Çanakkale’de yaşayanlar biliyor zaten bu kent özel ve güzel bir şehir yaşadığımız şehir diye demiyoruz. Eşsiz güzellikleri var.
Çanakkale’de yaşayanlar biliyor zaten bu kent özel ve güzel bir şehir yaşadığımız şehir diye demiyoruz. Eşsiz güzellikleri var. Hem maddi güzellikle bunlar hem manevi olarak güzeller. Örneğin bu şehirde iki deniz var. Marmara ve Ege sarıyor bizi deniz ile kaplanan karamız çeşit çeşit farklı bitki örtüsü ile kaplı kent merkezinin karşısında yer alan Gelibolu yarımadası 3 tarafı kaplı bir yarımada şeklinde hem çeşitli güzellikler ile dolu hem manevi olarak büyük bir mirası barındırıyor içinde şehitliğimiz ve aziz hatırası son yüz yıla damgasını vuran tarihimiz ile birlikte karşımızda hem bize ilham oluyor hem ne kadar borçlu olduğumuzu neler yapmamız gerektiğini sürekli bizi hatırlatıyor. İşte bunun tamamına söylenen tek şey Çanakkale zenginliği denilebilir. Arkadaşlar size şunu hatırlatmak gerekir, bu kültür kısa sürede oluşan bir şey değildir. Manevi birikimi kapsar, coğrafya etkiler bu birikimi, insan faktörü, sosyolojik durum etkiler, ekstra olarak diğer belli başlı bir takım etkileyen faktörlerde vardır. Bunlar kolay kolay oluşan şeyler değildir dediğim gibi süreç meselesidir. Bu süreç bize alışkanlıklar verir yemek kültürü, yatma kültürü, dinlenme kültürü, tatil kültürü, bunların hepsi genelde bölgesel olarak anılır bizde, Anadolu kültürü, Karadeniz Kültürü işte kentlerinde kültür vardır. Kent kültürü budur. Son zamanlarda görüyoruz mesela Çanakkale küçük bir kent burada ulaşımın yakın mesafede olması bisiklet kullanımını artırır İşte bu ulaşım kültürü olur. Bu artan teknoloji ile elektrikli Scoterlara döndü ama bu değişim kültür halkın kullanım düzeyini belirlemesidir. Neden araç değil kısa mesafe hem coğrafya hem insan faktörü etkili oluyor bu örnekte olduğu gibi ez cümle bu kültürü korumamız lazım Çanakkale büyüyor, büyüyorken dışarıdan gelenlerin bu kültüre adapte olmasını sağlamamız lazım değiştirmesinden ziyade.