Her hastalıkta olduğu gibi erken tanı önemli olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Önen “Erken tanıya yol göstermesi bakımından parmakla muayene ve PSA testi taramada kullanılmalıdır. Şüpheli durumlarda prostata yönelik multiparametrik MR tetkiki de kullanıma girmiş bir yöntemdir. Özellikle 50 yaşını geçmiş her erkeğin ve aile geçmişinde prostat kanseri öyküsü olanların da 40‘lı yaşlarından itibaren taramalarını yaptırmaları önerilmektedir. Asıl tanı, prostat biopsisi yani prostattan parça alma işlemi ile konmaktadır. Alınan parçaların patolojik incelenmeleri sonrasında kanserin huyu, prostat içi yaygınlığı hakkında bilgimiz olacağından, hastalarımızı tedavi seçeneklerine yönlendirmede de yol gösterecektir. Tanı konduktan sonra tomografi, kemik taraması, PSMA PET CT gibi ileri incelemeler yapılarak kanserin prostat dışına yaygınlığı hakkında fikir sahibi olunur” şeklinde konuştu.
Erken evre prostat kanserinde birçok tedavi seçeneği olduğunun altını çizen Doç. Dr. Önen, sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Hastalık diğer kanserler gibi olmayıp yavaş ilerlediğinden dolayı takip bile bir seçenek olabilir. Cerrahi tedavi, ışın tedavisi, brakiterapi ve HIFU, kriyoablasyon gibi lokal tedaviler de uygun seçenekler arasındadır. Genelde erken evre prostat kanseri, tedavisi olan bir hastalıktır. Cerrahi seçenekler arasında açık prostat cerrahisi, kapalı yöntemler dediğimiz laparoskopik prostat ve robotik prostat cerrahileri mevcuttur. Metastatik yani prostat dışındaki dokulara veya kemiklere sıçramış hastalıkta hormonal ilaç tedavisi, kemoterapi ve akıllı ilaç tedavileri düşünülmelidir. Ayrıca son zamanlarda gelişen lütesyum psma tedavisi de metastatik hastalıkta kullanılmaya başlanmıştır.”
Doç. Dr. Önen son olarak, tıpta ilerlemenin ve teknolojinin de katkılarıyla prostat kanseri tedavisinde yüz güldürücü sonuçlar alındığını ve erken teşhis için belli bir yaşın üzerindeki her erkeğin prostat kanseri taramalarını yaptırmalarını önerdi.
Editör: Boğaz Gazetesi