Basın Kartı’nın (Sarı Basın Kartı olarak da bilinir) 81 ilde toplu taşıma araçlarında ücretsiz geçiş hakkı sağladığı bilinmektedir.
Basın Kartı’nın (Sarı Basın Kartı olarak da bilinir) 81 ilde toplu taşıma araçlarında ücretsiz geçiş hakkı sağladığı bilinmektedir.Bu hak gazetecilere, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından tanınmaktadır.
Tüm bu koşullar altında; hadi beni, Çanakkale Belediyesi’nin tanımayan şoför arkadaşım, devleti de mi tanımıyorsun?
Hemen anlatayım, geçtiğimiz cuma günü ÇOMÜ İLEF’teki bir işimi hallettikten sonra otobüs beklemeye koyuldum.
16.15 kalkışlı Ç1 otobüsü, biraz gecikmeli olarak geldi.
Gazetecilerde de HES kodu döneminden kalma sarı kartlar vardı ancak süreleri doldu ve HES kodu da kalktı. Bu yüzden hiçbir meslektaşım yenilemedi.
Ben de devlet onaylı basın kartını gösterdim, geçtim. Daha önceden de ‘o ne?’ diye soru geliyordu ama bu seferki rencide edici boyuttaydı. Bu arada sık sık karşılaştığımız bir sorun bu, yeterince dillendirmiyoruz sanırım.
Şoför beni yanına çağırdı ve ‘kartını bas’ dedi. Basılabilen bir kart olmadığını ve geçerli olduğunu tane tane anlattım kendisine. Bunun üzerinde şoför, el frenini çekti ve ‘ya kart bas ya da araçtan in’ dedi.
Ben kendisine aynı şeyleri yineledim, bir şikâyeti varsa belediyeye iletebileceğini ve işe gitmem gerektiğini söyledim. Otobüste birkaç da öğrenci arkadaş vardı, herkes geç kalıyordu bir yerlere.
İki arada bir derede belediyeyi arayarak durumu anlattım. Bahsi geçen araçta kartımın geçerli olduğunu aktardı bana ulaştırma biriminden bir çalışan.
Şoföre dönüyorum ve sorunun ne olduğunu anlamadığımı söylüyorum. Bana cevap olarak dişlerini sıktı.
Hah, evet! Erkek olsaydım eğer, ulusal haberlerdeki gibi dövüşecektik, bunu fark ediyorum.
Bir öğrenci arkadaş da resmen yalvardı, işe çok geç kalıyorum, ben kart basayım onun yerine diye. Şoför, onu da kabul etmedi. Yani nereden nasıl oldu anlamadım ama ben kendisine bir şekilde saygısızlık yapmış oldum kart basmayarak. ‘Para kazanamıyoruz, basar mısın’ deseydi, misliyle basardım bu arada! Biz 15 dakika orada bekledikten sonra bir şekilde ilerlemeye başladık ve konu kapandı.
Orada burada kamuoyuna faydalı olmaya çalışıyoruz değil mi? Kamuoyu bu işte! Buyrun buradan yakın bir de.
Ha, benden sonra bir polis bindi, iri yarı bir polisti de. Kimse ona kart sormadı. Bu da böyle bir devran. Gazeteciler; biraz saygı duyulmak için ne yapmalı, yani normal insan olmaları bir şey değiştirmiyor, onu anladık da!
Dümdüz saygı ya! Şimdi bu şoför arkadaşın ekmeğiyle oynamak istemem ben ama nolur söyleyin, araçtan indirmeye çalışmak nedir?
Ne yapılması gerekiyorsa yapılmasını talep ediyorum hem de acilen!
Ben bir kez daha sıcak havada, vatandaşlar durakta otobüs beklerken, kaosa meyilli bir şoför tarafından zorla araçtan indirilmek, sözlü tacize uğramak istemiyorum! Hem gazeteci hem kadın hem de vatandaş olarak!
Bilgi eksikliği mi gideriliyor, gazetecilerin ücretsiz geçiş hakkı mı geri alınıyor, işe alınan şoförlere psikolojik test mi yapılıyor, ne yapılması gerekiyorsa yapılsın!