5 sene önce Çanakkale’nin Ezine ilçesinde bir çiftlik satın alarak yaşamaya başlayan Gülgün Hisarlı, ablası Nilgün Hisarlı ile birlikte doğal tıbbi aromatik bitkiler yetiştirmeye başladı. Yetiştirdiği doğal tıbbi aromatik bitkilerden doğal ürünler elde eden Hisarlı, insan sağlığı için doğal ürünleri kullanmanın önemini vurguladı. Son zamanlarda popüler olan ‘organik ürün’ akımıyla birlikte doğal ürünlere yönelimin arttığını dile getiren Hisarlı, organik ürünlerle doğal ürünler arasında birtakım farklar olduğunu belirtti.
BİLİNÇSİZ TOPLANDIĞINDA BİTKİLERİN NESLİ TÜKENİYOR
Doğal tıbbi aromatik bitkiler üzerine çalışmaya yönelik süreci anlatan Gülgün Hisarlı, “Bu karar, uzun senelerin birikimi sonucu oluşmuş bir karar. Biraz büyük şehri terk etme, çiftlik hayatı özlemi, köpeklerimle beraber farklı bir yaşam hevesi. Aynı zamanda benimle birlikte ablam da bu kararı aldı. Önce ortak olduk, sonra da ev arkadaşı olduk. Çiftlikte beraber yaşıyoruz ve bu işi birlikte yürütüyoruz. Arazi arayışıyla başladık. Belirli kriterlerimiz vardı. Tarım havzalarından uzak olması, herhangi bir ilaçlama yapılmaması gibi bir boyut konusunda kriterimiz vardı. Bu kriterlere uygun araziyi, Çanakkale’nin Ezine bölgesinde bir köyde bulduk. Dağ başında bir arazi aldık. Yolu, suyu, elektriği yoktu. Bir sene konteynerde susuz ve elektriksiz yaşadık. Daha sonra evimizi yaptık ve yerleştik. Önce toprak ıslahı, sonra da ekime başladık. Geçen seneden beri de üretimdeyiz. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığımız bir kurutma tesisi hibesi ile tıbbi aromatik bitkiler için kurutma tesisi kurduk” dedi.
Bitkilerin bilinçsiz bir şekilde toplandığına dikkat çeken Hisarlı, “Yatırımımızın son aşaması olarak küçük bir butik otel planlıyoruz. Turizm amacı olduğu kadar eğitim amaçlı. Tıbbi aromatik bitkilerin kullanılması amacında hem biz hem de uzmanların eğitim verebileceği bir alan yaratmak istiyoruz. Ezbere ve kara tahta önünde değil, uygulamalı ve görerek eğitim vermek istiyoruz. Bitkileri toplayarak, kurutarak ondan sonra da işleyerek bütün eğitimi vermek istiyoruz. Bunun için de çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu.
HİÇBİR KİMYASAL GÜBRE VE İLAÇ KULLANILMADAN YETİŞTİRİLİYOR
Dağdan bitki toplamama prensiplerinin olduğunu vurgulayan Hisarlı, “Türkiye endemik bitkiler ve tıbbi aromatik bitkiler bakımından çok zengin olmakla birlikte yanlış ve aşırı toplama yüzünden birçok bitkimizin tükenme korkusu içindeyiz. Nesilleri tükeniyor. Dolayısıyla biz dağdan toplamak yerine, kendimiz ekerek yetiştirmeyi tercih ettik. Tamamen doğal yöntemlerle, hiçbir kimyasal gübre veya ilaç kullanmadan yetiştiriyoruz. Bizim kullandığımız ilaçlar, beyaz sabun, zeytinyağı, su, sirke. Bunları kullanıyoruz, başka hiçbir kimyasal ilaç kullanmayız. Tamamen elle hasat yapıyoruz. Daha sonra kurutma tesisimizde, 35 derece sabit ısıda ve karanlıkta kurutuyoruz. Tıbbi aromatik bitkilerin özelliğinin kaybolmaması kurutmaya bağlı. Yüksek ısıda kuruttuğunuzda vasıflarını kaybediyorlar. Düşük ısıda uzun sürede kuruttuğunuzda aflatoksin üretiyorlar” sözleriyle doğal tıbbi aromatik bitkilerin kısa sürede ve sabit ısıda kurutulması gerektiğini belirtti.
'DOĞAL TARIM, ORGANİK TARIMIN İKİ ADIM ÖTESİDİR'
Hisarlı, "Türkiye’de doğal ürünlere yönelim, daha doğrusu organik tarıma yönelim arttı. Kişiler arasında doğal tarım-organik tarım bilinci çok oluşmadı. Doğal tarım organik tarım değildir, organik tarımın iki adım ötesidir. Organik tarımda kullanılmasına müsaade edilen bazı kimyasalları biz katiyen kullanmayız. İnsanlarda ciddi miktarda kimyasalsız, ilaçsız tarıma doğru bir yönelme var. Bilinç arttıkça bu ürünlere doğru olan ilgi artmakta. Pazar geniş. Dolayısıyla burada büyüyeceğimize inanıyoruz" diye konuştu.
'15 LİRAYA EVDE KENDİ KREMİNİZİ YAPABİLİRSİNİZ'
Tıbbi aromatik bitkilerin iki amaçlı kullanıldığını dile getiren Hisarlı, "Tıbbi aromatik bitkiler, birkaç çeşit amaçlı kullanılıyor. Bir tanesi tıbbi, diğeri de kozmetik amaçlı. Kozmetik amaçlı kullanıma geçtiğimizde çok basit yöntemlerle, hiç kimyasal kullanmadan evinizde bile bu kozmetik ürünlerini kullanabilirsiniz. Bu konu hakkında biraz bilginiz olduktan sonra istediğiniz ürünü, hiçbir kimyasal kullanmadan 10’da 1 fiyatına ya da 20’de 1 fiyatına evinizde üretip kullanabilirsiniz. Cildiniz en büyük organınız. Sürdüğünüz her şey yüzde 60 oranında, en geç yarım saat içinde kanınıza karışıyor” diyerek kimyasal içeren pahalı kozmetikleri kullanmak yerine kendi kozmetik ürünlerimizi yapmasını tavsiye etti.
Gülgün Hisarlı sözlerine şöyle devam etti:
"Alacağınız çiçeğin ya da bitkinin fiyatı, bu muhtelif oranlarda 5 ile 10 lira arasında değişiyor. Kullanacağınız çok az miktarda bal mumu, zeytinyağı, kakao yağı ve zaman ile emektir. Ama elde ettikten sonra bebeklerinize dahil kullanabileceğiniz ürünler elde edebilirsiniz. Biz şu anda kozmetik ürünleri üretmiyoruz. Kendimiz için üretiyoruz. Koruyucu katkı maddesi kullanmadığımız için bunun raf ömrü düşük. Siz kendiniz evinizde üretirseniz, buzdolabında saklayabilirsiniz, istediğiniz gibi kullanabilirsiniz ve bittikçe yenileyebilirsiniz. Kremini yapacağınız bitkinin yapraklarını zeytinyağına yatırarak, her gün karıştırarak güneşte 4-6 hafta beklettikten ve süzdükten sonra zeytinyağını, kakao yağı ve balmumuyla karıştırıp mikserde çırparsanız kreminiz hazır olur. Güneş yanığından, ince kırışıklıklara kadar faydası olan bir kreminiz olur. Ciddi bir de nemlendirme sağlar."
MUTLAKA GÜVENİLİR BİR KAYNAKTAN TEMİN EDİLMESİ GEREKİYOR
Eskiden aktarların daha bilinçli olduğunu dile getiren Gülgün Hisarlı, "O çok büyük bir mesele. Eski aktarlarımız çok bilinçliydiler, tıbbi aromatik bitki uzmanıydılar. Dolayısıyla onlardan güvenerek alınıyordu bitkiler, bundan 50-60 sene önce. Şimdi aktarlarımızda o kadar bilgi yok ya da çok azında var. Ne bitkiyi toplayan topladığını biliyor, ne kurutan neyi nasıl kuruttuğunu biliyor, ne de satan tam ne sattığını biliyor” ifadelerini kullanarak tıbbi aromatik bitkilerin mutlaka güvenilir bir kaynaktan temin edilmesi gerektiğini belirtti.
KAPASİTEMİZ ABD VE ALMANYA’DAN ÇOK DAHA YÜKSEK
Türkiye’nin doğal tıbbi aromatik bitkilerle ilgili çalışmalar yapmakta geciktiğini söyleyen Hisarlı, "Tabiat zenginliği bakımından çok fazla. Fakat biz maalesef bu konuya eğilmekte geç kaldık. Adımlar atılıyor, tıbbi aromatik bitkiler için teşvikler var. Üretim artıyor, fakat daha çok eksiğimiz var. Dolayısıyla hiçbir zaman Almanya ya da Amerika ile şu anda kıyaslanmamız mümkün değil. Ama kapasitemiz çok daha fazla. Biraz buna emek vererek, biraz bilinç arttırarak, insanları doğru tıbbi aromatik bitkileri kullanma yöntemlerine alıştırarak çok daha fazla ilerleyebiliriz. Şu anda kekik olsun, defne olsun bunlarda ihracatımız oldukça fazla. Fakat tıbbi aromatik dediğimiz kozmetik dalında veya ilaç olarak kullanabileceğimiz bitkilerde zayıfız. Kapasitemiz var ama çok çalışmamız lazım” diye konuştu.
Editör: Boğaz Gazetesi