Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Gürkan Özkan, 'genital siğil ve tedavisi' hakkında bilgiler verdi. Dr. Özkan, “Genital siğil, cinsel yolla bulaşması nedeniyle önem arz eden tespit edildiğinde mutlaka partnerinin de muayene olması ve partnerde de mevcut ise kısa zamanda tedavi edilmesi önem arz etmektedir. Genital siğil özellikle cinsel yolla bulaşması nedeniyle önem arz eden fakat, tuttuğu bölge açısından mahremiyet arz ettiği içinde genelde ihmal gören bir konudur. Human papılloma virüs HPV virüsünün yaptığı tıppi adı ‘kondiloma aküminata’ olan genital siğil hastalığı, kadın ve erkeklerde genital bölgede yerleşmektedir. Bulaşımı daha çok cinsel temasla ön plana çıkmaktadır. Genital bölgeyi tutan bu siğiller tespit edildiğinde önemli olan uzman hekim tarafından tedavi edilmesidir. Tedavi edilmediğinde hem artabilir hem de istenmeyen sonuçlara sebebiyet verebilir. Genital siğili olan bir hasta özellikle bu siğilleri koparmaması, kanatmaması, tahriş etmemesi ve kesmemesi gerekmektedir. Bu nedenle bulaşı ve çoğalmaya sebebiyet vermemek için bu bölgelerin temizliğinde kesinlikle jilet kullanılmaması lazımdır. Bu bölgelerin temizliği diğer alternatif yöntemlerle yapılması gerekmektedir. Özellikle erkeklerde penis, torba, kıllı bölge, apış arası denilen genital bölgede ve daha nadiren de anüs çevresi ve idrar kanalında ve bazen de nadiren bağırsak içine kadar yayılım göstermektedir. Kadınlarda da rahim ağzı kanserine sebebiyet oluşturabilmesi açısından çok önemlidir. Bir kişide genital siğil tespit edildiğinde mutlaka partnerinin de muayeneden geçmesi eğer onda da mevcutsa eş zamanlı tedavisi önem arz etmektedir. Tedavi edilmezse yayılım ve nüksetme süresi yüksek olduğu için hastaların tedavi süreci çok daha uzun ve yorucu olabilmektedir” dedi.

Genital siğil tedavi seçenekleri
Dr. Özkan, genital siğil tedavi seçenekleri hakkında şu bilgileri verdi:
“Genital siğil tedavilerinde öncelikle krem, losyon gibi eğer lozyon tek ve küçükse kullanılabilmektedir. Daha sonraki aşamada ‘kriyoterapi’ denilen sıvı litrojenle tedavi yapılmaktadır. Üçüncü tedavi seçeneğinde ‘radyo frekans koter’ denilen yöntemle bu lezyonların tek seansta tedavisi mümkün olabilmektedir. Ayrıca bu tedavilerden sonra nüksetme ihtimalini azaltmak için hastanın virüse karşı özellikle HPV'ye karşı direncini artırmak için ilaç tedavisi de eklenmektedir. Radyo frekans tedavi bu sayılan tedavi yöntemleri arasında en etkili olanıdır. Çünkü bu tedavi yönteminde virüsün yapmış olduğu siğiller kanama olmaksızın toplanmakta ve tabanlara yüksek frekanslı enerji verilerek imha edilmektedir. Bu tedaviyle nüksetme riskini azaltmakta olup, tedavinin başarı şansı artmakta. Ayrıca ‘radyo frekans’ yöntemiyle daha az iz kalması mümkün olmaktadır."
Editör: Boğaz Gazetesi