Alper Dönmez’in, Doç. Dr. Gül Ebru Orhun danışmanlığında hazırladığı tez, yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin kullanımı ve çevresel sorunların çözümü açısından önemli bulgular içeriyor. Çalışma, Çanakkale'nin bitkisel ve hayvansal atıklardan enerji üretimi konusunda önemli bir merkez olabileceğini gösteriyor. Biyokütle enerjisinin çevrim yöntemleri arasında doğrudan yakma, havasız çürütme, fermantasyon, piroliz ve gazlaştırma gibi teknolojiler yer alıyor. Bu yöntemler, biyodizel, biyogaz, biyoetanol gibi ana ürünlerin yanı sıra gübre ve hidrojen gibi yan ürünler elde edilmesini sağlıyor. Bu ürünler; elektrik üretimi, ısınma ve ulaşım gibi pek çok alanda yakıt olarak kullanılabiliyor. Araştırma, Çanakkale’nin hayvansal ve bitkisel atıklardan enerji üretimi konusundaki kapasitesini rakamlarla ortaya koyuyor:
Çanakkale’de yılda yaklaşık 91.907.072 metreküp biyogaz üretilebileceği ve bu biyogazdan 433,18 GWh elektrik enerjisi elde edilebileceği hesaplandı. Tarım faaliyetlerinden kaynaklanan bitkisel atıkların enerji eşdeğeri 3.617,75 TEP (Ton Eşdeğer Petrol) olarak belirlenirken, bu atıklardan yılda 42.017,53 MWh elektrik enerjisi üretilebileceği belirlendi. Bu verilere göre, Çanakkale’nin Türkiye’nin hayvansal biyokütle enerji potansiyelindeki payı %1,38, bitkisel biyokütle enerji potansiyelindeki payı ise binde 8 olarak tespit edildi.
Çanakkale’de Tarım ve Hayvancılık: Biyokütle İçin Bir Fırsat
Çanakkale’de nüfusun yaklaşık %32’sinin tarım ve hayvancılıkla uğraşması, biyokütle enerjisi için büyük bir fırsat sunuyor. Araştırmada, atıkların uygun şekilde işlenmesiyle Çanakkale’nin biyokütle enerji üretiminde öncü bir merkez olabileceği ifade ediliyor. Çevre kirliliğinin ve iklim değişikliğine neden olan atıkların azaltılması. Fosil yakıt bağımlılığının düşürülmesi. Yerel tarım ve hayvancılığın, elde edilen gübre gibi yan ürünlerle desteklenmesi. Araştırma, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılmasıyla birlikte bölgedeki ekonomik hareketliliğin artacağını ve buna bağlı olarak enerji talebinin yükseleceğini öngörüyor. Bu talebin, çevreye zarar vermeyen biyokütle enerjisiyle karşılanabileceği vurgulanıyor. Araştırmanın sonuçları, Çanakkale’nin biyokütle enerji yatırımları için önemli bir potansiyele sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Uzmanlar, biyokütle enerjisine yapılacak yatırımların; Türkiye’nin enerji bağımlılığını azaltacağını, Çevreye duyarlı bir üretim modeline geçişi hızlandıracağını, Yerel ekonomiyi güçlendireceğini belirtiyor.
Çalışma, biyokütle enerjisinin yalnızca enerji üretiminde değil, aynı zamanda çevresel sorunların çözümünde de kritik bir rol oynayabileceğini gösteriyor. Çanakkale’nin biyokütle enerjisi potansiyeli, diğer bölgelere örnek olabilecek sürdürülebilir projelere ilham kaynağı olmayı vaat ediyor.