Hamilelikte beslenme süreçlerine ilişkin uyarılarda bulunan Diyetisyen Şule Bozkurt, "Beslenmenin yetersiz kaldığı durumlarda bebek gelişemez hem düşük riski hem gelişme geriliği, erken doğum riski artabilirken anne ve bebek açısından oldukça sıkıntılı bir durum. Bitki çaylarının bazıları rahim kasılmalarını uyararak erken doğum riskini tetikleyebiliyor, kafamıza göre günde 3-4 kupa tüketmemeliyiz. Direkt toksik etki oluşturur, ‘Bitki çayı, bir şey olmaz' gibi düşünmemeli. Gebeliği riske atan bir durum, doktorumuza danışmadan hiçbir bitki çayını tüketmemeliyiz" dedi.

İftar ile sahur arası zamanda ara öğün ile enerjinizi koruyun İftar ile sahur arası zamanda ara öğün ile enerjinizi koruyun

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nden Diyetisyen Şule Bozkurt da sağlıklı bir gebelik ve doğum süreci geçirilmesine yönelik bilgiler verdi. Bozkurt, "Gebelikte yeterli ve dengeli beslenme hem annenin sağlığının korunmasında hem bebeğin büyüme ve gelişmesinin tam bir şekilde sağlanması açısından oldukça önemli. 4 yapraklı yonca dediğimiz bir beslenme modelimiz var. Karışık renklerdeki sebze ve meyvelerin tüketimi de gökkuşağı renklerinde beslenme modeli açısından önemli. Öncelikli vitaminimiz folik asit, gebelikte hatta daha öncesinde kullanılmaya başlanması gereken bir vitamin. Önemli folik asit kaynaklarımız; koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, fındık, yumurta, avokado gibi besinler. Demir ihtiyacı da artmakta, demir takviyesinin yanında besinlerle de demiri karşılamamız gerekiyor. Demir kaynakları; kırmızı etler, kümes hayvanları, kuru baklagiller. Demir kaynaklarının yanında C vitamini kaynaklarının da tüketilmesi demir emilimini 10 kat kadar artırmaktadır. Kalsiyum, fosfor ve D vitamini de oldukça önemli. Kalsiyum kaynaklarımız da öncelikle süt ve süt ürünleri, Omega-3 önemli, bebeğin bedensel ve zihinsel gelişimi için haftada 1-2 kez balık tüketimini öneriyoruz ancak gebelikte çok dip balıklarının tüketilmemesi gerekiyor. O da cıva içeriğinden dolayı anne de toksik bir etki oluşturabiliyor" dedi. "Gebeliği riske atan bir durum, doktora danışmadan hiçbir bitki çayı tüketmemeli" Hamilelikte çay, kahve tüketimlerine yönelik konuşan Diyetisyen Bozkurt, "Çay ve kahve tüketiminin içeriğindeki kafeinden dolayı gebelikte sınırlandırılması gerekiyor çünkü fazla kafein alımı bebekteki demir emiliminde azalma gerçekleştirebiliyor. Bitki çaylarının bazıları rahim kasılmalarını uyararak erken doğum riskini tetikleyebiliyor, bitki çaylarını sınırlıyoruz. Kafamıza göre günde 3-4 kupa şeklinde tüketmemeliyiz, onların o bitki olup olmadığını, hangi şartlarda saklanıp saklanmadığını bilmiyoruz. Direkt toksik etki oluşturur, ‘Bir bardak bitki çayı, bundan bir şey olmaz' gibi düşünmememiz gerekiyor. Gerçekten gebeliği riske atan bir durum, bu süreçte doktorumuza danışmadan hiçbir bitki çayını tüketmemeliyiz. Bitki çayları konusunda ‘Çaydır, çok bir zarar gelmez' gibi bir düşüncede olmamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Beslenmenin yetersiz kaldığı durumlarda bebek gelişemez" Gebelerin yeterli ve dengeli beslenmemesi durumlarında anne ve bebeğe birçok etkisi olduğunu aktaran Bozkurt, şöyle konuştu: "Bebek tamamen anneden beslendiği için annenin vitamin ve mineral depoları boşalır, sağlığı bozulur. Beslenmenin yetersiz kaldığı durumlarda bebek de gelişemez. Anne ve bebek açısından oldukça sıkıntılı bir durum, bu yüzden annenin yeterli ve dengeli beslenmesi oldukça kıymetli. Hamile olan kadınlarımız ‘2 canlıyım, yediklerimin 2 katını yiyebilirim' şeklide düşünebilirler. Halbuki öyle değil, son aylarda ayda 1-1,5 kilo şeklinde alınmasını öneriyoruz. Özellikle sebze ve meyvelerde pestisit açısından riskli olabiliyorlar, dikkat etmeleri gerekiyor, karbonatlı suyla iyi bir şekilde yıkamamız gerekiyor. İlk aylarda bulantı fazla olduğu için anneler fazla besin tüketemiyor hatta kilo almanın yerine zayıflama da gözlemleyebiliyoruz. Kaloriyi çok fazla artırmamaları gerekiyor, anne fazla kilo alabiliyor. Bebek olması gereken kilodan fazla doğabiliyor, bu da doğumu zorlaştıran bir durum. Annede de gestasyonel diyabet dediğimiz geçici bir diyabet durumu var, bunu tetikleyebiliyor. Düzenli bir egzersiz rutini olmalı"

Kaynak: İHA