Bahçeli’de bir sokak arası

Bahçeli’de bir sokak arası,
Bir sen, bir ben,
Sanki elmanın iki yarısı.
İçimde umarsızlık,
Sen yanımdayken bile
İçimde özlemin karası.
Elin çantanın içinde kalem arıyor,
Çözülmek için bekliyor
Gazetenin bulmacası.
Asıl bulmaca biziz a kız,
Bilmiyorsun!
Gözlerimin içine içine bakıyorsun,
Kaçırmıyorsun.
Sıcak mı yakıyor,
Sen mi yakıyorsun?
Tek tük insanlar geçiyor sokaktan,
Kaçamak gözlerle bakanlar mı var ne?

İkimiz arabada,
Araba Bahçeli’de bir öğle vakti,
Bir iki karış var yok aramızda
Ama dağlar var, denizler var,
Söyleyecekler var daha,
Söyleyemiyoruz.

Bir burgercideyiz ikimiz,
Senin mekanında,
Çok seversin, bilirim.
Patates uzatıyorsun ağzıma
Sosa batırıp
Bana bakıp saçımı düzeltiyorsun
“Neden böyle hep hüzünlü yüzün?” diyorsun.
Aslında biliyorsun,
Gene de soruyorsun.

Ben anlatırken eskileri,
Serçe parmağıma dokunuyorsun
Duygu yüklü,
İçim karıncalanıyor.
Sen eskileri anlatırken sesin titriyor,
Yazılacak çok şey var, daha neler neler,
Yazılamıyor.

Uça uça gidiyor tekerlekler,
Biz yine arabada,
Araba evinizin yolunda.
Gözlerin
Olmayan çizgilere dalmış
“Delisin sen.” diye mırıldanırken.
Kulağın Zeki Müren’de,
“Rüyalarda buluşuruz.” diyor dudakların
Gözlerin dolu.
“Mendil vereyim?” diyorum,
“İstemiorum.” diyorsun belli belirsiz her zamanki gibi.

Sonra simge caminin yanında,
Akşam serinliğine karışıp
Gidiyorsun,
Hep gidiyorsun.