Anadolu’ya gelenler, dokuz yüzyıl önce kendilerine özgü inanışlarını, törelerini, geleneklerini, sanatlarını da beraberlerinde getirdiler.
Anadolu’ya gelenler, dokuz yüzyıl önce kendilerine özgü inanışlarını, törelerini, geleneklerini, sanatlarını da beraberlerinde getirdiler. Anadolu geçmiş zaman içinde çok sayıda kültürü içerisinde barındırmış çeşitli topluluklara yurt olmuştur. Bu kültürel miras Anadolu’ya gelen topluluklara aktarılmıştır. Bu kültür alış verişi sonunda halk kültürü, değişimini sürdürmüştür.
Böylece günümüzde Anadolu’nun halk kültürü yapılaşması ortaya çıkmıştır. Kültür mirası, insanlığın ortak mirasıdır. Her millet hatta her uygarlık dil, kültür, tarih mirasıyla dünyada yerini alır. Bireylerin kökleşmesi ve toplumsallaşması, bu mirasın içinde gerçekleşir. Halk Kültürü varlıklarını da içeren miras duygusu, geçmişte temel olarak simgesel bir biçim almış olsa da yeni bir olay değildir. Geçmişin halk kültürleri yüzyıllar boyunca genç kuşaklara miras olarak hizmet etmiştir. Kültür mirasları geçmişin tanıklarıdır, bu yönleriyle geleceğin şekillenmesinde etkendir.
Anadolu coğrafî konumu nedeniyle tarih boyunca Asya, Avrupa, Afrika, Mısır ve Mezopotamya kültür yollarının kesiştiği bir merkez olmuştur. Orta Asya’dan Anadolu’ya 9. yüzyıldan başlayarak küçük gruplar, 11.yüzyıldan itibaren büyük kitleler halinde gelmeye başlayan Oğuz ve Türkmen boyları, Anadolu’nun bugünkü kültürel yapısını oluşturmaya başlamışlardır. Bu tarihi süreçte Anadolu Türkleşmiş, Türkler de Anadolulaşmıştır. Türk kültürü tarih sürecinde kendine miras kalan kültürleri Türk kültür potasında eriterek kendi damgasını vurmuştur. Halk kültürü ürünleri bir milletin millî kimliğini belirler, oluştukları toplumun ortak kabullerini alarak kendilerine özgü gelenek yaratır.
Her inanç sistemi, topluma uygun bir yapı kazanır. Kültür tarihi açısından temel süreç kültürleşmedir. Anadolu’da Türkler kültürel etkileşim içinde yeni bir kültürel kimlik kazanmışlardır. Türkler İslamiyet kültür dairesine girdikten sonra yurt değiştirerek yeni yurtları Anadolu’ya geldiler. Yeni yurtta kültürün doğası gereği günlük yaşam ve değer yargıları da değişikliğe uğradı. Anadolu’da yaşayan kültür sentezi Türk kültür potasında eriyerek yeni bir alaşım oluşturdu. (Devamı gelecek yazımızda)