İSÜ Liv Hospital Bahçeşehir Beslenme ve Diyet Kliniği’nden Diyetisyen Edanur Usta, her yıl 28 Temmuz'da Dünya Sağlık Örgütü tarafından viral hepatit ve neden olduğu hastalıklara ilişkin farkındalığı ve anlayışı artırmak için Dünya Hepatit Günü'nün kutlandığını söyledi. Diyetisyen Usta, hepatitli hastaların nasıl beslenmesi gerektiği konusunda bilgiler verdi.
Karaciğerin, vücudumuzda çeşitli metabolik ve sentez fonksiyonlarını gösteren en önemli organlardan biri olduğunu dile getiren Dyt. Usta, “Detoksifikasyon mekanizması ile toksinlerden arınma, safra salgılanması, bağışıklık düzenleyici ve kan hücrelerinin oluşumu gibi önemli görevleri vardır. Hepatit çeşitli faktörlerle karaciğer hasarına ve inflamasyona neden olan bir hastalıktır. Akut ve kronik hepatitli hastalarda karaciğer iltihabı (inflamasyonu) sonucunda karaciğer fonksiyonlarında bir düşüş meydana gelir, bu da besinlerin emiliminde ve metabolizmasında yetersiz beslenmeye yol açan durumları getirir. Çalışmalar, yetersiz beslenmenin kronik hepatitli hastalarda zararlı etkiyi ve genel durumu etkileyebileceğini göstermiştir” diye konuştu.
“Karaciğer yetmezliğine yol açabilir”
Hepatitin beraberinde siroz, karaciğer kanseri, karaciğer yetmezliğine yol açabileceğini belirten Dyt. Usta, “Karaciğer hastalığı olan kişilerde vitamin-mineral yetersizlikleri, yetersiz protein ve enerji alımına bağlı olarak malnütrisyon (kötü beslenme) görülebilmektedir. Bu sebeple hepatitin tedavisinde tıbbi beslenme tedavisinin rolü genel durumun iyiye gitmesi anlamında destek olacaktır. Özellikle beslenme tedavisinin antiviral ve antiinflamatuar etkilerinin görülmesi beklenmektedir” şeklinde konuştu.
“İştah kaybı görülebilir”
Hepatit hastalarında görülebilecek belirtilerden bahseden Dyt. Usta, “Hepatit hastalarında iştah kaybı, düşük ağırlık, mide bulantısı, kusma, emilim bozuklukları görülebilmektedir. Özellikle akut hepatitte vücutta enerji harcaması artacağından istemsiz ani kilo kayıpları yaşanabilmekte ve beraberinde kötü beslenme (malnütrisyon) görülebilmektedir. Vücutta artan inflamasyon sebebiyle mide boşalması gecikebilir ve ani kan şekeri düşüklüklerine sebep olabilir” açıklamasında bulundu.
“Beslenmenin önemi”
Hepatit tedavisinde beslenmenin önemine değinen Dyt. Usta, şu bilgileri paylaştı: “Hepatit tedavisinde beslenmede enfeksiyon ve ağırlık kaybı görülmesi sebebiyle yüksek kalorili beslenme uygulanmalıdır. İştah kaybı da göz önünde bulundurulacak olursa, az az sık sık beslenme ve az hacimde yüksek kalorili gıdaların tüketilmesi yeterli enerjinin alımı için önemlidir. Örneğin tavuk, salata, çorba gibi bir öğünün iştah kaybı yaşayan kişi için tüketimi zordur. Dolayısıyla, 1 kâse tavuk çorbası ile bir öğünden almanız gereken besin ögelerini karşılayabilirsiniz. Bunun dışında ara öğünlerde yapılan temiz içerikli ve yüksek kalorili ara öğünler artan enerji gereksiniminizi karşılamanızda büyük rol oynamaktadır. Örneğin az yağlı bir süt ve yulaf unu / tam buğday unu ile yapılan 200 gramlık bir muhallebi besleyiciliğinin yanında enerji alımınıza katkıda bulunacaktır. Ya da bolca lor peyniri ile hazırlanmış tam buğday unundan 1 adet poğaça çayınızın yanına keyifli bir ara öğün olarak eşlik edecektir.”
“Protein alımı ihmal edilmemeli”
Protein alımının da göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Dyt. Usta, “Bir diğer nokta ise yeterli protein alımıdır. Vücutta yoğun bir enerji harcaması olup yetersiz beslenme durumu da oluştuğunda yoğun bir kas kaybı görülebilmektedir. Ayrıca yeterli protein alımı vücutta immün sistemin uyarılması, ‘hepatosit’ adı verilen karaciğer hücrelerinin yenilenmesi için önemlidir. Hastalığın seyri ve şiddetine göre almanız gereken protein miktarı değişecektir. Burada önemli olan biyoyararlanımı yüksek olan et, balık, yumurta gibi kaynakların tüketiminin ve porsiyonlamasını kişiye özel olarak planlamaktır” dedi.
“Zeytinyağlı besinler tercih edilebilir”
Hayvansal kaynaklı doymuş yağlardan uzak durulması gerektiğine dikkat çeken Dyt. Usta, şunları söyledi: “Yağ emilim bozukluklarının görülebileceği göz önünde bulundurulursa, özellikle hayvansal kaynaklı doymuş yağlar yerine (kaymak, tereyağ, kuyruk yağı gibi) zeytinyağı, fındık yağı, ceviz yağı gibi doymamış yağlara öncelik verilmelidir. Özellikle balığın içerisinde bulunan Omega-3 elzem yağ asidi antiinflamatuar etkileri sebebiyle karaciğer destekleyicidir. Hepatitli hastalarda emilim bozuklukları sebebiyle B, C, D, E vitamini, demir, kalsiyum, selenyum ve çinko düzeyleri azalabilmektedir. Bu vitamin ve minerallerden zengin besinlerin yeterli oranda alınması (B grubu vitaminleri için tam tahıllar ve et ürünleri; C vitamini için koyu yeşil yapraklı sebzeler ve turunçgiller; E vitamini, selenyum ve çinko için çiğ kuruyemişler, demir için et ürünleri, kurubaklagiller, kuru meyveler kullanılabilir.)”
Düzenli kan tetkikleri yapılarak hekim önerisi ile doğru takviye edici gıdalarla eksikliklerin mutlaka tamamlanması gerektiğini açıklayan Dyt. Usta, “Hepatitli hastaların antiviral tedavisinde metabolizma bozuklukları ve kötü beslenme tablolarının önlenebilmesi ve genel durumu desteklemek adına erken ve zamanında bireyselleştirilmiş beslenme planları büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
“Beslenme önerileri”
Dyt. Usta, hepatitli hastalara beslenme önerilerini şu şekilde sıraladı: “Her gün 4-5 porsiyon sebze tüketin. Haftada 2 gün balığını ihmal etmeyin. Günlük mutlaka en az 2.5 litre su tüketin. Enginar, tahin, kişniş, sumak, zerdeçal, pancar, limon gibi karaciğeri destekleyen gıdaları mutlaka her gün kullanın. Çinkodan zengin 1 avuç çiğ kabak çekirdeğini ara öğünlerinde kullanın.”
Dyt. Usta, hepatitli hastaların beslenirken yapmaması gerektiği durumları ise şöyle sıraladı: “Glukoz/fruktoz şurubu, katkı maddeleri, renklendirici, aroma verici gibi içeriği besleyici olmayan paketli ürünleri kullanmayın, mutlaka etiket okuyun. Günlük 1 çay kaşığı tuz limitini aşmayın, tuz içeriği yüksek ürünlerden kaçının. Kırmızı et, kaymaklı yoğurt, yağlı peynirler gibi doymuş yağ içeriği yüksek gıdalardan kaçının. Sebze ve meyveleri organik ya da bildiğiniz güvenilir satıcılardan temin edin. Sebze ve meyveleri olası tarım ilaçlarından arındırabilmek için önce karbonatlı suda sonra sirkeli suda bekletin ve temiz sudan geçirerek tüketin. Açık satılan kuruyemiş, tahıl gibi gıdaları, çiğ süt ürünlerini kullanmayın.”
Editör: Boğaz Gazetesi