Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye her iki terör örgütünü sahada bozguna uğratan tek ülkedir, yegane NATO müttefikidir. Bu örgütlerin palazlanmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bölgemizin geleceğinde ne DEAŞ’a ne PKK ve türevlerine yer yoktur" dedi.

 Avrupa Birliği ile ve üye ülkelerle temaslarımızın arttığı bir yılı geride bırakıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önce Dışişleri Bakanım 5 yıl aradan sonra Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesinde bir araya geldik. Gerek bu görüşmelerimizde gerek kurumlarımız arasındaki temaslarda hep şunu ifade ettik. Avrupa Birliği üyeliği Türkiye için stratejik hedef olmayı sürdürüyor. Üyeliğimizin ülkemize olduğu kadar birliğe de önemli katkılar yapacağı açıktır" dedi. Son gelişmelerin Türkiye’nin kilit ülke konumunu daha da perçinlediğine dikkat çeken Erdoğan, "Sayın Başkan ve heyetiyle görüşmelerimizin öncelikli gündemi, aramızdaki ilişkileri canlandırmak için atılabilecek ortak adımlardı. Türkiye’nin üyelik perspektifini güçlendirecek yeni bir vizyon ortaya koymalarını beklediğimizi kendilerine ilettim. Ortak çıkarlarımızın bazı üyelerin kısır gündemlerine esir edilmemesi gerektiğini bir kez daha vurguladım. Kazan kazan formülüyle ve karşılıklı saygı temelinde iş birliğimizi ilerletebiliriz. Bu minvalde Sayın Başkan’ın da yakın iş birliğine ve diyaloğa değer verdiğini memnuniyetle müşahede ettim” diye konuştu. Ursula Von Der Leyen ile geçtiğimiz günlerde bir telefon görüşmelerinin olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu görüşmede Türkiye’nin ve Avrupa Birliği’nin Suriye’nin istikrarına ve güvenliğine verdiği önemin altını çizmiştik. Bugünkü istişarelerimizde Suriye sahasındaki son gelişmeleri detaylıca ele aldık. Suriye’nin egemenliği ile toprak bütünlüğünün muhafazası başta olmak üzere katılımcı bir idarenin tesisi noktasında hemfikir olduğumuzu gördüm. 61 yıllık zulmün, baskının, karanlığın ardından yıkılan Baas rejimi geride kelimenin tam anlamıyla büyük bir enkaz bıraktı" değerlendirmesinde bulundu.

"Uluslararası toplum 13 yıl boyunca katliama uğrarken Suriye halkına maalesef yeterli desteği vermedi, veremedi"

Yaklaşık 1 milyon insanı katledilmiş, nüfusunun yarası yerlerinden edilmiş, 13 yıldır süren çatışmalardan bitap düşmüş bir Suriye ile karşı karşıya olunduğunu belirten Erdoğan, "Suriye halkının bu ağır yükün altından tek başına kalkması mümkün değil. Suriye’nin komşularının dost ve kardeş ülkelerin Avrupa Birliği ile uluslararası kuruluşların güçlü desteğiyle süratle ayağa kalkması lazım. Burada şunu çok net ifade etmek isterim. Uluslararası toplum 13 yıl boyunca katliama uğrarken Suriye halkına maalesef yeterli desteği vermedi, veremedi" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin geleceği için çağrıda bulunarak, "Şimdi bunu telafi etmek mümkündür. Bunun yolu da Suriye’nin inşa ve imar çabalarına destek olmaktan geçiyor. Bu anlayışla Şam Büyükelçiliğimizi 12,5 yıllık aranın ardından cumartesi günü yeniden faaliyete geçirdik. Türkiye, Suriyeli kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir. Tabii bu süreçte ülkenin terör yuvası olmaktan çıkarılması gerekiyor. Gerek DAEŞ, gerekse PKK ve uzantılarıyla mücadele görüşmemizde ele aldığımız hususların başında geldi. Türkiye her iki terör örgütünü sahada bozguna uğratan tek ülkedir, yegane NATO müttefikidir. Bu örgütlerin palazlanmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bölgemizin geleceğinde ne DEAŞ’a ne PKK ve türevlerine yer yoktur" diye konuştu.

"İsrail saldırılarında can veren 50 bin Filistinlinin neredeyse tamamını Rim ve dedesi gibi çocuklar, kadınlar, yaşlılar oluşturuyor"

“Siber Güvenlik Başkanlığı kuruyoruz” “Siber Güvenlik Başkanlığı kuruyoruz”

13 yıllık bu insani buhran ve çatışma döneminde Avrupa Birliği ile birçok projeyi hayata geçirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birliğin ülkemizin yükünü hafifletmek amacıyla sağladığı desteği gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırmak için çeşitlendirmesini bekliyoruz. Bu desteğin Suriye’de temel altyapı yatırımlarını içerecek şekilde orta ve uzun vadeli, kapsamlı ve sürdürülebilir olması çok mühimdir. Suriye’nin kuzey bölgelerinde bu alanda birçok faaliyetlerde bulunmuş bir ülke olarak birlikte çalışmaya hazırız. Görüşmemizde Sayın Başkan’a İsrail’in Gazze’deki mezalimi ile bölgedeki saldırganlığına artık bir son verilmesi gerektiğini de aktardım" diye konuştu.

Kışın gelmesiyle birlikte Gazze’deki insani durumun daha da kötüleştiğine dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Dün yine bir okulun hedef alındığı menfur bir katliam daha gerçekleşti. Bundan 13 ay önce ruhumun ruhu dediği 3 yaşındaki torunu Rim’i gözlerinden öperek cenneti uğurlayan Halid Nebhan’ın dün şehit edildiğini öğrendik. Rabbim torunuyla birlikte cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum. İsrail saldırılarında can veren 50 bin Filistinlinin neredeyse tamamını Rim ve dedesi gibi çocuklar, kadınlar, yaşlılar oluşturuyor. Sayın Başkan’la görüşmemizde Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması ve kalıcı ateşkesin sağlanmasının önemine dikkat çektim. Avrupalı dostlarımızın Netanyahu hükümetine baskı yapmaları gerektiğini vurguladım. Ukrayna’da gecikmeksizin adil ve istikrarlı barışın sağlanmasına yönelik tespit ve görüşlerimizi paylaştım."

"Gümrük birliğinin güncellenmesi beklentimize cevap verecek ve vize serbestisi sağlanana dek vize süreçlerini hızlandıracak kararlar alınmasını temenni ediyorum"

Türkiye ve Avrupa Birliği arasında her zamankinden daha güçlü ve kurumsallaşmış bir ilişkiye ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Aday ülke olarak biz bu iradeye sahibiz. Avrupa Birliği Komisyonu’nun da Sayın Von der Leyen ile gerekli iradeyi sergileyeceğine inanıyorum. İki gün sonra yapılacak birlik zirvesinde ilişkilerdeki tüm kısıtlamaları kaldıracak, askıya alınan yüksek düzeyli diyalogları canlandıracak, gümrük birliğinin güncellenmesi beklentimize cevap verecek ve vize serbestisi sağlanana dek vize süreçlerini hızlandıracak kararlar alınmasını temenni ediyorum. Bu vesileyle en kısa sürede Türkiye Avrupa Birliği zirvesini yapmak suretiyle ilişkilerimizi olması gereken seviyeye çıkarmayı ümit ediyorum" değerlendirmesini yaptı. AB Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen ise, "En üst seviye diplomatımız Şam’a geri dönecek, Suriye halkının barışçıl bir geçiş sürecine ihtiyacı var. Türkiye’nin burada çok önemli bir rolü var. Bölgeye istikrar gelmesi için terörizme karşı çok dikkatli olmalıyız. Kıbrıs ile ilgili müzakereleri devam ettirmeliyiz. Türkiye’nin yıllar boyunca milyonlarca Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapma sorumluluğunu istikrarlı bir şekilde üstlendiğini belirtmek isterim. Biz de bu çabanızda yanınızda olduk. AB, 2011’den bu yana mültecileri ve yerel toplulukların ev sahipliği yapma çabalarını desteklemek için yaklaşık 10 milyar avro sağladı. Bugün, 2024 yılı için ilave 1 milyar euronun yolda olduğunu duyurmaktan büyük mutluluk duyuyorum" açıklamasını yaptı. Toplantıda; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ile Avrupa Komisyonu Kabine Başkanı Valdis Dombrovskis ve Avrupa Birliği Dış İlişkiler Genel Sekreteri Stefano Sannino da hazır bulundu.

Kaynak: İHA