Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ‘Üçüz Dönüşümün Kesişim Noktası: Sermaye Piyasaları’ temasıyla 8'incisi düzenlenen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'ne katıldı. Yılmaz, sermaye piyasalarının kalkınma ve refah için hayati öneme sahip olduğunu söyledi. OVP hedefleri kapsamında gelinen noktaya ilişkin bilgi de veren Yılmaz, finansal istikrarın güçlendirilmeye devam edileceğini belirtti.
‘‘Sermaye piyasalarındaki yatırımcı sayısı 36 milyonu aştı’’
Sermaye piyasalarında yatırımcı sayısı hakkında bilgi veren Yılmaz, ‘‘Pay senedinden borçlanma araçlarına kadar doğrudan ve dolaylı olarak sermaye piyasasındaki toplam yatırımcı sayısı 36 milyonu aşmış durumda. Borsa yatırımcı sayısı 8 Aralık itibarıyla 6,9 milyon kişi, portföy değeri 13,6 trilyon lira düzeyinde bulunmaktadır. Yatırım fonlarında da yaklaşık 5,5 milyon yatırımcı olup, bunların portföy büyüklüğü 4,4 trilyon lira düzeyindedir. Geçen yıl 54 şirket ilk halka arz yoluyla piyasadan 79,3 milyar lira fon temin ederken, 12 Aralık itibarıyla halka arz süreci tamamlanan 31 şirket de piyasadan 55,9 milyar lira kaynak sağladı. Ülkemiz halka arzdan sağlanan fon büyüklüğü bakımından geçen yıl dünyada 10’uncu, Avrupa’da da birinci sırada yerini almıştır’’ dedi.
‘‘Geçtiğimiz Haziran ayından bu yana enflasyonda yüzde 28,4 düşüş gerçekleşti’’
OVP’nin enflasyonun düşüşündeki etkisine de değinen Yılmaz, ‘‘Orta Vadeli Program'da önem verdiğimiz konuların başında finansal istikrarın desteklenmesi gelmektedir. Program finansal sektör içinde çok daha öngörülebilir bir ortamda gelişim imkanı getiriyor. OVP kapsamında en önemli konulardan biri tasarruflar, kalkınmada en önemli konu cari açık, temel hedeflerimizden biri cari açığı düşürmek, tasarruf oranları yükseltmek, artan kaynaklarımızı finansal piyasaların etkin işleyişiyle verimli alanlara yöneltmek. Geçtiğimiz haziran ayında dezenflasyon dönemimiz başladı, o tarihten bu yana enflasyonda 28,4 puan düşüş gerçekleşti. Enflasyonda tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar tüm politika araçlarımızla koordinasyon içinde kararlı bir şekilde programımızı hayata geçirmeye devam edeceğiz’’ şeklinde konuştu.
''Brüt rezervlerimiz 157 milyar dolar seviyesine geldi''
Rezervlerdeki artışa ilişkin de konuşan Yılmaz, ''Rezervlerimiz hızla güçleniyor 2023 Mayıs ayında 98,5 milyar dolar seviyesinde bulunan brüt rezervlerimiz 59,2 milyar dolar artışla 157 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir, önümüzdeki dönemde artmaya devam etmesini bekliyoruz. Uyguladığımız politikalara duyulan güven ile CDS risk primimiz 244 baz puan ile 2020 Şubat ayından bu yana en düşük seviyesine gerilemiştir’’ diye konuştu.
''KKM zirvesine göre 2,2 trilyon TL gerileyerek 1,2 trilyonun altına indi''
Türk lirası mevduatın toplam mevduat içindeki payına ilişkin de bilgi veren Yılmaz, ‘‘Kur Korumalı Mevduat (KKM) kesintisiz olarak 67 haftadır düşüyor. KKM zirvesine göre 2,2 trilyon TL gerileyerek 1,2 trilyonun altına indi. KKM’nin toplam mevduat içindeki payı geçen yıl en yüksek seviyesi olan yüzde 26,2 oranından yüzde 6,6’ya geriledi. Türk lirasına olan güven ve talep artıyor. Türk lirası mevduatın toplam içindeki payı aynı dönemde yaklaşık 25 puan artarak yüzde 57,3 seviyesine ulaştı’’ şeklinde konuştu.
Üçüz Dönüşüm Çağı: Dijital, Yeşil ve Toplumsal
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ‘‘Günümüzde dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve toplumsal pozitif etki, birbirinden ayrı düşünülemeyecek üç temel dönüşüm alanıdır. Yani artık üçüz dönüşüm çağına girmiş bulunuyoruz. Bu süreçte sermaye piyasaları, hem bu dönüşümlerin itici gücü hem de risklerin azaltılmasını ve kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlayan bir mekanizma olarak öne çıkmaktadır. Üçüz dönüşümün bir diğer boyutu toplumsal duyarlılık ve kapsayıcılıktır. Toplumsal etki kavramı, sürdürülebilirlikle birleştiğinde, yatırımın yalnızca ekonomik değil, sosyal fayda sağlaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Sürdürülebilirlikle birlikte şunu görüyoruz ki; ne yaparsanız yapın dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve toplumsal pozitif etkiye dayanmazsa bir bacağı eksik kalıyor. Sermaye piyasaları, yalnızca büyük oyuncuların değil, toplumun her kesiminin erişebileceği bir alan olmalıdır. Kadınların, gençlerin ve dezavantajlı grupların finansal sisteme dahil edilmesi, ekonomik büyümenin daha adil bir şekilde paylaşılmasına imkan tanıyacaktır. Üçüz dönüşüm unsurlarını birlikte destekleyecek politikalar geliştirmek ve sermaye piyasalarımızı güçlü ve dinamik kılmak için hep birlikte çalışacağız’’ dedi.