Çanakkale merkeze bağlı Erenköy’ün kuruluşu antik döneme dayanıyor. Antik dönemde kökleri Roma imparatorluğunun kuruluşuna kadar uzanan Erenköy, diğer ismiyle Türkçesi ‘Boğazın alnı’ anlamına gelen Ofreneion’un hikayesini Mehmet Akkan paylaştı.
Homeros’un İlyada destanında yer verdiği Anadolu’nun en büyük medeniyetlerinden biri olan Troya’nın en önemli kentlerinden biri olan Ofreneion, şimdiki adı ile Erenköy, bir dönemin köklerinin atıldığı köy olarak biliniyor. Troya kahramanı Hektor’un mezarının da bulunduğu Erenköy’ün hikayesini Mehmet Akkan paylaştı. Çanakkale’den İtalya’ya uzanan bir medeniyetin kuruluşunda etkili olan Erenköy’ün Antik dönemden günümüze nasıl geldiği ile ilgili tarihi bilgiler veren Akkan “Doğduğumuz, doyduğumuz, yaşadığımız bu toprakların geçmişini bilmiyorsak, hem toplumun, hem bu toprakların yabancısıyız demektir. Bunun için okumaya, araştırmaya, görmeye , gezmeye çaba göstermeliyiz. Çanakkale, Erenköy isminin kaynağı, Ofreneion’dan gelmektedir. Kelimenin Türkçe karşılığı Boğazın Alnıdır. İzmir Yolu üzeri, İntepe Viyedüklerinin başladığı sırt, üstten (Hektor Tepesi) sahile kadar kademeli olarak uzanmaktadır. Denize hakim tepeden, Bozcaada, Gökçeada, Limni, Semadirek, Çanakkale ve Ege`nin girişini çıplak gözle görebileceğiniz bir noktadır. Troya Savaşından sonra varlığını milattan sonra 3`üncü yüzyıla kadar sürdürmüştür. Troia Savaşları`nın en önemli kahramanlarından ve bu şehirli olan Hektor burada gömülüdür. Bu savaş Batının, Doğunun zenginliklerini, boğazı ve Anadolu’yu elde etmek için yapılmıştır. En son bu topraklarda, yine aynı amaçla 1915 yılında Çanakkale Savaşları yapılmıştır” dedi.
Roma’yı kuran Erenköy’den giden Hektor’un kuzenleri
Troya düştükten sonra Akhalılardan kaçan troyanın kahramanı Hektor’un kuzenlerinin kurduğu Roma İmparatorluğunun köklerinin Erenköyden gittiğini belirten Mehmet Akkan “Ayrıca Roma medeniyetinin kurulması Anadolu’ya dayanmaktadır. Truva savaşları sonrası Akhalılar(Yunanlılar) tarafından işgal edilen Troas Bölgesindeki (Biga Yarımadası) yaşayan insanların (Hektor’un kuzenleri) canlarını kurtarmak için İtalya’ya gitmesi ile kurulmuştur” dedi.
Erenköy’ün antik döneme dayanan geçmişi
Antik dönemde var olan Erenköy’ün geçmişi hakkında da bilgiler veren ve boğazın alnı anlamına gelen Ofreneion Kentinin Erenköy’e dönüş hikayesini anlatan Mehmet Akkan “ Antik dönemde adı, Troia ile birlikte anılan Erenköy`ün var olduğu toprakların geçmişinde, Türkçesi boğazın alnı anlamına gelen Ofreneion Kenti mevcuttu. O dönemde bu bölgede Anadolu insanı yaşıyordu. Truva Savaşları sonunda Akhalılar tarafından işgal edilmiştir. Antik Troas Bölgesi`nin doğu ve batısını bağlayan, coğrafik açıdan önemli bir geçiş noktasında yer alan Ofreneion Kenti`nin milattan önce 3000 yıllarında iskan edildiği düşünülmektedir. Milattan önce 1200 yıllarında gerçekleştiği sanılan Troia Savaşları sırasında, Ofreneionlu askerlerden bahsedilmesi, kentin bu dönemde de var olduğunu göstermektedir. Milattan önce 6`ncı yüzyıl ve Milattan sonra 7`inci yüzyıl arasında yaşamış; Herodotos, Ksenophon, Demosthenes, Androtion, Lykophron, Aristodemos, Strabon, Vergilius, Ovidius ve Stephanos, Byzantios gibi yazarlar antik Ofreneion Kenti ile ilgili bilgiler sunmaktadır. Bütün bu kaynaklar bize, Ofreneion`un Troia Savaşları sırasında var olduğunu gösterdiği gibi, özellikle milattan önce 5`inci ve 4`üncü yüzyılda, bölgenin en seçkin yerleşimlerinden biri olduğunu işaret eder. Çünkü, Yunan şehir devletlerinin Perslere karşı oluşturduğu güçlü, Atike-Dellas deniz birliğine ödediği vergi miktarı, bastırdığı sikkeler, kentin antik Troas Bölgesi içinde önemli bir güce sahip olduğunu göstermektedir” ifadelerini kullandı.
Antik dönemin yazarlarının sık bahsettiği bir yer
Akkan, tarih boyunca bir çok yazar, tarihçi ve edebiyatçının Erenköy’e eserlerinde yer verdiğini belirterek örnekleri şu sözlerle açıkladı “ Ofreneion Antik Kenti`nin Hektor kadar Aeneas ile özdeş tutulduğunu görmekteyiz. Ofreneionlu askerlerin, Dardanoslu askerler ile birlikte, Troia Savaşları sırasında, Aeneas`ın askeri gücünü oluşturması, Troia`nın yakılıp yıkılmasından sonra, Aeneas`ın Roma`ya yola çıkması, Roma düşüncesinde Ofreneion`a özel bir konum kazandırmıştır. Ofreneion`da bulunan bronz paranın da bir yüzünde Hektor portresi, diğer yüzünde elinde üzüm salkımı tutan şarap tanrısı Dionysos`un diz çökmüş çocukluk betimlemesi de Ofreneion Kentinin varlığını ve ekonomisinin tarıma, bağcılığa ve şarapçılığa dayandığını anlıyoruz. Milattan önce 3`üncü yüzyılda, İskenderiye`de yaşamış şair Lykophorn’un, Aleksandra adlı eserinde Hektor`un mezarının Ofreneion`da olduğunu açıkça beyan etmiştir. Milattan önce 1`inci yüzyılda yaşamış coğrafyacı Strabon, Ofreneion Kentinde etrafı çevrili kutsal alanın varlığından bahseder ve burayı "Hektor`un kutsal koruluğu" olarak adlandırır. Kahraman kültlerinin antik çağ yunan yaşamında, tanrı kültü kadar yaygın bir gelenek olduğu bilinmektedir” dedi.
Roma İmparatorluğu için büyük öneme sahip
Eski ismi ile Ofreneion Kenti ismi ile anılan Erenköy’ün romalılar için büyük bir önem arz ettiğini dile getiren Mehmet Akkan “Ofreneion Kentinin Roma Döneminde özel bir önem kazandığı bilinmektedir. Aeneeas Destanı`nda Roma`nın kendi köklerini Troia`da araması, Roma`nın Troia`nın küllerinden doğduğunu kabullenmesi, Troia ve Ofreneion`u Romalılar için önemli bir konuma getirmiştir. Yani Roma, Troia`nın küllerinden inşa edilmiştir. Aeneas Destanı`na göre, Troia`nın yakılıp yıkılmasından sonra, Troia`dan kaçan Aeneas Roma Kenti`ni kurar. Böylece Roma ile bu bölge arasında, duygusal ve siyasal bir bağ oluşmuştur. Bu bağlamda, Troialı Kahramanlar Romalıların gözünde, özel bir yer edinmişlerdir. Aeneas`ın Troia`dan ayrılışı, Roma tarihinin başlangıcı ve köklerinin dayandığı yerin Troia olduğunu kabullenmişlerdir. Troia Kenti`ne, Roma İmparatoru Avgustus`un da önem verdiği, bu bölgenin inşası için maddi destek sağladığı, Troas Bölgesi`nin vergiden muaf tutulmuştur” dedi.
Anadolu’nun İlk Kahramanı Hektor
Bir Anadolu medeniyeti olan Troya Kahramanı Hektor’un Erenköy’de gömülü olduğunu da hatırlatan Akkan, kahramanla ilgili yaptığı açıklamada ise “ Hektor Anadolulu Kahramanıdır, antik dönem adıyla Ofreneion-Erenköy topraklarının bağrında, 3000 yıldır yatmakta ve binlerce yıl daha yatacak. Erenköy, Hektor ve Ofreneion birlikte anılacak. Akhaların Kralı Akhilleus ve Troyalı Hektor`un karakter yapılarına baktığımızda, Akhilleus`u savaşçı, Hektor`u kahraman olarak ortaya çıkarmaktadır. ‘Hektor`un her eylemi Troia`nin kurtuluşuna yöneliktir. Akhilleus ne kadar toplumsal duyguları önemsemezse, Hektor o kadar şehrine, toplumuna, babasına bağlıdır’ Savaş Hektor`un hem yurtsever, hem de uygar olmasını engellemez. Onun yurtseverliği düşmana karşı kin içermez. Onda; insanları birleştiren şeyin onları ayıran şeye baskın olabileceği duygusu çok açıktır. Farklı iki karakterin varlığı, Doğu ile Batının ilk büyük karşılaştırmasından doğmuş gibidir. Akhilleus tiplemesi ile betimlenen batı; askeri, sert, acımasız, kindar, hırçın, kaba, erkek söylemli. Hektor tiplemesi ile betimlenen Anadolu; aile içi yumuşak, ilişkileri ve sevgiyi birinci derecede önemli bulan, kadınla erkeğin eşit tutulduğu, etiğe ve bilgeliğe önem veren, barıştan yana olan kavramlarla sonuçlandırmıştır. Azra Erhat, onu Anadolu`nun ilk ulusal kahramanı olarak kabul eder. Nitekim Antik Çağ ve Roma dönemi sikkelerinde bir kahraman olarak Hektor tasvirleri yer alır. Konusunu destandaki anlatımlardan alan bu tasvirler, genellikle vazo resimlerinin üzerinde günümüze kadar gelmiştir.
Savaşırken büyük öfkeye kapılan Akhilleus, Troia Kapısına doğru önüne geleni biçerek ilerler. Troialılar, surların içine sığınmış bütün yalvarmalarına rağmen Hektor, kaleye girmemiş, Akhilleusla yüz yüze kalmıştı. Troia`nın en yiğit evladı, Akhilleus`a yenilir, sonuç ölümdür. Yakılarak külleri Ofreneion`a kendi adıyla anılan Hektor`un Kutsal Koruluğuna, ebediyen saklamak üzere ağıtlarla gömülür... Roma mitolojisinde Ankhises oğlu, Askonius`un babasıdır. Troia Kahramanı Hektor ile kuzendirler... Aeneas; Hektor`dan sonra ikinci büyük kahramandır. Romalıların atası kabul edilmiştir. Büyük Vergilius, Homeros`un mirasını alarak, Roma`nın geçmişini Troia gibi zengin bir uygarlığa dayandırarak, çağının ulusal kültürüne bir kaynak olarak yeniden işler.
Troia`nın Akha`lar tarafından yakılıp yıkıldıktan sonra, kurtulan Aeneas, beraberindeki Troialılar, babası felçli Ankhises, oğlu Askanius ile birlikte Antondros`a (Altınoluk) gelirler. İda Dağı`nın kerestelerinden 20 gemi yaparak, bu gemilerle batıya yelken açarlar. 7 yıl gibi uzun bir yolculuktan sonra Batı İtalya sahillerine varırlar. Uzun ve maceralı yolculuktan sonra, Lavinium kıyılarına yerleşmişlerdir. Oğlu Askanius, Albalonga`yı, Askanius`un soyundan gelen Romulus da Roma`yı kurmuştur. Homeros, İlyada destanında, Aeneas`un soyundan gelenlerin Troialıların başına geçeceklerini söylediğinden, Romalılar bu efsaneye sahip çıkmışlar ve Troia ile bağ kurmuşlardır. Dünya Kültürünün merkezi Anadolu’dur, Kazdağlarıdır, Çanakkaledir” dedi.