Futbolu Neferi: Cahit Duyar (SON)
Çanakkale Amatör Lig takımlarında yıllarca bir tek kuruş beklemeden yani kelimenin tam anlamı ile amatörce futbol oynamış bir sporcu kardeşimdir bende kendisinin beklide yüzlerce maçını yönetmişimdir. Benden sarı kart görmesine karşın hiç kırmızı kart görmeyen nadir futbolculardan birisidir.Şimdi gerçek bir futbol neferi olan Cahit’in hikayesini kendi ağzından dinleyelim...
“1964 Senesinde Barbaros Mahallesine taşınmıştık, her taraf bağ bahçe insan kalabalığı yok herkes bir birini tanıyor, hatır naz geçiyor. Futbola da yeni yeni merak sarmaya başlamıştım. Bizden büyükler Belediye Plajının önündeki çayırlıklarda mahalle maçları yapıyorlardı. Bizde onları merakla ve imrenerek seyrederdik.
Babam kardeşimle beni Türkgücü ve Boğazspor’un maçlarına götürürdü. Futbola olan sevgim başladı. İlkokul ve ortaokul yıllarımı hep mahalle arasında arkadaşlarımla top oynayarak vakit geçirirdik. Avukat Adnan Erdemol 1. Gençlik takımını kurmuş bende gencim ama gidipte beni bu takıma alın diyemiyordum, hatta birkaç kez Avukat Adnan Abinin kapısına kadar gidip dönmüşlüğüm olmuştur daha sonraları tanıdık birinin vasıtasıyla Adnan Abiye konuyu söylettik. O da sağ olsun antrenmana çıksın bir görelim demiş tabi bende sevinçten ve heyecandan sabaha kadar uyku gözüme girmedi. Antrenmana çıktım hocamızda rahmetli Özcan Erkal'dı (Şişe Özcan). Bize çift kale maç yaptırdı birazda şansımın sayesinde iki gol attım ve beğenildim. Bu sırada okulumuzun atletizm takımına da girmiştik. Amatör maçlar başlamış bizim takımın ilk maçı Mahmudiyespor’la idi fakat bana için beni sahte oynatmak istediler. Lisans kontrolünde Mahmudiyespor takımı kaptanı Cahit Can benim sahte lisansla oynamak istediğimi hemen anladı fakat her nedense itiraz etmedi.
Soyunma odasında soyunduk ve Antrenör Özcan abinin verdiği taktiği dinliyorduk. Hocam Cahit maç boyunca sadece Nurettin Bakır’ı tutacaksın, sahanın her yerinde onun ikiz kardeşi gibi yakasından düşmeyeceksin ve ona futbol oynatmayacaksın diyerek taktık verdi.
Maç başladı ben hemen Nurettin Bakır’ın koluna yapıştım sahanın içinde o nereye ben oraya Nurettin Abi başladı sinirlenmeye bana Cahit git başımdan şimdi dövücem diyordu. Bende ne yapayım abi Özcan hocam öyle taktik verdi diyordum neticede onlar bizi zorda olsa 2-1 yendiler.
Ertesi sezon Özcam Hocam, Çanakkalespor Genç takımını çalıştırmaya başladı. Beni de hocamın önerisi ile Avukat Nejdi Kumkaleli abimiz Çanakkalespor'a aldı. Buradaki çalışmalarımızda Özcan hoca o zamanlar futbolunda basketbol gibi toplu hücum, toplu defans yapılarak oynanacağını söylerdi ve bunu yaptırmaya çalışırdı.
18 yaşına basmıştım o sene sezon açılışını eski GS’li Milli Kaleci Bülent Gürbüz ile yaptık. 18 Mart Stadının hemen hemen tamamı doluydu yani Çanakkale halkı kendi takımı olduğu için Çanakkalespor’u seviyordu birde çok sayıda Çanakkaleli futbolcular çoğunluktaydı.
Yani anlayacağınız şimdiki gibi kulüple taraftarın arasında soğuk rüzgarlar esmiyordu. Bazen arkadaşlar bir araya geliyoruz eskilerden bahsederken belki karın tokluğuna futbol oynadık ama mutluyduk diyorlar.
Çanakkalespor’da antrenmanlar hızlandı ve ağırlaştı bir yandan okul bir yandan antrenmanlar derslerimi eksilemeye başladı. Ligin ikinci yarısında antrenmanlara gidememeye başladım tabiî ki takıma da giremedim. Zaten kadrodaki en küçük futbolcu bendim ve takımın hepside beni çok severdi adeta onların maskotu gibiydim. Fakat ders notlarım kötüye gitmeye başlayınca futbola ara verdim, okula devam etti ve sınıfımı da geçtim. 1974-1975 sezonu öncesinde Kepezspor’dan teklif gelince Çanakkalespor’u bırakıp Kepezspor'a geçtim. Orada eski Çanakkalespor’lu öğretmen Mehmet Elibol vardı. 1975- 1976 sezonunda Cahit Can hocamız isteği ile Mahmudiyespor'a gitti fakat burada Mahmudiyeli yerli futbolcularla dışarıdan gelen bizleri istemediler ve ikilik çıkardılar. Takım düşme konumuna gelince tekrar bizi çağırdılar ve takımı düşmekten kurtardık. 1976-1977 sezonunda tekrar Kepezspor’a geri döndüm fakat çok güçlü bir kadro kurdukları içindir ki hep yedekte kaldım. 1978 Martında askere gittim ve askerliğim sürecinde hiç futbol oynamadım.
Asker dönüşü tekrar Birinci Gençlik Kulübünde futbola başladım. Hocalarımız eski GS’li Tarık Kutver ile Ali Kuşku idi. Bilhassa Tarık Hocamdan çok şeyler öğrendim zaten ilk hocam olan Özcan Erkal'da kendisinin çok yakın arkadaşı idi, bana bire bir futbol üzerine çok şeyler öğretti. Bizlere çok ağır idmanlar yaptırıyordu, sızlandığımız zamanda maçın içinde bu hareketlerin faydasını göreceksiniz rakiplerinizi ezip geçeceksiniz derdi. Hakikaten bu ağır çalışmaların çok faydasını gördük. 1982-1983 yılında Karacaörenspor’a antrenör futbolcu olarak başladım fakat ilerleyen zaman dilimi içinde futbol fikirlerimiz uymadığından bu takımı kendi isteğimle bıraktım.
1984 sezonunda Kumkalespor kulübüne transfer oldum fakat burada geçirdiğim çok ağır sakatlık yüzünden çok ama çok sevmeme rağmen 34 yaşında futbolu bırakmak zorunda kaldım. Emekli oldum ara sıra amatör küme ve Dardanelspor’un maçlarını izlemeye gidiyorum boş vaktimin çoğunu balık tutarak geçiriyorum.
İsmail Hocam beni köşende misafir ettiğin ve biz amatör futbolcuları şimdiki genç kuşakla tanıttığın için sana ne kadar teşekkür etsem azdır tekrar teşekkürler”.