Böbrek ve üreter taşlarının genellikle şiddetli ağrılara neden olabileceğine dikkat çeken HG Hospital Üroloji Uzmanı Dr. Mustafa Eren, bu konuyla ilgili detaylı bilgiler verdi. Hastalığın bazı durumlarda belirti vermeden sessizce ilerleyebileceğine de değinen Dr. Eren, bu tür durumların en tehlikelisi olduğunu belirterek, düzenli kontrol ve uzman hekim önerilerine uyulmasının hayati önem taşıdığını söyledi.
Dr. Eren, "Genellikle bu hastalarla ilgili taşın sağ veya solda olmasına göre ağrı şikayetiyle veya idrarda kanama şikayetiyle bizlere müracaat etmekte yapılan kan ve idrar tahlili, ultrason ve tomografi gibi tetkiklerden sonra hastaya yapılması gereken tedaviler, bunlar endoskopik olabilir, dışarıdan kırma yöntemiyle olabilir veya açık cerrahi olabilir. Sonrasında belki bazı hastalarda tedaviyle, medikal tedaviyle düşürme tedavisi yapılabilir. Burada taşın yeri, boyutu, hastanın ek hastalığı var mı yok mu, bazen enfeksiyon varsa acil müdahale de gerekebilir. Durumuna göre tedavi hekim tarafından seçilmektedir. Taşın düşüp düşmemesi genellikle hastanın sorduğu sorulardan en çok bize karşımıza çıkan şey, taş düşer mi şeklinde. Şimdi taşın boyutu ve yeri önemli, düşüp düşmemesi konusunda. Burada hastaların hekimine güvenmesi ve bu çerçevede onun önerileceği tedavi uygulaması gerekir. Bazen düşebilecek ama ağır enfeksiyon yapmış, perinöfrit gibi tablolara sebep olmuş durumlarda acil müdahale de gerekmekte. Böyle bir şikayetiniz, böyle bir sıkıntınız varsa şu anda hastanemiz olarak bütün teknik cihazlar anlamında, donanımlar anlamında her türlü cihazlarımız mevcut. Bu konularda her türlü hastaya tedavi uygulamaktayız. Böyle bir rahatsızlığınızda müracaat ederseniz gereken tedaviler yapılır" dedi.
"Sıkıntıyı böbreğini kaybettiği zaman anlıyorlar"
Taş ağrısının çok şiddetli olduğunun altını çizen Dr. Eren, "Özellikle böbrekten çıktıktan sonra bulantı, kusma, şiddetli ağrı bazı hastalarda enfeksiyona bağlı ateş semptomları olur. Durumuna göre bazen kanama şikayetleri olur ama her zaman ağrı yapacak diye bir kural da yok. Eğer böbrek içinde büyük bir taşı varsa hastanın o zaman bu hastalarda semptom vermeyebilir. Fark etmeden böbrek fonksiyonlarını bozabilir ki bu aslında böyle sinsi grup en bizim için sıkıntılı grup. Çünkü hasta şikayet olmadığı için bazen tedavi de reddetmekte. Çünkü bizim tomografide ve ultrasonda gördüğümüz şeyi onlar bilmediği için, anlamadığı için tedavi kabul etmemekte. Yani benim şikayetim yok şeklinde. Ama sonrasındaki sıkıntıyı böbreğini kaybettiği zaman anlıyor. O yüzden gittiğiniz hekime mutlaka verdiği önerilere mutlaka uyun. Çünkü bizler bunların eğitimini yıllarca aldık ve tedaviyi de ona göre önermekteyiz. Yani sizin şikayetinizin olup olmaması veya semptomların sizin beklediğiniz düzeyde olup olmaması tedavinin şeklini değiştirmiyor. Burada bizim tedavimizin şeklini değiştiren taşın yeri ve boyutudur" ifadelerini kullandı.