaldı...
Bizim de hayatımız bir masal kadar olmasa da zaman zaman heyecanlı, maceralı, sıkıntılı, meraklı olabiliyor ister istemez... Bazen kendimizi hayat mücadelesi içinde temsili devlerle savaşırken bulabiliyoruz... Ve bu savaşın galibi kim olacak henüz bilmiyoruz, çünkü daha masal bitmedi... Önümüzde masalın sayfalarından kaç yaprak kaldı hiç bilmiyoruz, ama sonunun mutlu olması için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz...
Tek isteğimiz ardımızda bir hoş sada bırakabilmek...
İyi bilinip iyi hatırlanmak olsun tek gayemiz...
Çoğu zaman kırılıp incinsek, üzülsek bile, kasıtlı olarak kimseyi kırmadan, üzmeden, incitmeden gidebilmek olsun amacımız...
Sizleri çok seviyorum iyi ki varsınız. Kendinize çok iyi davranın olur mu?
Günün şarkısı Yaşar'dan Masal olsun mu? Müsait olduğunuzda dinlerseniz sevinirim. Hoş kalın sevgiyle kalın.