Yeni bir yazar tanıdım, ismi Faruk Duman.
Yeni bir yazar tanıdım, ismi Faruk Duman. Çok başarılı bir yazar kendisi. İki hafta kadar önce Çanakkale'ye söyleşiye gelmişti. İsmini o zaman duydum ve hemen eserlerini araştırmaya başladım. Kendisi çok dikkatimi çekti. Özellikle kitaplarının isimleri konuyu çok merak ettiriyor.Ben de hemen kendisinin eserlerinden Sus Barbatus'u alarak okumaya karar verdim ve çok mutlu oldum. Tamamen değişik bir dil ile karşılaştım bu romanda. Bu yüzden sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu güçlü kalemi hepinize öneriyorum!
Kitabın konusuna gelirsek eğer; 1979 kışı. Ülkenin kuzeydoğusu kara teslim olmuştur. Ç. ilçesinin bir köyünde yaşayan Kenan ile hamile karısı Zeynep için yaşam çok zordur. Neredeyse yiyecek lokma bile bulamayan genç çift, her şeye rağmen direnmekte, birbirlerine duydukları sevgi sayesinde bütün güçlükleri aşacaklarına inanmaktadırlar. Bir avcı kahvesindeki sohbete kulak misafiri olan Kenan büyük bir domuz avlarsa, yabancılara hizmet veren otellere, restoranlara domuzu satıp çok para kazanacağına ikna olmuştur. Korkunç hava koşullarına aldırmadan ormana gider ve çok iri bir domuz vurur. “Sus Barbatus” türü bir domuzdur bu. Ancak o kar kıyamette domuzu köye götürmesi imkânsızdır. Kenan’ı donmaktan kurtaran, ormandaki sığınaklarda saklanan solcu gençler olur.
Bu arada köyün solcu gençlerinden Faruk, jandarmayla girdiği çatışmada ağır yaralı olarak yakalanır. Jandarma komutanı onu konuşturabilmek için ilçeye, tedavi olabileceği bir sağlık ocağına göndermeye karar verir. Ancak bir atın çektiği kızakla yapılacak olan bu yolculuk çok risklidir.
Faruk Duman dondurucu kışı, domuzuyla, kurduyla, kartalıyla acımasız doğayı ve yaşam döngüsünü masalsı bir dille anlatıyor.