Kültür Yolu Festivalleri için seçilen şehirlerden biri Çanakkale’ymiş. Çok sevindik, haberini de yazdık.


Kültür Yolu Festivalleri için seçilen şehirlerden biri Çanakkale’ymiş.
Çok sevindik, haberini de yazdık.

İstanbul’da yaşadığım dönemlerde Beyoğlu’ndaki festivale giderdim, özellikle de sahaf günlerine bayılırdım, pek güzel şeyler çıkardı.

Festivaller önemli değerlerimizdir. Üreteni, üretileni ve ilgilisini bir araya getirir. Ekonomi, kültür ve değer alışverişi sağlar. Her açıdan muhteşem ögelerdir festivaller. Ayrıştırıcı değil, birleştiricidir. Toplum olmanın en güzel anlarından birisi olan aidiyeti görür, farklılıklara rağmen hislerde buluşursunuz.

Pandemi esnasında kültür-sanat gibi beslenme kanallarımız tıkanmıştı. En önemli şey yani sağlık eksik olunca, ihtiyaç piramidinde geri kalanlara inemiyorsunuz haliyle. Toplumca ‘önce sağlık’ dedik ve evlerimize kapandık, bir süre sosyal medyadan aktif olsak, ekmek yapsak da nafile!

Şimdi pandemi dönemi geçince, etkinlikler yavaş yavaş artmaya başladı. Ama tabii ekonomi kötü, kimsenin parası da yok! Tatile giden gitti ama kalan sağlar bizimle. Büyük çaplı festivaller de düzenlenemiyor. Olsun, 1-2 etkinlikle günü kurtarmaya çalışıyoruz işte.

Çanakkale Belediyesi’nin düzenlediği; 59. Troia Festivali, oldukça yerel ve pek çok başlığı kapsayan bir konumda geçtiğimiz ay gerçekleşmişti. Paneller de yapıldı, konserler de izlendi, el emeği ürünler de satıldı…

Şimdi de Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul’da düzenlenen kültür festivallerini, Türkiye geneline yayarak, 5 farklı ilde gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Çok güzel bir amaç güden bu faaliyet tabii ki en yukarıda saymış olduğum festival ruhunu da yansıtıyor.

Bir de Çanakkale; tarihi, kültürü ve doğası ile Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden biri. Bunu fark eden İstanbullular akın akın göç etmiyor mu zaten? Festivallerin düzenlendiği diğer illere de bir bakın derim: İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Konya… Birbirinden önemli ve değerli kentlerimiz…

Buraya kadar her şey güzel değil mi?
Ben şimdi bir şey merak ettim ama.
Bu festivaller kimin için düzenleniyor? Mesela Çanakkale’deki festival, buranın yerlileri için mi?
Eğer öyleyse, hali hazırda burada çekilen filmleri, her festivalde çıkan aynı müzisyenleri, sürekli oynanan tiyatro gösterilerini, her ay benzer başlıklı panellerde konuşan sanatçıları yeniden görmenin ne anlamı var?

Semih Kaplanoğlu geliyormuş dışarıdan, iyi güzel, gelebilecek en makul yönetmen tabii ki. Diğer yönetmenlerimiz nerede? Bağlılık Hasan yeni bir film de değil üstelik. Ben bir Çanakkaleli olarak Tolga Karaçelik’i görmek istiyorum, hadi hiç olmazsa bir dönem Yenice’de yaşamış bir isim olan Nuri Bilge Ceylan’ı. Yahu zaten Çanakkale’de tekel gişe dışında film izleyebileceğimiz bir salon da yok. Nereden tutsak elimizde kalıyor konu.

Gösterilecek olan filmlere de bakalım; Yahya Çavuş, Büyük Tertip, Troya Hazineleri, Bir Gelibolu Kahramanı: Yusuf Kenan, Bir Çanakkale Cephesi, Çanakkale’nin Filizleri…

Hepsi bizim büyük değerlerimiz ve Çanakkale’yi Çanakkale yapan ögeler. Ama arada başka bir şey de izletsek mi Çanakkalelilere? Bakın bu insanların etkinliğe gidecek parası yok. Bütün yaz ayı Güzelyalı’daki Belediye plajında, akşam çayını da Şakir’de içen insanlardan bahsediyoruz. Biraz eğlenmeye hakkı yok mu bu kentlilerin? Konser varmış, Retrobüs. Her yaz en az 3 kere konserine giderim. Başka da gelen yok zaten. Şebnem Ferah veya Yalın (aklıma rastgele geldi) gibi sanatçılar da var, onları görmek istiyoruz. Sahaf günleri filan zaten yok, bir gariban Çanakkale, kendi yağında kavruluyor. Biz kim, farklı etkinlikler görmek kim!

Diğer şehirlerdeki etkinliklere de bir bakalım; Diyarbakır, “Dengbejlerden Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'na, Türkçe, Kürtçe, Ermenice şarkılardan eyvan gecelerine tüm değerler tek bir festivalde buluşacak. Kapadokya'nın balonları Diyarbakır'da uçuş yapacak, Keçiburnu Terası'ndan gökyüzü gözlem etkinliğiyle festival rengârenk bir hal alacak.”

Konya, “Türkiye'den sanatçı Cengiz Özkan'ın yanı sıra İspanya'dan müzisyen Jordi Savall, Mısır'dan El-Hadra Ensemble, Azerbaycan'dan Teyyub Aslanov, Almanya'dan Pera Ensemble, Özbekistan'dan Nasiba Abdullayeva, Hindistan'dan Dhruv Sangari ve İran'dan Hesameddin Seraj, Selçuklu Kongre Merkezi'nde müzikseverlerle buluşacak.”

Bakın soruyorum; Çanakkale’deki festivalin üzerine düşünülmedi mi? Dışarıdan gelecek sanatçı yok muydu? Bu festivalin hedef kitlesi, dışarıdan gelecek olan vatandaşlar mı? Eğer onlarsa, nerede kalacaklar, ne yiyecekler, şehrin ekonomisine katkısı ne olacak, daha yeni duyurulan festivale ne ara duyup da gelecekler? Zaten neden insanlar dışarıdan gelsinler, evden de bahsi geçen filmleri izleyebilirler. Eğer festivalin kitlesi Çanakkale halkıysa, biz zaten hep aynı filmleri izliyoruz. Çünkü bu haliyle, Çanakkale’deki festivalin kime ne gibi bir katkısı olduğu açık değil.

Çanakkale’yi Çanakkale’ye mi tanıtıyorsunuz?