2000 yılında Bigalı köyünde göreve başlayan köy İmam Hatibi Mehmet Tosun, Çanakkale Savaşlarından kalma tüfek namlularının köydeki bir evde pencere korkuluğu olarak kullanıldığını gördü. Tosun, bina sahibine parasını ödeyerek bu namluları satın aldı. Ardından bir başka binada da kasaturaların duvara çakılarak üzerine raf yapıldığını fark etti. İmam Mehmet Tosun, bu kasaturaları da satın aldıktan sonra, savaş objelerini toplamaya karar verdi. Hem köyden hem de civardan toplanan savaş objeleri için köy muhtarlığından bir bina kiralanarak müzeye çevrildi. 19. Tümen Harp Malzemeleri Sergisi de bu sayede vatandaşlarla buluşmaya başladı.

Yeni müze yapılıyor
Müzeyi yılda ortalama 50 bin kişinin ziyaret ettiğini söyleyen köy İmam Hatibi Mehmet Tosun, “2000 yılında bu köye geldim, görevli olarak. Tabi o yılda böyle müze falan yoktu. Benim çalışmamla müze bu hale geldi. İlk müzenin harcı da, şöyle bir olaydan meydana geldi; Bir evin camında korkuluk olarak tüfek namluların takılı olduğunu gördüm. O bina sahibinden ücretiyle aldım. İlk müzenin harcını oradan kurmaya başladım. Daha sonra eski binaların içerisinde, duvarlara kasatura sokmuşlar, üzerine tahta koymuşlar ve raf yapmışlar. Onları aldım. O şekilde müze çalışmalarına başladım. 2006 yılında başka bir yerde sergi yaptım. Tekrar 2006 yılında bu binayı muhtarlıktan kiraladık, müzeyi kurduk. İçerisindeki malzemelerin hepsi orijinal. Savaşta kullanılan malzemelerden. Bunların yüzde 99’unu ben kendi emeğimle topladım. Devlete envanter olarak bildirilmiş özel müzelerden bir tanesi. Müze çalışmaları devam ediyor. Yeni bina yapımı var, o da devam ediyor. Müzenin içerisinde, alt kat sergi, üst kat savaş objeleri ve aynı zamanda 1915 yılında askerlerin yazmış olduğu mektupların sadeleştirilmişi, Türkçe hali var. Gelen ziyaretçiler okusun diye. Yılda 50 binden fazla insan müzeyi ziyaret ediyor. Bizim buradaki amacımız köye bir katkı sağlamak” dedi.

"‘Ölmekten değil, unutulmaktan korkuyorum’ demişti"
Müze kurmaya, Çanakkale Savaşlarında şehit olan İbrahim Naci’nin hatıralarını okuduktan sonra karar verdiğini de söyleyen İmam Mehmet Tosun, “Bizim bu müzeyi kurmamızın en büyük amacı, bu Çanakkale Savaşlarında şehit düşen İbrahim Naci adında bir komutanımız var. Aynı zamanda geçen sene kitabı basıldı. Günlüklerinde, anılarında, ‘Ölmekten korkmuyorum da, unutulmaktan korkuyorum’ diyordu. ‘Acaba ben de unutulacak mıyım’ diyordu. İşte biz onları unutmamak için, aynı zamanda bu malzemeleri, burada savaşan insanları, buraya gelen herkes görsün diye, İbrahim Naci’leri ve diğer askerlerimizi unutmamak için bu müzeyi kurduk. İsmini 19. Tümen koymamızın amacı, Gazi Mustafa Kemal, Yarbay rütbesi ile Bigalı köyüne 19. Tümeni getiriyor. 57, 72 ve 77’nci alaylarla beraber Bigalı köyünde kalıyor. 25 Nisan gününde 57. Alayla saat 08.00’de buradan ayrılıyor. Yani 19. Tümen buraya geldiği için, bu Tümen de unutulmasın diye bu ismi koyduk” diye konuştu.

Köydeki bütün genç kızlar aynı gelinliği giydi
Müzede savaş objelerinin yanı sıra, köyün geçmiş yaşamına dair izler de yer alıyor. Köyün zenginlerinden bir kişinin aldığı, köydeki gelin olacak kızların sırayla giydiği gelinlik büyük ilgi görüyor. Gelinliğin hikayesini de anlatan İmam Tosun, “Bu çok eski bir gelinlik. Bir teyzenin gelinliği. Tabi o zaman maddi durumlar çok imkansız olduğu için, köyün hali vakti yerinde olan insanları bu gelinliği almışlar kendi gelinlerine. Daha sonra evlenen kızlar da bu gelinliği çoğu zaman giymişler. Güzel bir gelinlik. Biz bunu korumak için, bu şekilde insanlara gösteriyoruz” dedi.
Editör: Boğaz Gazetesi