Morpati Derneği Kurucu Başkanı Emine Akın, Kordon Boyu'ndaki Truva Atı önünde yaptığı açıklamada, “Olaya ilişkin soruşturma süreci de bizi şüpheye düşürecek şekilde ilerledi. Olay yeri inceleme, gece kör karanlıkta inceleme yaptı. Rapor yazıldı. Yanmayan, bacası olmayan soba suçlu gösterildi. Sonra apar topar otopsi çıkartıldı ve perşembe günü Necla Teyze’yi toprağa verdik. Hiçbir yerde göremediğimiz bu hız, bizi “acaba bu olay örtbas edilmeye mi çalışılıyor?” diye sormaya itiyor” dedi.
"Kedilere ve köpeklere bakarken etrafını gülümsemesiyle aydınlatırdı"
Yasa ve yönetmeliğin, belediyelerin sokakta yaşayan köpekleri zorla alıp barınaklara kapattığını ifade eden Akın, “ Necla Teyze kimdi? Necla Teyze Ankara’nın Altındağ ilçesinde oturan 82 yaşında bir kadındı. Asıl ismi Ülker Güleryüz’dü. Soyadına yakışır bir şekilde kedilere ve köpeklere bakarken etrafını gülümsemesiyle aydınlatırdı. Bir gecekonduda yaşardı, hava soğuk olduğunda evsiz kedi ve köpekleri evinin yanındaki barakaya alırdı. Necla Teyze, böyle kimseye zararı olmadan yaşardı. Ülkemizin görünmez emekçilerinden biriydi. Evet, -dı’lı geçmiş zamanla konuşuyoruz, çünkü Necla Teyze artık aramızda değil. Neden mi değil? Çünkü salı akşamı evinde çıkan şüpheli bir yangın sonucu öldü. Ve evinde birlikte yaşadığı patili dostların yandığından da şüpheleniyoruz. Bu yangın o kadar şüpheli ki öldürüldü diyebiliyoruz. Nasıl mı? Necla Teyze, her zamanki gibi yaşarken, belirli kesimler sokaklarda yaşayan köpekleri ve onlara bakan insanları hedef göstermeye başladı. Öyle ki ülkemizin sınırları dışında olmuş olan olayları sanki Türkiye’de yaşanmış gibi nefret söylemleriyle paylaştılar. Hiçbir yetkili kurum ne yalan haberlerle ne de nefret söylemleriyle ilgili soruşturma açmadı. Sonra tüm uzmanlara ve kamuoyuna rağmen bir katliam yasası çıkartıldı. Necla Teyze, halkımızın önemli bir kesimi gibi kedi ve köpeklerine bakmaya devam etti. Bu sırada yasa ve ardından çıkan yönetmelik, trol hesapların da etkisiyle birlikte her geçen gün büyüyen bir şiddet aracına dönüştü. Yasa ve yönetmeliği, belediyelerin sokakta yaşayan köpekleri zorla alıp barınaklara kapatmasını buyuruyor ve orada “agresif” yaftalamasıyla öldürülmelerine kapı açıyor. Yasa çıkmadan önce de söyledik, yasa ve yönetmeliği çıktıktan sonra da söyledik: Barınaklar ve toplama aygıtları ölüm makinesi olarak çalışıyor. Bu, öyle bir mekanizma ki sokakta yaşayan hayvanlara bakmakla ve iyileştirmekle yükümlü insanları da cellada dönüştürüyor. Sıradan insanlardan katil yaratıyor” diye konuştu.
"El ele vererek, birlikte mücadele ederek aşabiliriz"
Hayvanların yaşam hakkını savunmaya devam edeceklerini söyleyen Akın, “Yıllardır adalet beklediğimiz cinayetlere, şüpheli ölümlere bir yenisi daha eklensin istemiyoruz. Antalya’da mermer ocaklarına kaşı çıkan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu, İzmir’de sokağındaki köpekleri besleyen Yahya Köşek, Meryem Köşek ve kızı Funda Güçlü ve daha nice cinayete kurban gidenler daha adil daha dengeli bir dünya istedikleri ve yaşam hakkını savundukları için öldürüldü. Bu karanlığın dağılması, adaletin sağlanması için daha kaç cinayet işlenmesi gerekiyor? Uyarmıştık, bu yasa ve yönetmelik birer ölüm fermanıdır. Bu ölüm yasasının temelindeki şiddet sadece sokakta yaşayan kedilere, köpeklere ve onların hakları için mücadele eden, onlara bakım emeği verenlere yönelmiyor; aynı şiddet dalgası yüzünden emekçiler, yoksullar, çocuklar, yaşlılar, kadınlar, mağdur oluyor. Bu kıyıcı şiddet politikalarını ancak el ele vererek, birlikte mücadele ederek aşabiliriz. Bizler, yaşam hakkı savunucuları olarak, Necla Teyze’nin, Osmaniye’de ve diğer her yerde öldürülen tüm patili dostlarımızın yasını tutarken mücadeleyi büyütmekle yükümlüyüz. Necla Teyze ve öldürülen dostlarımız için adalet aramaktan, hayvanların yaşam hakkını savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz! Bu uğurda herkesi dayanışmaya ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” dedi.