“Sağlıklı beslenmeye özen gösterilmeli”
Risklerden uzaklaşmak için ani belirtilere dikkat edilmesi gerektiğini ve sağlıklı beslenilmesi gerektiğini ifade eden Türkel, “Vücudun tek tarafında yüz, kol ve/veya bacakta olan hissizlik ve/veya kuvvet kaybı. Şuur bulanıklığı veya konuşma ve/veya anlamada güçlük. Yürüme güçlüğü, baş dönmesi, denge ve koordinasyon kaybı. Tek veya iki taraflı görme kaybı ve şiddetli baş ağrısı gibi durumlarda direkt olarak bir sağlık kuruluşuna başvurulmalı, 112 aranmalı. İnme riskinin azaltılmasında; tansiyon kontrolü, şeker kontrolü, kolesterol kontrolü, alkol alımının azaltılması, sigara içmemek, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, egzersiz ve tüm kullanılan ilaçların doktor tavsiyesi ile alınması ilk yöntemlerdir. İnme sonrası uzun vadede gelişen sorunlar kişinin kendisi, yakınları ve toplum için önemli bir yük oluşturmaktadır“ diye konuştu.
“İlk 4,5 saat çok önemli”
Zamanında müdahalenin önemine değinen Doç. Dr. Türkel, “İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmektir ki biz bunu ‘zaman beyindir' şeklinde ifade ederiz. Yani kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir. İnme hastası ilk 4,5 saat içinde hastaneye gelebilirse yapılacak trombolitik (damar açıcı) tedavi ile erken başvuru oranına göre 3-9 hastadan biri kurtarılabilecekken, bu durum sağlanamadığından büyük oranda hasta kaybedilmekte veya sakat kalmaktadır. Ulusal İnme Derneği verileri, inme geçiren kişilerin yüzde 10'unun tamamen iyileştiğini, yüzde 25'inin sadece hafif komplikasyonları olduğunu bildirilmektedir. Bu nedenle, inmeye karşı önlemlerimizi alıp toplumda şuur uyandırmalı ve hastalıkla mücadeleyi öğrenmeliyiz“ şeklinde konuştu.
Editör: Boğaz Gazetesi