Halk kültürü ürünlerinin bir an önce araştırmalarının bitirilmesi gereklidir.
Halk kültürü ürünlerinin bir an önce araştırmalarının bitirilmesi gereklidir. Sonuçlar alındığında Halk Kültürü anlayışımızın, bizi kapsamlı bir yüzleşmeye ve kabullerimizi yeniden gözden geçirmeye bizi götürecektir. Bize doğal gelen düşüncelerimizden, vazgeçemeyeceğimiz bağ ve ilişkilerin olmadığını fark edeceğiz. Düşünen bir çok halk oyuncu, toplumumuza, küreselleşmenin ve bireyselleşmenin, kültürel ürünlerimizi bu arada Halk oyunlarımızı tehdit ettiği gerçeğine endişe ile bakmaktadır. Bunun önüne geçilmesinin şartı, birlikte hizmet etmek olmalıdır. Çünkü farklı dans yarışmaları uygulamaları, gençler arasında olumsuz kültürel kirliliğe neden olmaktadır. Kesinlikle aynı koşullar altında, halk oyunlarından yararlandırılması aynı güçte olmamaktadır. Bu gün sosyal ve kültürel faaliyetlerden anladığımız şey, tüm faaliyetlere sızan ve insanları sosyal ve kültürel faaliyetlerde, sadece seyirciye dönüştürmeye çalışan bir yapılanmadır.Bunun sonucunda da; Ekonomik, siyasal ve kültürel baskılara maruz kalınan bir ortamda, duyarlı bir tepkinin nasıl yapılacağı sorusu birden bire gündemin birinci maddesi haline gelmiştir. Tartışmalar bu zamana kadar bencillikten, şaşkınlıktan, görmezden geldiğimiz bir şeyi özellikle görmemizi sağlamıştır. Yapılan tartışmaların tek taraflı olduğunu, herkesin birlikte olmaları gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Halk oyunlarının gençlere öğretilmesinde, herkesten yararlanılacağı gerçeği ortadadır.
Günümüzde medya yayın organlarının uygulamalarında dikkati çeken dans yarışmaları adı altındaki bu faaliyetler, genç nesillerimizde tahribat yaratmaktadır. Anadolu’nun diğer illerindeki gençlerimizin, toplumsal ve kültürel açıdan Halk Oyunları çalışmalarını güven ve huzur içinde yapmalarını sağlamamız gereklidir. Aksi takdirde AB ye girme sürecinde gençliğimiz ve sosyal kültürel faaliyetlerimiz, büyük tehdit altında olacaktır. Halk oyunlarına yönelik bu tehdit karşısında ortak hizmet etmek, gençliğe hizmette en önemli unsur olacaktır. Çünkü yapılmakta olan medyadaki uygulamalar, Halk oyuncularının dejenerasyonunu da kaçınılmaz kılacaktır. Bunların önlenmesi için yeni düzenleyici araçlara ihtiyaç bulunmaktadır. Halk oyunlarının sevdirilmesi ve yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu yönlendirmede Milli Eğitim Bakanlığının inanılır ve etkili bir rol oynaması zorunludur. Bu yönlendirmeler kurumların izin verdiği ölçüde etkili olabilir. Bunun için kurum ve kuruluşların kendilerini yükümlülük altına sokacak uygulamalardaki desteklerine ihtiyaç bulunmaktadır. Amaç hizmet değil “Ben” odaklı isteklerin yerini, gerçekçi sosyal ve kültürel politikaların ayakları yere basan kendi kültür birikimlerimizi içeren politikalar olmalıdır. Bu da Halk oyunları politikaları konusunda yeni perspektif ve fırsatlar yaratacaktır. Belki de eskiden bıyık altından gülümsemelere yol açan , Halk Oyunlarının “İç politikası” kavramı somutlaşabilecektir.
?