İlk olarak Bayramiç’te köylü kadınların başlattığı protestolar, kısa sürede Çan, Çanakkale ve ardından Ege Bölgesi’ne yayıldı. Kazdağları’nın ekosistemine büyük zarar vereceği belirtilen maden projesine karşı Türkiye’nin dört bir yanından çevreciler ve vatandaşlar ses yükseltmeye devam ediyor.
Kazdağları’nda Ağaç Kesimine Büyük Tepki
Bayramiç ilçesine bağlı Hacıbekirler köyü sınırları içinde yer alan maden sahasında başlatılan ağaç kesimi, köylüler tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Bölgenin endemik bitki örtüsü, su kaynakları ve tarım alanları açısından büyük öneme sahip olduğunu vurgulayan çevreciler, madenin ekosistem üzerinde geri dönüşü olmayan tahribatlara yol açacağını ifade ediyor.
Köylülerin başlattığı mücadele hukuk zeminine de taşındı. Kamulaştırma kararının iptali için dava açan vatandaşlar, mahkemeden gelen bilirkişi raporunun kamu yararı gözetilerek Cengiz Holding lehine düzenlendiğini belirtti. Davacılar, köylünün ve doğanın haklarının göz ardı edildiğini savunarak, mücadelelerine devam edeceklerini ifade etti.
Kocabaş Çayı’na Göz Dikildi, Çanlılar Ayakta
Halilağa Bakır Madeni projesinde büyük miktarda suya ihtiyaç duyulması, Çan ilçesinin en önemli su kaynağı olan Kocabaş Çayı’nı tehlikeye soktu. Çan’da 55 köyü besleyen bu su kaynağının madene tahsis edilmek istenmesi, bölge halkının tepkisini daha da artırdı.
Çan halkı, Kocabaş Çayı’nın tarım, hayvancılık ve sanayi için hayati öneme sahip olduğunu vurgulayarak, madene verilecek suyun bölgeyi kuraklığa sürükleyeceğini ifade etti. Çevre avukatları da, suyun maden tarafından kullanılması durumunda çayın kirlenme riski taşıdığını ve bölgedeki ekolojik dengenin bozulacağını belirtiyor.
İzmir’de Çevrecilerden Büyük Protesto
Kazdağları’nda süren çevre mücadelesine destek vermek amacıyla İzmir’de de büyük bir protesto gerçekleştirildi. Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ve Kazdağları Ekoloji Platformu üyeleri, Cengiz Holding’in yürüttüğü projeye karşı seslerini yükseltmek için bir araya geldi.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Sözcüsü Baha Okar, "Cengiz Holding’in altın-bakır madeni için, Ekim ayından bu yana Kaz Dağları'nda devam eden ağaç kıyımını protesto etmek, maden yüzünden yaşam alanlarını, geçim kaynaklarını kaybedecek olan, sağlıkları kötü etkilenecek olan köylülere ve Kazdağları'nda mücadele eden arkadaşlarımıza destek olmak, yaşam alanı yok olacak binlerce canlıyı, Kaz Dağları’nda yetişen endemik türleri, Kaz Dağları’nın bir bütün olan ekosistemini korumak için toplandık" şeklinde konuştu.
“Kazdağları Yok Olursa, Bölge Yaşanmaz Hale Gelir”
Kazdağları’nın maden sahalarına açılması, bölge halkında İliç’te yaşanan çevre felaketine benzer bir tehlikenin burada da yaşanabileceği endişesini doğurdu. Kazdağları’nda yaşayan çevreciler ve köylüler, 2019 yılında Kanadalı madencilik şirketi Alamos Gold’a karşı verdikleri mücadelede olduğu gibi, bu projeye karşı da sonuna kadar direneceklerini belirtti.
Yöre halkı, madenin tam anlamıyla faaliyete geçmesi durumunda üç köyün tamamen haritadan silineceğini, bölgedeki diğer köylerin ise yaşanmaz hale geleceğini ifade etti. Kesilen ağaçlardan çok daha büyük bir çevre felaketinin yaşanabileceğini vurgulayan çevreciler, suyun, toprağın ve havanın kirleneceğini ve ekosistemin geri dönülemez biçimde tahrip olacağını belirtti.
Mücadele Büyüyor
Kazdağları’nda süren madencilik faaliyetlerine karşı tepkiler sadece yerel halktan değil, çevre örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarından da büyük destek görüyor. Doğa katliamına karşı mücadelenin büyüyerek devam edeceği belirtilirken, bölge halkı yetkililerin bu projeye dur demesi gerektiğini vurguluyor.
Kazdağları’nın korunması için verilen mücadelenin önümüzdeki günlerde daha da büyümesi bekleniyor.