Günlerden 31 Ekim, Cadılar Bayramı, Samhain ama benim için bir anlamı daha var.

Günlerden 31 Ekim, Cadılar Bayramı, Samhain ama benim için bir anlamı daha var.
Samhain’im ne olduğundan kısaca bahsetmemiz gerekirse; geleneksel olarak her yıl 31 Ekim'den 1 Kasım'a kadar kutlanılan, Kış mevsiminin gelmesini işaretleyen ve Azizler Günü ile birlikte Cadılar Bayramı'nın kökenini oluşturan bir Kelt dini festivali olduğunu söyleyebiliriz. Festivalin ismi Eski İrlandaca Samain sözcüğüne dayanır. Bu kelimenin Ön Hint Avrupa dilindeki semo- ‘yaz’ kökünden türediği düşünülmektedir.
Samhain, Imbolc, Bealtaine ve Lughnasadh ile beraber Kelt dünyasının en önemli dört festivalinden biridir. Samhain, popüler inancın aksine ölülerin tanrısı için bir kutlama değildir. Samhain’de hasat mevsiminin sonu ve kışın başlangıcı kutlanırdı. 31 Ekim günbatımında törenler ve şenlikler ile festival başlardı. İnsanlar toplanıp ateş yakarlardı ve Kelt tanrılarına kurban olarak hayvanları ve mahsulleri yakarlardı. Böylece Kelt tanrıları ve tanrıçalarına önceki yıla ait ekin ve sürülerden pay verirlerdi. Bu ateşlerin ayrıca eski yılı temizlediğini ve yeni yıla hazırlanmalarına yardım ettiğini düşünürlerdi.
Geçtiğimiz gün yani 31 Ekim’de ben de konsepte uygun giyinmiştim. Özel günleri yaşatmak gerektiğine inanıyorum. Tabii ki gösterişli değil ancak kendi haline bir kıyafet giydim diyebiliriz.
Bu günden tam 2 sene önce, siyah bir kedi ile yolumuz kesişmişti. Hem kedinin siyah olması hem de takvimlerin 31 Ekim’i göstermesi nedeniyle, kendisine Samhain ismini koymuştum. Ancak pek tabii telaffuzu kolay olmuyordu. Bu yüzden Sam gibi Amerikanvari bir isimle sesleniyordum ona. Akıllı da bir kediydi. Kendisi ile ilgilenilmeyince sakata taklidi yapar, tepenizden inmezdi. Sevmediği biri eve girdi mi saklanır ve asla dışarı çıkmazdı. Sam ile beraber kısa bir İstanbul gezimiz oldu. Orada bahçenin tadına bir kere varınca, Çanakkale’de dört duvar arasında kalmak onu kesmedi. Ben de onun özgür olmasını, kısıtlanmamasını istedim. Bir kez kaçtı. Arama çalışmalarım sonuç vermemişti ancak birkaç gün sonra sokağın başında karşılaştık. Bana kendince bir selam verdi. Biraz sürtündü, eve benimle beraber gelsin diye kucağıma alma girişiminde bulundum. Bulunmaz olaydım, tırmıkladığı gibi kaçtı. Gelmek istemiyordu benimle, zorlayacak halim yoktu. Sonradan birkaç kere daha gördüm sanıyorum. Ardından bir daha görmedim.
31 Ekim tarihi vesilesiyle, Sam’i bir kez daha anmak istedim. Umarım mutludur.