Daha fazla yatırım ve projeyle tarım sektörünün ayağa kalkmasında yardımcı olunması gerektiğini söyleyen Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya 2020 Yılı üretim sezonunun değerlendirilmesinde bulundu.
Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya, bölgede yetiştirilen ürünlerin üretimi gerçekleştirilirken yaşanan sıkıntıları dile getirerek, üretici ve tüketicinin aynı yönde olduğuna vurgu yaptı. Kaya, üretici ve tüketicinin birbirine destek olması gerektiğini söyledi. Ürünlerin satışında tavan ve taban fiyat uygulanması gerektiğini ve bu konuda destek bekledikleri bilgisini paylaştı.

“BÖLGEDE FABRİKA SIKINTISI ÇEKİYORUZ”
Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya Çanakkale’nin tarım faaliyetlerine dair yaptığı değerlendirmede , “Çanakkale’yi üretim açısından tanıyacak olursak, Çanakkale birçok ürünün bir arada yetiştiği, iyi bir iklime sahip kent. Zaman zaman alıcı sıkıntısı ve bölgemizde sektörle alakalı fabrika sıkıntısı çekiyoruz. Aynı anda domates, buğday, mısır, kiraz, şeftali bunun gibi 110 tane ürünün yetiştirilmesine gidiyor. Bu 110 tane ürünün içerisinde de biz ülke üretiminde Çanakkale olarak ilk 10’unu gerçekleştirmekteyiz. Domateste, çeltikte, ayçiçeğinde, şeftalide ilk 10’dayız, hatta bu saydıklarımın bazılarında 1. Sırada yer alıyoruz. Tezgâhlarımızda olan ürünlerin birçoğu bizim bölgemizde yetişen ürünler. Şu anda hasadı biten ürünler ve hasadı devam eden ürünler var. Şeftali, elma, domates, kapya biber, üzüm gibi daha birçok ürün ağustos ayı içerisinde hasadı devam eden ürünler. Çanakkale birçok çeşit ürünün bir arada yetiştiği bir il. Dolayısıyla bizler ve üreticilerimiz için çok avantajlı bir durum fakat bunun yanında dezavantajı da var. Çok avantajlı dememizin sebebi, zarar ettiğimiz ürünlerden eğer ki elmadan para kazanamıyorsak, ondan sonra çıkacak şeftaliden para kazanabiliyoruz yani birbirini telafi ediyor. Avantajlı olmayan kısmı ise ne yazık ki birçok ürün yetişiyor ama çok büyük alanda yetişmiyor. Dolayısıyla alıcının, fabrikaların talep ettiği ürünü bazen karşılayamıyoruz. Zaman zaman alıcı sıkıntısı ve bölgemizde sektörle alakalı fabrika sıkıntısı çekiyoruz. İnşallah Ezine Gıda OSB’si tamamlandığında da bizim için çok kıymetli bir alan olacak. Bir sürü tarım işletmesinin oraya gelmesi sağlandığında, talep gördüğünde bizim için çok iyi olacak. O alanın faaliyete geçmesiyle birlikte de bu alıcı sıkıntısının kısmen de olsa bölgemizde aşmış olup, birçok ürünün bir arada yetişmesinin yalnızca avantajlarıyla baş başa kalacağız. Bunun yanında Ayvacık bölgesinde topraksız tarımla alakalı yaklaşık 2500 dönüm alan içinde yüzlerde topraksız sera yapılıyor. İşte burada da topraksız birçok üretim yapılacak. Eğer ki üreticilerimizin bu seralardan faydalanmasını sağlayabilirsek, üretim miktarı açısından çok fayda sağlayacak” ifadelerine yer verdi.

“2020’NİN KAZANÇLI BİR YIL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ”
Üreticilerin istikrarı yakalamasının olumlu olduğunu belirten Kaya, “ Üretimde en önemli şey hastalıklarla mücadele ve fiyat noktasında üreticinin istikrarı yakalaması. Şeftali de bu istikrar yakalandı. Şeftali başladığından günümüze kadar olan kısmında ciddi şekilde güzel gidiyor. Ama aynı istikrarı biz elmada yakalayabilir miyiz bunu ilerleyen günlerde göreceğiz. Şu an konuşulan fiyatlar güzel fiyatlar, üreticiyi mutlu eden fiyatlar. Elma hasadımız ekim ayının sonlarına kadar devam ediyor bu istikrarı yakalarsak şeftali üreticisi gibi elma üreticisi de memnun olacaktır. Geçen yıl kapya biberde yaşanan istikrar bu sene ne yazık ki bozuldu. İnşallah önümüzdeki günlerde kapya biberdeki istikrar ve fiyat olarak, üreticiyi de tüketiciyi de memnun edecek fiyatların oluşması en büyük temennimiz. Domates fiyatları üreticiyi çok kısa bir süre de olsa memnun etse de, ne yazık ki şu an da yine üreticiyi memnun eden fiyatlar domateste de yok. Tüketicilerimiz pazardaki fiyata aldanıyor. Ama üreticinin kazancı pazardaki fiyatlar değil, tarladaki fiyatlar. Dolayısıyla tarla fiyatlarıyla, Pazar fiyatlarını güzel irdelemek gerekiyor. Biz pazara gidip bazı ürünlerin iyi fiyatlardan satıldığını gördüğümüzde, üreticinin para kazandığını düşünmeyelim. Asıl bunun tarladan çıktığı fiyatlar olarak bakmak gerekiyor. Şu anda para kazandığını düşünen bazı üreticilerimiz, bir şey almaya gittiğinde ham madde fiyatları, tarımın girdi maliyetlerinin yüksek olmasıyla hayal kırıklığına uğruyor, kazandım sanıyor ama bir şey almaya gittiğinde diyor ki ben kazanamamışım. Dolayısıyla bizim burada anlık çözümler üretmemiz gerekiyor. Nerede ne hamle yapmamız gerektiğini, üreticilerimizle beraber, yetkili kurumlarında sahada olarak tedbirler alması gerekiyor. Bunun için defalarca yetkililere söyledik, bir tavan ve taban fiyat uygulanabilir. Yani bir ürüne tarlada üretim maliyeti çıkarttırılıp, bunun üzerine üreticinin karı da eklendiğin de denebilir ki bir ürünün maliyeti 10 liraysa, bu ürünü 12 liradan aşağıya sattırmayacağız, üreticimizi ezdirmeyeceğiz denebilir. Ama ne yazık ki biz birçok zaman ürettiğimiz ürünü, maliyetinden daha aşağıya satmak zorunda kalıyoruz bu durumda üreticilerimizi çok zor durumda bırakıyor. 2020 yılının üretim sezonunu değerlendirecek olursak, şu ana kadar en azından biz kazançlı olduğunu düşündüğümüz bir yıl geçirdik. Ama asıl kazanıp kazanmadığımızı, 2021’in ihtiyaçlarını, demirbaşlarını almaya başladığımızda anlayacağız. İnşallah fiyatlar enflasyona yenik düşmez, aynı fiyatlarda kalır” dedi.

“ÜRETİCİ AYNI ZAMANDA TÜKETİCİ”
Kaya, üretimdeki zorluklara karşılık, bilinçli olunması gerektiğine vurgu yaparak, “Üretim zor ve meşakkatli bir iştir. 40 derece sıcağın altında çalışmak, üretim yapmak kolay bir iş değil. Bu yorgunluğu ve emeği bilerek tüketim yapmamız gerektiğinin çok kıymetli olduğu görüşündeyim. Pazarlarda bir ürünü satın alırken pahalı dememek adına bunları söylüyorum. Daha az tüketerek, israfın önüne geçerek biz birbirimize yardımcı olmamız gerektiğini düşünüyorum. Üreticiyle tüketici aslında aynı yöne bakıyor. Üretici aynı zamanda tüketici. Belli maliyetlerin altına indiğinde üretici ciddi şekilde zarar ediyor. Üretici zarar etmesin, tabii ki tüketicinin de pahalı fiyatlara ürünü tüketmesini istemiyoruz. Ama normal fiyatlardan da tüketilirken de pahalıymış gibi kullanılan sözcükler üreticileri üzüyor. Eğer ki, üreticinin yorgunluğuna, alın terine, uğraşına, emeğine saygı duyarsak ciddi şekilde israfın önüne geçmiş oluruz” ifadelerine yer verdi.

PANDEMİ SÜRECİ ÜRETİCİ TARAFINDAN İYİ YÖNETİLDİ
Başkan Kaya, pandemi sürecinin çok iyi yönetildiğine değinerek, “Pandemi sezonu üretim sezonundan önce başladı. O aralarda üretici çok tedirgin oldu. Acaba ürünü diksem satabilir miyim gibi düşüncelerle panikledi. İşte o arada bakanlığın ve Sayın Cumhurbaşkanının üretim noktasında, üreticileri teşvik etmesiyle üreticinin tarlasına gitmesi ve dikimine devam etmesi sağlandı. Şu ana kadar üreticinin korktuğu başına gelmedi. Ürettiğimiz ürünleri satma noktasında da ciddi şekilde başarılı bir yıl oluyor. Dolayısıyla ben bu sürecin çok güzel yönetildiğini düşünüyorum. Özellikle üretici tarafından çok olumlu yönetildiğini gördük. Bu olumlu yöneticiliğin de üreticiye katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte pandemi bizleri, tüketiciyi nasıl etkiler tabii bunu bilemiyoruz. İnşallah bu süreci böyle devam ettirebiliriz” konuşmasını tamamladı.

Gizem Tuğçe BAYHAN
Editör: Boğaz Gazetesi