. Örneğin sınav anında; ‘üçüncü soruyu yapamadım, ardından 7'nci soruyu yapamadım, istediğim yeri kazanamıyorum, yapamayacağım' gibi olumsuz düşünceleri kesip atsınlar” dedi.
Bu yıl 3 milyon 36 bin 945 üniversite adayının katılacağı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 8 ve 9 Haziran'da gerçekleşecek. Hayallerindeki üniversiteyi kazanmak için ter dökecek öğrencilere kaygılarını önlemek için son önerilerde bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ragıp Özyürek, “Sınav kaygısı belirtileri sınavın başlangıcından bitimine kadar yaşanır. Sınavın başlangıcında, ilk dakikalarda öğrenciler çok fazla heyecan yaşar. Fizyolojik tepki gösterebilir, kas gerginliği olabilir hatta bu bayılmalara kadar gidebilir” açıklaması yaptı.
“Sınava son 1-2 gün kala, sınavla ilgili ne kadar çok konuşulursa kaygı o denli artar”
“Bir de sınav sürecinde yaşanılan kuruntulanma var” diyen Prof. Dr. Ragıp Özyürek, “‘Ben yapamadım, yapamayacağım, herkes kazandı, bir ben kazanamadım, yeterince çalışmadım, anne babama ne diyeceğim' gibi kuruntular. Sınava son 1-2 gün kala, sınavla ilgili ne kadar çok konuşulursa kaygı o denli artar. Sınav önemsendiği şekilde bu önemseme duygusuyla baş etmesi de bilinmelidir. Mezuna kalan öğrencilerimiz olabiliyor. Onlarda ekstra gerginlik, baskı olabiliyor. Sınav anında heyecanla baş edebilmek için internetten kolayca öğrenebilecekleri nefes ve kas gevşeme egzersizlerini yapabilirler. Diyaframdan nefes alma teknikleri çok zor değil, kısa sürede öğreniliyor. Sınavın ilk dakikalarında bunu uygulayabilirler” şeklinde konuştu.
“1-2 gün önce sanatsal, sportif, sosyal faaliyetler yapabilirler”
Sınava girmeden önceki günlerde de sınavın önem algısının çok fazla abartılmaması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Ragıp Özyürek, “Sınavdan 1-2 gün önce sanatsal, sportif, sosyal faaliyetler yapabilirler. Ayrıca erken yatıp erken kalkmalılar. Aileler de sınavı çok fazla gündeme getirmesin. Örneğin; ‘sınava gireceğin yeri öğrendin mi' gibi sorular sormasınlar. Ayrıca ailede telefon trafiği oluyor. Dayılar, teyzeler, amcalar arıyor. ‘Şunu nasıl yaptın? Bunu nasıl yaptınız?' diyor. Sınavdan sonra aynı şekilde. ‘Nasıl geçmiş?' diye soruyorlar. Mümkünse bu da azaltılsın” dedi.
“Başarının düşük olduğu testte heyecan çok fazla olur”
Başarının düşük olduğu dersin testinde heyecanın daha fazla olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Özyürek, “Diyelim ki Türkçe dersinde başarın düşük, o zaman sınavda Türkçe testinde heyecan daha yüksek olur. Ama başarılı performans yükselmeye başladıkça heyecan normal seviyelere iner. En mantıklısı da budur” dedi.
“En basit soruları kaçırmamak için bunları en başta yapmalılar”
Prof. Dr. Özyürek son olarak şunları söyledi:
“Öğrencilerimizin öncesinde ve sonrasında daima başarılı performanslarını; yani azimle, disiplinle dayanırlıklarını arttırması gerekiyor. Ailelerimizden de asıl istediğimiz şey bu. Öğrencilerimizin adaylarımızın azimlerini, disiplinlerini, dayanıklılıklarını, başarı performanslarını arttırabilecek bir ortam oluşturmaları. Tabii ki en basit soruları kaçırmamak için bunları en başta yapması gerekiyor. Yapamadıkları soruları basitçe işaretlesinler. Zor soruların üzerinde durmak yerine önce en kolaylarını yapsınlar, sonra da en zorlarını bıraksınlar.”