Tarımın üstü açık bir fabrika olduğunu sözlerine ekleyen Milletvekili Gider, tarımcıların da bu anlamda Allah’a en yakın insanlar olduğunu ifade etti.
Meclisin gensoruya olumlu oy vermeyeceğini düşündüğünü belirten Milletvekili Gider, Soktrates’in idam edilmeden önce söylediği sözlerden örnek vererek:“ Allah’tan ki AK PARTİ’li bakanlar haksız yere önergelerle suçlanıyor, biz de bununla gurur duyuyoruz” dedi.

“Tarımda Avrupa’nın en büyük gücü olduk”

TBMM Genel Kurulunda CHP'nin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik hakkında verdiği gensorunun gündeme alınıp alınmaması görüşüldü.

Gensoru görüşmelerinde AK Parti adına söz alan Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, ''Tarımda Avrupa'nın en büyük gücü olduk. Şu anda tarımsal hasılada Avrupa'da birinciyiz. Tarımsal gayri safi milli hasılayı 36.9 milyardan 158 milyara çıkardık'' dedi.

TBMM Genel Kurulunda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik hakkındaki gensorunun gündeme alınıp alınmaması konusunda yapılan görüşmelerde oy çokluğuyla reddedildi. Görüşmelerde söz alan AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, hükümetin tarım politikaları konusunda yaptığı reformlar hakkında açıklamalarda bulundu.

Milletvekili Gider:“ Muhalefet bu gensoruları Meclisi çalıştırmamak ya da Bakanlık çalışanlarının motivasyonunu kırarak Hükûmetin verimliliğini düşürmek için kullanıyorsa o da başımız gözümüz üstüne” ifadelerini kullandı.

Tarım çok önemli bir sektör olarak toplumun tamamını kapsadığını belirten Milletvekili Gider tarımın bitkisel üretimi, hayvansal üretimi, su ürünleri mekanizasyonu, işletmeciliği, hatta dış satımıyla çok geniş bir alan olduğunu söyledi.

Tarım üstü açık bir fabrika
Tarımın üstü açık bir fabrika olduğunu ve tarımcılarında bu anlamda, Allah’a en yakın insanlar olduğunu vurgulayan Milletvekili Gider:“ Tarımda risk var, belirsizlik var. Ne demek bu? Doğal şartlara müdahale edemiyorsunuz, üretimde risk var. Arzı, talebi tek başına üretici belirleyemiyor, fiyatlarda belirsizlik var. Bu anlamda da tarım desteklenmek zorunda, denetlenmek zorunda. Öyle, serbest piyasayla, kârlılık prensibi falanla izah edilebilecek, geçiştirilebilecek bir sektör değil dolayısıyla tarım diğer sektörlere göre yönetilmesi çok zor bir sektör. Bırakın vazgeçmeyi, anlık ihmalleri dahi kaldıracak bir sektör değil. Bu sebeplerden dolayı da sorunları hem geniş hem büyük hem de dinamik çünkü tarım dinamik bir sektör” dedi.

AK Parti olarak on beş yıldır buna göre hareket ettiklerinin altını çizen Milletvekili Gider:“ Tarım Kanunu’nun da içinde bulunduğu 15 kanun çıkardık, bunlar daha önce yoktu. Tarımda Avrupa’nın en büyük gücü olduk, şu anda tarımsal hasılada Avrupa’da 1’inci sıradayız. Tarımsal gayrisafi hasılayı 36,9 milyardan 158 milyara çıkardık. Tarım ürünleri ihracatımız 3,7 milyar dolardan 16,3 milyar dolara çıktı, bunu enflasyona boğdurmamak adına dolar olarak söylüyorum. Tarım ürünleri dış ticaretinde son on beş yılda 58 milyar dolar fazla verdik. Tarımsal girdileri tarımsal ürün gibi toplayıp çarpıp “Burada tarımsal dış satım, dış alım açık veriyor.” demek çok da doğru bir yaklaşım olmaz diye düşünüyorum en nazik ifadesiyle” şeklinde konuştu.

Millî Tarım Projesi’ni başlattık
Bu çalışmaların tarımsal üretimde önemli artışları beraberinde getirdiğini belirten Milletvekili Gider, bitkisel üretimin 98 milyon tondan 120 milyon tona, hayvansal üretimin 10,3 milyon tondan 23,5 milyon tona çıktığını kaydetti.

Milletvekili Gider, sığır sayısının yüzde 44 arttığını, küçükbaş yüzde 29, kırmızı et üretimi yüzde 179, tavuk eti yüzde 170, süt üretimi yüzde 120, bal üretimi yüzde 42, su ürünleri yüzde 315 artış gösterdiğini sözlerine ekledi.

Millî Tarım Projesi’ni başlattıklarının altını çizen Milletvekili Gider:“ Bakın, Millî Tarım Projesi’nde 2 tane önemli faktör var: Gıda güvenliğimizi sağlamak, yerli ve yeterli üretim gerçekleştirmek. Detaylarına girmiyorum çünkü bunu uzun süre tartışacağımızı biliyorum. Bu projenin bitkisel kısmında havza bazlı tarımsal üretime girdik. Hani, diyorlardı ya “Avrupa bize planlı üretim yaptırmaz.” Siz yapma iradesi gösterirseniz yapabiliyormuşsunuz demek ki. Tarımsal desteklerde bürokrasiyi azaltıyoruz. Mazotta yüzde 50 sübvansiyonu da bu yıl içerisinde gerçekleştireceğiz inşallah.
Millî Tarım Projesinin ikinci ayağı olan hayvancılıkta yerli üretimi destekleme modelini kuruyoruz. Bu anlamda da mera hayvancılığından damızlık işletmelere varana kadar bir dizi tedbiri bu yıl yürürlüğe koyuyoruz. Topraktan daha büyük bir millî mesele yoktur. Kimisi bunun gürültüsünü yapar, kimisi icraatını. Toprak Kanunu’nu biz çıkardık. Tarım topraklarını öyle derme çatma birkaç yönetmelikle, birkaç talimatla değil kanunla birlikte uyguluyoruz. İmara açtığımız toprak da bizim toprağımız, üretim yaptığımız toprak da bizim toprağımız çünkü memleketin tamamı bizim. Büyük tarımsal ovalarımızı sit alanı olarak koruma altına aldık. 250 büyük tarımsal ovanın 192’si şu anda tarımsal sit; inşallah, 250’sinin tamamını da tarımsal sit olarak uygulamaya koyacağız. Toprak ve su kaynaklarımızın korunmasını sağlayan modern sulama sistemlerini destekliyoruz. Meralar en fazla bizim dönemimizde ıslah ve abat edilmiştir” dedi.

80 Bin kişi bir gece icraya verildi
Milletvekili Gider, tarım ve kredi kooperatiflerine ilişkin iddialara da yanıt verdi.

Milletvekili Gider:“ 1990’larda ve 2000’lerin başında Dünya Bankası ve IMF kooperatiflerin kapatılması gerektiğini söylüyordu, acilen personel çıkarması gerektiğini söylüyordu. Bu tarım kredi kooperatifleri, kredi faaliyetlerini bir tarafa bırakın, maaşları ödeyemez durumdaydı, çok sayıda kooperatif borçları dolayısıyla tasfiye aşamasına gelmişti. Peki, bunlar yetti mi? Yetmedi. Bakın, o dönemde bir sabah bir uyandık ki tarım kredi kooperatifi 80 bin Türk çiftçisi hakkında icra işlemi başlatmış. Bakın, 80 bin kişiyi tarım kredi kooperatifleri icraya verdi bir gecede. Adamın haberi yok çünkü kredi de çekmemiş ama köyün tamamı birbirine müteselsil kefil yapıldığı için sabah uyandığında herkes borçlu. Peki, sonra ne oldu? Biz iktidara geldik, 2003 yılında çiftçilerimizin bu borçları yeniden yapılandırılmıştı. 2007 yılında da çıkarılan Kanun ile acze düşmüş olan çiftçilerimizin borçlarını sildik. Silerken bunu da Hazine ödedi. Bu neydi? Bu devlet ve milletin barışmasıydı, devletle milletin nikah tazelemesiydi, zor duruma düşen çiftçinin kurtarılmasıydı. Ne zaman zor duruma düşürülmüş? Bizden önce. Temizleyen kim? Biziz. Peki, bundan sonra seyir ne oldu, şu anda kooperatifler ne yapıyor? Bakın, 1 milyon civarında ortağı var, 1.625 kooperatifi, 12 şirketi, 11 milyar lira cirosu var, 25 milyar lira da aktif büyüklüğü var, 7,5 milyar lira da kredi hacmine ulaşmış. 2002 yılında dikkat edin kurumun öz sermayesi 887 milyon, şu anda ne kadar? 5,8 milyar lira. Bu süre içinde pazarlamaya girmiş, üretimin içinde zaten var, tüketime girmiş yani çiftçi için, üretici için ne lazımsa ona girmiş. 2002 yılında bir çiftçiye en fazla 3 bin lira kredi verebilen kooperatif, şu anda 3 milyon liraya kadar kredi kullandırabiliyor. Bunu daha önce de söyledim, tekrar etmekten gurur duyuyorum. O zamanlar yüzde 30’larda olan kredi dönüş oranı bugün yüzde 97,3. Hani diyorsunuz ya: “Battı, bitti.” Yüzde 97,3 kredi geri dönüş oranı var. Devletin elindeki diğer iktisadi teşebbüsler gibi bunda da salt kâr hesabı yapamazsınız çünkü devlet kurumları sırf kâr etmek için kurulmaz” şeklinde konuştu.

Milletvekili Gider konuşmasını şöyle sürdürdü:“ Gelelim iddialara. Bakın, ben iddialara bakıyorum: Tarım Kredi Gıda AŞ’nin zarar etmesi. Şu anda bununla ilgili 38 hukuk dosyası, 35 icra dosyası, 2 savcılık takibatı ve 1 ceza davası bulunmaktadır. Ne zamandan? Üç yıl önce meydana gelmiş bir olay. Yani savcılık takibatını devam ettiriyor, ceza davaları devam ediyor, hukuk davaları devam ediyor, icra davaları devam ediyor. Bunun üstüne ne istiyorsunuz? Bunun üstüne var mı bir talep?
Asya Emeklilik hisselerini tarım kredi kooperatifi almış. Nereden almış? İhaleyle almış. Bunun tanıtımı için bir ihale de kendisi açmış ve bir firma 506 bin lira artı KDV’yle bu tanıtım işini almış. Gidin sorun, bütün firmalar tanıtım işlerini dışarıya yaptırırlar. Açılan isim yarışması bu tanıtım faaliyetlerinden sadece bir tanesi. Bu isimlendirme de yarışması tamamlanmış, Elif Uzun’un öngördüğü isim yarışmayı kazanarak şu anda yürürlüğe girmiştir.

Diğer bir konu da Romanya’daki bir firmadan ithal edilen hayvanlar, daha doğrusu ithal edilemeyen hayvanlar. Piyasa böyle işler, bu devlet dairesi değil. Kaparo verirsiniz, olmazsa tekrar görüşürsünüz. Verilen kaparo, işlem yerine gelmediği görüldüğünde faiziyle birlikte euro bazında geri alınmış. Var mı bir problem? Yok. Genel Müdürün maaşı kısmını burada anmaktan bile ar ederim. Çünkü bizde kimsenin maaşına müdahale edilmez de sorulmaz da. Bununla ilgili devletin yetki verdiği kurumlar bellidir. O kurumlar maaşı takdir eder, fazla görürse indirir, düşük görürse artırır.
Sayın Bakanım, hakkınızda verilen önerge ve iddiaların bırakın haklılığını, dayanaktan ve tutarlılıktan bile uzak olduğunu hep birlikte muhalefeti dinleyerek gördük.

Ben bu gensoruya yüce Meclisin olumlu oy vermeyeceğini düşünüyorum ve konuşmamı idam edilmeden önce Sokrates’in söylediği şu sözlerle bitirmek istiyorum. Hanımı haykırarak Sokrates’e bağırır: “Ama sen suçsuzsun. Suçsuz yere idam ediliyorsun.” Sokrates de buna karşılık şöyle bir cevap verir: “Be kadın, suçlu olarak idam edilmemi mi isterdin?” Allah’tan ki AK PARTİ’li bakanlar haksız yere önergelerle suçlanıyor, biz de bununla gurur duyuyoruz”

Fehmi Şenyiğit
Editör: Boğaz Gazetesi