Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2022 yıl sonuna göre değişim göstermeyerek 10,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 0,2 oranında azalarak 20,2 milyar dolar, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 2,6 oranında azalışla 16,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 22,1 oranında artışla 16,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2022 yıl sonuna göre yüzde 1,4 oranında artarak 49,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2022 yıl sonuna göre yüzde 9,5 oranında artarak 31,6 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 1,0 oranında artarak 87,7 milyar dolar oldu.
Alacaklı bazında incelendiğinde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yıl sonuna göre yüzde 4,6 oranında artarak 78 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 1,3 oranında artarak 74,1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. 2022 yıl sonunda 676 milyon dolar olan kısa vadeli tahvil ihraçları, 2023 Şubat sonu itibarıyla 891 milyon dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar 109 milyon dolar olarak gerçekleşti.
2023 Şubat sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonu yüzde 44,5’i dolar, yüzde 25,5’i euro, yüzde 11,8’i TL ve yüzde 18,2’si diğer döviz cinslerinden oluştu.
2023 Şubat sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 196,3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu stokun 17,2 milyar dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluşmaktadır. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 22,1, Merkez Bankası’nın yüzde 17,2, özel sektörün ise yüzde 60,7 oranında paya sahip olduğu gözlendi.
Editör: Boğaz Gazetesi