Halk sağlığı uygulamaları, bireyin anne rahminden yaşamının sonuna kadar olan süreçte sağlıklı yaşam sürmesini ve hastalıklardan korunmasını hedefliyor. Her yıl, 3-9 Eylül tarihleri arasında kutlanan Halk Sağlığı Haftası çerçevesinde açıklamalarda bulunan İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, obezite ve kardiyovasküler hastalıklardan korunma yöntemlerine anlattı.
Obezite, birçok sağlık sorununu beraberinde getiriyor
Sağlıksız beslenme alışkanlıklarının, hareketsiz yaşam tarzı ile birleşmesi sonucunda ortaya çıkan obezite, birçok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Uyku apnesi, astım, polikistik over sendromu, diyabet, hipertansiyon, gut, karaciğer yağlanması, düzensiz adet görme, migren ve çeşitli kanser türlerinin bu sağlık sorunlarının arasında olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, “Obezite, tüm dünyada ve ülkemizde sağlık harcamalarını artıran; bireylerin yaşam konforunu düşüren ve vakit kaybetmeden tedavi edilmesi gereken bir hastalık. Obeziteden korunmak için mutlaka fiziksel aktivitelerin artırılması gerekiyor. Doğal olmayan şekerin tüketilmemesi ve günlük tuz alımına dikkat edilmesinin yanı sıra kalorili, hazır gıdalardan da uzak durulmalı. Yemekler, sağlıklı tekniklerle pişirilmeli ve yavaş yenmeli. Sürekli aynı tarz beslenme de vücuda iyi gelmiyor. Besin çeşitliliğine mutlaka dikkat edilmeli ve her besin çeşidinden dengeli bir şekilde tüketim sağlanmalıdır. Doymuş yağların mümkün olduğu kadar az tüketilmesine de önemle dikkat edilmeli.” şeklinde ifade etti.
“Egzersiz yapmak, kalbin vücuda iyi kan pompalamasını iyileştirmeye yardımcı olur”
3-9 Eylül tarihleri arasında kutlanan Halk Sağlığı Haftası çerçevesinde açıklamalarda bulunan Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, “Kardiyovasküler hastalık risk faktörleriyle ilgili yapılan araştırmalar, küçük yaşam tarzı değişikliklerinin bile koroner arter hastalığı, kalp krizi, felç ve diğer kardiyovasküler rahatsızlık risklerini azaltabileceğini gösteriyor. Sigara kullanımı, yüksek tansiyon, obezite, stres ve kolesterol gibi değiştirilebilir risk faktörlerini ortadan kaldırmak adına hayatımızda yapacağımız değişimlerle kardiyovasküler rahatsızlık riskini önleyebiliriz. Bahsettiğimiz gibi obezite, birçok hastalığın oluşmasında büyük bir etkene sahip. Araştırmalar, aşırı kilolu olmanın diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların başlamasına katkıda bulunduğunu gösteriyor. Fazla kilolu olmak; kan kolesterolünü, trigliseridleri ve kan basıncını yükseltir. HDL kolesterolü düşürür ve diyabet riskini artırır. Güçlü ve sağlıklı kalmak için bir egzersiz programına ihtiyaç vardır. Egzersiz yapmak, kalbin vücuda iyi kan pompalamasını iyileştirmeye yardımcı olur. Aktivite ve egzersiz; kan basıncını, yüksek kolesterolü düşürebilir, stresi azaltabilir” dedi.
Editör: Boğaz Gazetesi