Çanakkale’nin en aktif sivil toplum kuruluşlarından biri olan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Vakfı, her ayın ilk haftasında farklı konu ve konuklarıyla gerçekleştirdiği söyleşilerin bu ayki konuğu Gelibolu Belediye Başkanı Dr. Ali Kamil Soyuak oldu. Soyuak, Gelibolu için hayallerini ve ilçede planlanan değişimlerin ipuçlarını paylaştı. Gallipoli'nin dünya çapında bilinirliğine vurgu yaparak, "Eğer bir şey değişecekse bu ülkede ve dünyaya marka değeri gösterecekseniz, değişimin Gelibolu'dan başlaması gerektiğine inanıyorum" dedi.
Etkinlik, Nedime Hanım Konağı'nda gerçekleştirildi. Programa, Vakıf Başkanı Bünyamin Nami Tonka, Belediye Başkanı Dr. Ali Kamil Soyuak’ın yanı sıra vakıf üyeleri, davetliler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Program, ÇOMÜ öğrencileri tarafından gerçekleştirilen çello resitali ile başladı. Belediye Başkanı Soyuak’ın da çaldığı enstrümanlardan biri olan çellonun zarif tınıları, konuklara hoş bir başlangıç sundu. Resitalin ardından, söyleşi bölümüne geçildi. Söyleşinin başında Siyasete giriş sürecine değinen Gelibolu Belediye Başkanı Dr. Ali Kamil Soyuak “Bir 10 yıllık doktorluktan sonra şimdiye kadar toplamda 16 yıllık belediye başkanıyım. Yani doktorluk biraz daha geride, Belediye başkanlığı biraz daha ön plana çıktı. Üç dönem Evreşe Belediye başkanlığı yaptık. Üçüncü dönemin sonunda da şimdi Gelibolu Belediye Başkanlığını olarak göreve devam ediyorum. Galiba beni biraz farklı kılan ya da hikayemi farklı kılan galiba şu, 2 bin nüfuslu bir belde de belediye başkanlığı yaptıktan sonra, ideolojik olarak baktığınızda, sosyolojik olarak baktığınızda Ege ve Trakya'da özellikle AK Parti tüm ilçelerde, beldelerde kaybederken, Gelibolu’da kendi sosyolojisinde zaten mümkün olmayan bir şeyi, seçimlerden sonra daha iyi anlıyorsunuz ve imkansız olan bir seçimi AK Parti olarak kazanmış olmalıyız. Ben burada parti bazında bakmıyorum olaya. Kendimi anlatırken de partisel durum yoktu. Ben hiçbir zaman yerel yönetimlerin, yerel yönetim döneminin partisel olmaması gerektiğine inananlardanım. Çünkü parti dediğimiz kavram yalnızca hizmet etmek için bir araçtır. Ama esas o aracı kullanacak olanlar belediye başkanıdır. Eğer o belediye başkanı aracı doğru kullanamazsa sonuç olarak yanlış yollara gidip arabayı devirtir. Bunun hangi ideolojide olduğu, hangi partide olduğunun bir önemi yoktur. Biz biraz kendimizi anlatırken, toplumun temel sorunlarını, Gelibolu'nun temel sorunlarını ki bence Gelibolu'nun özelinde Çanakkale'nin temel sorunları birbirine çok uzak iki kent değildir. Mesela bana deseniz ki ‘Biga'yla Çanakkale birbirine benzer mi?’ sosyolojik olarak çok benzemez derim. Ama Gelibolu ve Çanakkale çok benzer iki kenttir. Hem boğazın bir kenarında olması hem kendi insanın kalitesi, sosyoloji yapısı olarak birbirine çok yakındır. Bu bağımda baktığınızda, Gelibolu'nun temel sorunlarının esasına baktığımızda bir nebze de Çanakkale’nin temel sorunlarını görürüz. Bölge ne yazık ki yeterince hizmet alamamanın, yeterince ilgi göremenin, ilgi göremediği kadar da eldeki insan kalitesinin yeterince siyasete nüfuz edememesi nedeni ile en büyük sorunları yaşıyor. Ne yazık ki nitelikli insan sayısı fazla olmayınca siz ne yazık ki siyasette de ticarette de, sivil toplum örgütlerinde de etkin olamamanızın bedelini ödüyorsunuz. Size yol gösterilmiyor. Siyaset dediğiniz kavram size yol gösteren bir kavram. Ticaret de onunla beraber büyüyen bir yapı. O yüzden Gelibolu'nun sorunlarından bir tanesi de kendini yenileyememesi, Batı'nın en batısında olup da ne yazık ki kendini ayağa kaldıramaması, gücünün farkında olamaması, tarihsel gücü, coğrafi gücü, sosyolojik gücü her açıdan baktığınızda, kendi gücünün farkında olmaması. İşte biz bu dinamizm değiştirmenin derdinde olarak yola çıktık. Gelibolu’da inanılmaz bir altyapısı var. Osmanlı dönemine baktığımızda İstanbul'u fetheden gemilerin üretildi yer. Cumhuriyet'in ilk yıllarında il olan bir ticaretin merkezi oluyor. Kaptan-ı Derya Piri Reislerin yetiştirildiği yer. Cumhuriyetten sonra o ticari yapının kaybolmasından dolayı yavaş yavaş küçülen, sonunda ne yazık ki 32 bin nüfusu olan kendi halinde bir kent olmuş. Gelibolu tarihsel gücünü, coğrafi gücünü eline alıp tekrar ayağa kalkması gerekiyor” dedi.
Hedef Sosyal Belediyecilik
Altyapı ve yol gibi hizmetlerin Belediyenin temel görevleri olduğunun altını çizerek, hedefinin sosyal belediyecilik anlayışı olduğunu değinen Gelibolu Belediye Başkanı Dr. Ali Kamil Soyuak, “Siyasette hedefiniz ve gelecekle ilgili bir planınız varsa meslek sahibi erbaplara söylüyorum, ne olur lütfen siyasetin içine girin. Girmediğiniz sürece eleştirmeye hakkınız yok. Girmediğiniz sürece gelecekte söz sahibi hakkınız yok. Girmediğiniz sürece işler kötü gittiğinde neden kötü demeye hakkımızın olmuyor. O yüzden ben siyasete şunun için atıldım, gelecekle ilgili hayallerim vardı. Benim çok kazanan az işim vardı. Eğer içindeyseniz, eğer kas kazananlarla derdiniz varsa, onların yaşamlarını değiştirmek istiyorsanız ve onların hayatlarını güzelleştirmek istiyorsanız siyasetin içinde olmak zorundasınız. Benim bir halim vardı şöyle başladım hikayeye. İlk önce doktor oldum ve siyasetçi olmayı hiç düşünemedim. Evreşe’ye atandım ve ben buraya Belediye Başkanı olacağım dedim. Evreşe Belediye Başkanı olduktan 2 dönem sonra ben Gelibolu’ya Belediye Başkanı olacağım muhakkak dedim. Ben biraz sosyal belediyeciliğin çok olumlu olduğunu düşünen insanımdır. Yani yol yapmak, altyapı yapmak, kanalizasyon yapmak, kültür merkezi yapmak esasında belediyenin asli görevidir. Yani bir belediye başkanı bunun için karşınıza çıkmaması lazım. Eğer devlet sana maaş veriyorsa sen bunları millete çıkıp da bunları sana yapacağım diye nasıl dersin. Benim için bunlar asli görev olduğu için benim derdim biraz sosyal belirleyicilik. insanların yaşamları nasıl kolaylaştırabiliriz? Siyaset ve belediyeci insanların yaşamlarını nasıl kolaylaştırabilir ve nasıl dayanılır hale getirilebilir felsefesi ile yürütülmelidir” dedi.
Değişimin Gelibolu'dan Başlaması
Gelibolu için yola gidiş sürecini anlatan Gelibolu Belediye Başkanı Dr. Ali Kamil Soyuak konuşamasının devamında şunlarıda söyledi.
“Biz Evreşe’de her eve sınırsız ve ücretsiz internet verdik. Bizde ekmek 5 TL, kıyma 150 TL’ydi. Bizde çocukların tamamına kreş ücretsiz. Üstelik her şeyleri belediye tarafından karşılanıyordu. Aş evini açtığımızdan bu yana 12 yıldır her akşam ihtiyaç sahiplerinin evlerine yemek götürüyoruz. 0 tane öğrencimize İngilizce eğitimi veriyorduk. Derdimiz şu oldu her zaman. Yaşamın içinde olalım, insanlara değelim be hayatlarını değiştirerek güzelleştirelim istedik. Evet ya ben bir gün Gelibolu Belediye Başkanı olmalıyım diyerek yola çıktığımın hikayenin sonunda hayallerime kavuştum ve Gelibolu belediye başkanı oldum. Bir hayaliniz olmalı, asla vaz geçmemelisiniz bir de hedefiniz olmalı. Eninde sonunda kazanıyorsunuz. O yüzden Gelibolu bir hayalim var benim. Gelibolu'ya baktığınızda dünyada kaç kent vardır ki bu kadar bilinebilen? Ya da boğazın kenarında olan, boğazın kenarında olup bu kadar uzun geniş bir sahili olan. Eğer Anadolu’nun herhangi bir ilçesinin yollarını altından yapsak, ya da İstanbul'da Esenyurt'un yollarının altından yapsak ve bütün Avrupa'ya desek ki ‘İstanbul'un Esenyurt ilçesinin yollarını altından yaptık’ desek ne Avrupa, ne Amerika, ne de Avusturalyalıların umurunda olur. Ama siz eğer Gallipoli’yi yaşanabilir bir kent haline getirirseniz ‘bak biz böyle bir kent yarattık’ derseniz Avustralya'nın, Yeni Zelanda'nın, İngiltere'nin Avrupa'nın bir anda ilgisini çekmeye başlarsınız. Çünkü onlar biliyorlar Gallipli’yi. Eğer bir şey değişecekse bu ülkede ve dünyaya marka değeri gösterecekseniz , değişimin Gelibolu'dan başlanması gerektiğine inanıyorum. Daha kolay yurt dışında lanse edebilir ve daha kolay anlatabilir bir kanıttır Gelibolu. Türkiye bir şey değişecekse de siyasette bir anlayış değişecekse de dilin de Gelibolu’nun olması gerektiğini düşünüyorum”