Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı, yaklaşık 2 saat 45 dakika sürdü. Toplantının ardından yayımlanan bildiride, toplantıda PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere milli birlik ve beraberliği ile bekaya yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla gerçekleştirilen operasyonlar ile son dönemde meydana gelen uluslararası gelişmeler hakkında kurula bilgi sunulduğu belirtildi. 15 Temmuz ihanetinin faili FETÖ ile mücadelede gelinen aşama ve önümüzdeki süreçte atılacak adımların değerlendirildiği de ifade edilen bildiride, Türkiye’ye hasım odakların güdümünde her türlü menfur eyleme tevessül eden ve mağduriyet kisvesiyle kendisini aklamaya çalışan terör örgütünün tamamen çökertilmesine yönelik kararlılığın vurgulandığı kaydedildi. “Terörle mücadelede artan gayretlerimizin, bölge ülkelerinin samimi iş birliği ile müşterek güvenlik meselelerinin çözümüne sağlam bir zemin teşkil ederek komşularımız Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve refahına kalıcı katkıda bulunacağına işaret edilmiştir” denilen bildiride şu ifadelere yer verildi:

“Meselelerin çözüme kavuşturulması sürecinde Suriye’de tüm tarafları kapsayan gerçek bir toplumsal mutabakata ulaşılmasına yönelik desteğin sürdürüleceği ve nifak girişimleri ile iki halkın kadim dostluğunu hedef alan kışkırtmalara müsaade edilmeyeceği vurgulanmış; Suriye topraklarının bölücü terörden arındırılmasının öncelikle Suriye’nin menfaatlerini ve bekasını teminat altına alacağının altı çizilmiştir.”

Uluslararası toplumun artan tepkisine rağmen gerçekleştirdiği katliamlarla hiçbir hukuk kuralı ve insani değerle ilişkisi kalmadığını açıkça ilan eden İsrail yönetiminin gecikmeksizin durdurulması gerektiği belirtilen bildiride, aksi hâlde önce mücavir alanlara, müteakiben tüm bölgeye yayılacak bir şiddet sarmalının tetiklenebileceği hatırlatıldı. Türkiye’nin uluslararası antlaşmalar çerçevesinde ve garantör ülke sıfatıyla icra ettiği Kıbrıs Barış Harekâtı sayesinde yarım asırdır Ada’nın tamamında hâkim kılınan barış, huzur ve güven ortamının harekâtın meşruiyetini ve başarısını tarih önünde tartışmasız bir şekilde teyit ettiği kaydedilen bildiride şu ifadelere yer verildi:

“Milli davamız olan Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü temelinde iki devletli çözüm esasına göre neticelenmesi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası toplumun eşit bir üyesi olarak tanınması istikametindeki kararlı tutumumuzun muhafaza edileceği vurgulanmıştır.”

Çanakkale'de meşaleler Cumhuriyet için yandı Çanakkale'de meşaleler Cumhuriyet için yandı

Bildiride Ege ve Akdeniz’deki meselelerde diyaloğa öncelik veren ve yapıcı yaklaşımının istismarına fırsat verilmeyeceği belirtilirken, hak, alaka ve menfaatlerin müdaafasına yönelik tavizsiz uygulamaların sürdürüleceği ifade edildi.

Ukrayna’daki savaşa ilişkin gelişmeler ve son dönemdeki diplomatik çabaların da ele alındığı ifade edilen bildiride, “Savaşın daha fazla tırmanmadan ve bölgeye yayılmadan adil ve kalıcı bir barışın tesisine yönelik çok taraflı samimi gayretlerin artırılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Somali, Libya, Sudan ve Nijer başta olmak üzere Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında uzun vadeli bir yaklaşımla geliştirilen ilişkiler değerlendirilmiş; Türkiye’nin güven ve istikrarın tesisi hususunda üzerine düşen sorumluluğun gereklerini yerine getirerek kardeş Afrika halklarının huzur ve refahına katkıda bulunmaya devam edeceği kaydedilmiştir” denildi.

Kaynak: İHA