Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Dr.Öğretim Üyesi Özgül Ocak tarafından takip edilen Parkinson hastası; Duodopa tedavisi sonrası yürüme zorluğu, titreme şikâyetlerinde düzelme sağlanarak taburcu edildi.
Her pazartesi Parkinson hastalarına Dr. Öğretim Üyesi Özgül Ocak tarafından Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi’nde Nöroloji Polikliniğimizde hizmet veriyor. Dr.Öğretim Üyesi Özgül Ocak, Bu tedavinin Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılandığını, deneyimli bir ekip işi ile bu hizmetin sunulduğu hastanemiz Gastroenteroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yavuz Beyazıt’ın da içinde olduğu ekip ile hastaların sağlığına kavuştuğunu söyledi.
Dr.Öğretim Üyesi Özgül Ocak ,“İleri evre Parkinson hastaları yeterli doz ve sürede ilaç tedavisi almalarına rağmen motor dalgalanmaların görüldüğü, hareketlerinde ileri derecede yavaşlamanın olduğu,hastanın katılaştığı ve diskinezi olarak adlandırdığımız istemsiz hareketlerin olduğu hastalardır . Bu hastaların semptomları kontrol altına alınamadığından dolayı yaşam kalitesi belirgin olarak bozulmakta ve ne yazık ki hastaların bir kısmı başkalarına bağımlı olmaktadır. İleri Evre Parkinson Hastalığı’nın tedavisinde uygulanan seçenekler oldukça sınırlı olup beyin pili, apomorfin injeksiyon pompası,duodopa (Levodopa/Karbidopa) intestinal jel tedavileri bu hastalara uygulanabilmektedir. Levodopa/Karbidopa İntestinal Jel, diğer adı ile duodopa olarak bilinen tedavi, parkinsonda en etkili ilaç olan levodopa’nın, ince barsaktan sürekli infüzyon şeklinde uygulanan jel formudur. Duodopa ilk kez 1991 yılında İsveç’te klinik uygulamaya girmiştir ve pek çok Avrupa ülkesinde yıllardan beri kullanılmakta olan bu tedavi yöntemi, ülkemizde de son yıllarda uygulanmaya başlanmıştır.Duodopa, özel bir pompa vasıtası ile sürekli ve sabit hızda dopamin uyarısı sağlayan, ince barsaktan infüzyon şeklinde uygulanan ve levodopa/karbidopa içeren bir jeldir. Hastalara PEG-J denilen kalıcı perkütan endoskopik gastrojejunostomi sistemi ile bir bağırsak tüpü takılmakta ve tüpün dışarıda kalan ucuna ise duodopa pompası bağlanmaktadır. Bu pompa vasıtası ile ince bağırsağa gün boyunca Levadopa/Karbidopa jeli uygulanmaktadır. Bu jeller plastik kasetler şeklinde kullanıma sunulmuştur ve kasetler yaklaşık bir günlük (yaklaşık 16 saatlik) kullanım için hazırlanmıştır. Kasetler içindeki Levodopa/Karbidopa içeren özel bir formül olarak hazırlanmış jel, duodopa pompası adı verilen ve programlanabilir bir pompa vasıtası ile doğrudan ince barsağın jejenum adlı parçasına sürekli infüzyon şeklinde uygulanmaktadır. Böylece, levodopa’nın en iyi emilim yeri olan jejenuma doğrudan uygulanarak, hızla beyne ulaşmasına ve beyinde dopamine dönüşerek etkinlik göstermesine olanak sağlamaktadır. Uygun görülen hastalarda ilaç dozları her hastaya özel olarak hesaplanıp hazırlanır ve duodopa pompasının önceden programlanabilir olması, her hastanın ihtiyacına göre günlük levodopa dozunun bireyselleştirilmesine ve gerektiğinde hastanın gereksinimine göre tedavi dozunun yeniden ayarlanabilmesini olanak sağlar. Böylece hastanın günlük levodopa ihtiyacı sürekli ve sabit dozlar halinde uygulanarak, ilacın kan düzeyindeki dalgalanmalar minimale indirgenmekte ve bu sayede istenmeyen etkiler de anlamlı ölçüde azalmaktadır. İleri derecede demans(bunama), ağır pıhtılaşma problemleri, şiddetli nöropsikiyatrik semptomların olması durumunda Levadopa/Karbidopa intestinal jel tedavisi önerilmemektedir” şeklinde konuştu.
Editör: Boğaz Gazetesi