Kocaeli Şehir Hastanesinde görev yapan Romatoloji Hekimi Uzm. Dr. Aydan Köken Avşar, 12 Ekim Dünya Artrit Günü dolayısıyla bilgilendirmelerde bulundu. Artritin eklemde ağrı, şişlik, hassasiyet, ısı artışı, kızarıklık ve eklem hareketlerinde kısıtlılıkla kendini gösteren bir hastalık olduğunu ifade eden Avşar, "Artriti olan hastaların önemli bir kısmı özellikle de iltihaplı olanlar, sanılanın aksine 50 yaşın altında da başlar. Günümüzde çok fazla çeşit romatizmal hastalık bulunmaktadır. Romatizmal hastalıkların nedenleri çok iyi bilinmemekle beraber, genetik olarak yatkınlığı olan bireylerde çevresel faktörlerin de etkisiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir" dedi.
"Sadece eklemleri etkilemezler"
Romatizmal hastalıkların düşünüldüğü gibi yaşlılıkla ilgili bir durum olmadığını vurgulayan Avşar, "Çocukluk çağından ileri yaşa kadar her yaş grubunu etkileme özelliği vardır. Sadece eklemleri etkilemezler. Eklemlerin yanında akciğer, beyin, kalp, böbrekler,deri ve gözleri de etkiler. Bazen eklemleri tutmadan önce bu hayati organları tutarak yaşamı tehdit edebilirler" diye konuştu.
"Sakatlık ve iş göremezliğe sebep olmaktadır"
Romatizmal hastalıklarda tanının erken konulmasının ve tedaviye erken başlanılmasının tedavinin başarı oranını yükselttiğinin altını çizen Dr. Köken Avşar, "Vaktinde ve doğru tedavi edilmeyen iltihaplı romatizmal hastalıklar eklemlerde kalıcı hasara yol açarak hareket kısıtlılığı, sakatlık ve iş göremezliğe sebep olmaktadır. Romatoid artrit ve ankilozan spondilit halk arasında en çok adı duyulan ve diğer romatizmal hastalıklara göre toplumda daha sık görülen iki önemli hastalıktır. Romatoid artrit daha çok el ve ayak gibi küçük eklemleri simetrik olarak etkileyerek doğru tedavi edilmediğinde kalıcı şekil bozukluğu ve hasara yol açan bir hastalıktır. Günümüzde romatoid artrit tedavisindeki hedef hastaları mümkün olan en erken aşamada yakalayarak tedaviye başlamaktır. Bununla birlikte 6 haftayı geçen sürelerde devam eden küçük eklemlerde ağrıların olması, yakınmalarının istirahatle artması ya da sabahları yarım saati geçen bir tutukluk olması, beraberinde cilt bulguları, ağız kuruluğu, göz kuruluğu gibi başka organlarla ilgili bulguların da eşlik ediyor olması altta romatizmal hastalık olabileceğinin işareti olabilir" ifadelerini kullandı.
"Erken tanı ve tedavi önemli"
Ankilozan spondilit ile ilgili de önemli açıklamalarda bulunan Dr. Köken Avşar, "Omurgayı etkileyen, bel ve sırt ağrısı ile kendini gösteren bu hastalık çeşidin de genetik yatkınlık önemlidir. Özellikle 40 yaşın altında başlayan, 3 aydan fazla süredir olan egzersiz ve hareketle rahatlayan, istirahat ile artan bel ağrısı olan hastaların romatoloji polikliniğine yönlendirilmesi önemlidir. Romatizmal hastalıkların tedavisi kronik hastalıklar olarak bilinse de son zamanlardaki güncel tedaviler ile birçok hasta normal şekilde yaşamına devam edip kalıcı bir eklem hasarı olmadan ağrısız bir yaşam sürmektedir. Erken tanı ve tedavi ile bu oranlar çok daha fazla olduğu için doğru hastaların vakit kaybı olmadan romatolojiye yönlendirilmesi büyük önem arz taşımaktadır" dedi.
Editör: Boğaz Gazetesi