Şef Yılmaz Özfırat yönetimindeki Antakya Medeniyetler Korosu’nun konserine Büyükçekmece halkının da ilgisi çok yoğun oldu. Voleybol turnuvası için Kuzey Kıbrıs’tan Adıyaman’a gelen ve deprem sırasında kaldıkları otelin yıkılması sonucu canlarını kaybeden sporcu çocuklara ithaf ettikleri Mağusa Liman’ı isimli şarkı konser salonunu hüzne boğdu. Salonu dolduran yüzlerce dinleyicinin cep telefonlarını ışıkları ile eşlik ettikleri şarkı duygu dolu anlar yaşattı. Koro gecenin finalinde ise depremde kaybettikleri 7 arkadaşlarını unutmadı. Konser salonunda dinleyiciler uzun süre Antakya Medeniyetler Korosu’nu ayakta alkışladı.
“Dram vardı, sanat vardı, insanlık dersi vardı, gözyaşı vardı”
Antakya Medeniyetler Korosu Şefi Yılmaz Özfırat ve koro üyelerini tek tek kutlayan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün şöyle konuştu: “Bu akşam burada Sevgili Yılmaz Hocamın önderliğinde, onun şefliğinde, onun kurduğu Antakya Medeniyetler Korosu festivalin özel gecesini yaptı. Özel bir açılış oldu. Muhteşem bir geceydi. Bu akşam Yılmaz Hocanın ve Medeniyetler Korosu’nun bize yaşattığı bir eğlenceden daha ziyade insan olmanın farkına varma, sevginin, ıstırabın, yokluğun, sevinçlerin, üzüntülerin paylaşıldığı zaman nelerin olduğunu bize hissettirdi. Hem insanlık dersi vardı bu akşam burada, hem müzik vardı, hem sanat vardı, hem dram vardı hem de gözyaşı vardı. “
“En acı şey de unutulmak’’
Koro Şefi Yılmaz Özfırat, deprem sonrasında Hatay’da depremzedelere yardım eli uzatan Büyükçekmece halkı ve Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’e teşekkür ederek şunları söyledi: “Medeniyetler Korosu olarak 6 Şubat’tan sonra bizler de büyük bir yıkım yaşadık ve bu yıkımın içerisinde biz de maalesef 7 arkadaşımızı kaybettik. ‘’Medeniyetler Korosu ayağa kalkarsa Hatay ayağa kalkar, Antakya ayağa kalkar’’ felsefesiyle de tekrar toparlanıp konserler vermeye başladık. Depremzedelerin sesi olduk aslında. Bizler de bu akşam burada kendi evimizdeyiz aslında. Çünkü Büyükçekmece Belediyesi ilk günden beri Hatay’da, Defne’de, Antakya’da Hatay’ın her yerinde bize dokunuyorlar. Bize yardımcı oluyorlar. Bize sahip çıkıyorlar. Belki de en önemli şey sahip çıkılmak. En acı şey de unutulmak.’’
Editör: Boğaz Gazetesi